Hükümdarların hayatlarına giren "Yabancı gelinler" tarihte de bugün de kamuoyunun ilgi odağına yerleşiyorlar.
Lehistanlı Aleksandra (Roxelane) veya Lisowska'nın (1500-1558) Osmanlı hükümdarı Kanuni Süleyman ile evlenip "Hürrem" adını almasının öyküsünü, bugün hâlâ konuşup tartışıyoruz.
BBC'nin son belgeseli de İngiltere kralı 8'inci Edward'ın 1937'de tahtını bırakmasına sebep olan yabancı gelin Amerikalı (Baltimore'lu) Wallis Simpson (1896-1986) hakkındaydı...
Tabii ki Wallis'in öyküsü Hürrem'inkinden farklı. Kral'la birlikte olmadan iki kez evlenmiş. 8'inci Edward'ın metresi olduğunda ikinci kocası ile evlilik bağı devam ediyormuş. Kralı tahtı bırakmak tercihine getiren neden ise Wallis'in dul olmasıymış.
Aynı zamanda İngiltere Kilisesi'nin de ruhani başkanı olan İngiliz krallarının dul kadınlarla evlenmeleri mümkün değilmiş. Acaba böyle bir tercihle karşı karşıya kalsaydı, Kanuni de Hürrem için Osmanlı tahtından feragat eder miydi?
Cinsel Çekicilik
Bu yabancı gelinlerin hükümdarları veya güçlü adamları baştan çıkarmalarının başlangıcında mutlaka cinsel çekicilikleri vardır. 8'inci Edward ile Wallis Simpson hakkında yazılan kitapların çoğunda, İngiltere kralının cinsel yetersizliğinden söz edilir.
Hatta bazen onun kendi cinsine ilgi duyduğu da ima edilir. Wallis ilk evliliğinde kocası olan alkolik Amerikan subayı ile Çin'e gitmiş. Bu evliliği sırasında önce bir Arjantinli diplomat sonra da Mussolini'nin damadı olacak Ciano ile aşk yaşamış.
Uzakdoğu'nun aşk sanatlarına uzman düzeyinde aşina olmuş.
İkinci kocası zengin bir denizci olan Wallis, bu evliliğinde de (1928) Londra'ya yerleşmiş ve sosyeteye girmiş. Hürrem ise Kırım Tatarları tarafından anavatanından kaçırılmış (1520) ve sonunda Kırım Hanı tarafından Osmanlı Sarayı'na sunularak Kanuni'nin hayat alanına girmiş.
Metresin ayağını kaydırıyor Wallis'e gelince... 8'inci Edward'ın metresi olarak bilinen Lady Furness, onu Kral'la tanıştırmış. Bu Lady Furness bir ara Amerika'ya gittiğinde Wallis de yalnız kalan Kral'ın metresi olmuş. Çeşitli kitaplarda Wallis'in cinsel deneyimlerini kullanarak Kral'ı çılgına çevirdiği ve vazgeçilmez kadın konumuna geldiği anlatılır.
Bu açıdan herhalde Hürrem de daha önce çocuk sahibi olan ve kadınlar konusunda deneyimsiz olmaması gereken Kanuni'ye farklı bir şeyler sunmayı başarmıştı.
Bu iki yabancı gelinin ortak noktaları evlilik sonrasında kocalarını yanlış yönlendirmeleri olabilir.
Kral, Wallis'le evlenmek için İngiltere tahtını bıraktıktan sonra, onun güdümüne girer ve Almanya'ya gidip Hitler'le buluşurlar.
Mustafa'nın katledilmesi bunun üzerine eski Kral İngiliz hükümeti tarafından bir nevi sürgüne gönderilir ve 2'nci Dünya Savaşı boyunca Bermuda'da sömürge valiliği yapar. Bazı tarihçilere göre de Hürrem, Kanuni'yi daha önceki evliliğinden olan parlak şehzade Mustafa'yı "Seni devirecek" diyerek öldürtmesi için ikna etmiştir.
Aralarındaki fark ise Edward'ın 1972'deki ölümünden sonra Wallis'in 14 yıl daha yaşamasıdır. Hürrem ise Kanuni'nin ölümünden sekiz yıl önce vefat etmiştir.
Gördüğünüz gibi bu pazar hafif Reha Muhtarlaştım. Güçlü erkelerle çekici kadınların birlikteliklerini ele alırken Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile İtalyan gelin Carla Bruni konusuna da girecektim az kalsın...
Ama bu birlikteliği irdelemeyi sevgili Reha Muhtar'a bırakıyorum. O kendi deneyimlerini de ekleyerek bu olayı daha derinine ele alabilir. Bu pazar Reha Muhtar'ın uzmanlık alanına girdiğim için ondan özür diliyorum.
Haber Kaynağım :
Sabah Gazetesi Yazarı MEHMET BARLAS haber yazısından alınmıştır.
http://www.sabah.com.tr/