Şehirde, insan ticareti yapıldığına yönelik iddialar oldukça fazla.
Amacımız söylenilenlerin peşinden gitmek.
Bir oto yıkama dükkânının sahibi olan H.D., işini gücünü bırakıp bize yardımcı olma amacını şu sözlerle anlatıyor:
“Bütün pislikler ortaya dökülsün. Bizim halkımızda da kabahat var.
Önce Suriyelileri kullanıp sonra da onlardan şikâyet ediyorlar. Onlar gitsin, biz de rahat edelim.”
Yıkamacı H.D’nin söylediklerini birebir gözlemliyoruz.
Sözgelimi Suriyelilerin kaçakçılık yaptığından söz edenlerin tümünün gömlek ceplerinde, onların pazarladığı, ucuz “Prestij” marka sigaralar bulunması dikkat çekici!
Kapılara işaret
Şehre akşam çökerken buluştuğumuz yerde yine olaylar yaşanıyor.
30 kişilik bir grup, Perilikaya Mahallesi’nin ara sokaklarına doğru harekete geçiyor.
Sokak başındaki bir köşeden, önceden sakladıkları belli olan sopaları alıyorlar. Birkaç kişinin ellerinde satırlar olduğuna şahitlik ediyoruz.
Yıkamacı H.D. vahim bir iddiada bulunup “Suriyelilerin oturduğu evlere gündüzden işaret konuldu” diyor.
Tatsız bir durum yaşanmadan sona eren gösterilerin ardından, “Suriyeli insan ticareti” konusunda “deneyim ve bilgi sahibi olan” M.C. ile buluşuyoruz.
Kimliğimizi gizleyip, kendimizi “başka bir şehirden gelen yakın bir arkadaş” olarak tanıtıyoruz.
Kamptan ‘sudan ucuz’ Suriyeli işçi
M.C., mevsimlik işçi çalıştıran, bir işyerinde hem şoförlük yapıyor, hem de tarım işleriyle uğraşıyor:
“Biz Suriyelilerin gönderildiği İslahiye kampından ucuza işçi alırız.
Kampta kendisi de Suriyeli olan ve ekip başı olarak çalışan Hüsamettin isimli bir adamımız var.
Suriyeliler, sabahın erken saatlerinde onun gözcülüğünde kamptan ayrılıp yol boyuna çıkarlar.
İsteyen istediği kadar işçi alır. Akşama da kampa teslim ederler.”
M.C., Suriyeli işçilerin fiyatları konusunda da şu sözlerle bilgi veriyor:
“Sabahtan akşama kadar çalıştırıp 30 TL veriyorsun. Üç onluk, sudan ucuz yani!
Ama bu paranın hepsini de işçi almaz tabii. Ekip başı alacak, başka aracı varsa onlar da alacak.
Gün boyu çalışan adamın eline 15 lira ya kalır ya kalmaz!”
‘22 TL’ye Suriyeli kadın’
Mizansen gereği bizim ucuz emekçiyle işimiz yok; başka şeyler arıyoruz!
“Kadın meselesi çok kolay” diye anlatıyor M.C.:
“İslahiye en yakın yer. Hüsamettin’e telefon açar, sonra da gider alırız. Bekâr da var dul da var.
22 TL kadına vereceğiz. 30 TL de Hüsamettin alır.
Tüm gün kadın sizin! Kilis’te de 12-13 yaşında kızlar var. Biraz uzak ama o iş de kolay!”
Kanımızı donduran bu sözlerin ardından, daha derin mevzulara da dalıyoruz.
Ya kamptan aldığımız kadını çok uzun bir süre yanımızda tutmak istersek…
“O iş biraz tuzlu” diye anlatıyor M.C., “İş ancak 3- 5 bin TL’ye çözülür.”
Peki, bir kadının uzun süreliğine kamptan ayrılması sorun yaratmaz mı?
M.C. bu konuda da çok net.
“5 bin lira büyük para, bir sürü insan nemalanacak, görmezden gelmek zor mu, kim ilgilenecek ki bu işle!
Bazı yerlerde çalıştırılmak üzere bu kadınları alıyorlar zaten.
Pavyonlarda, otellerde Suriyeli manita çalıştırırlar.”
Gaziantep’te pavyonların ve sözü edilen otellerin bulunduğu mahalle “Tepebaşı” olarak geçiyor.
Bizi üçüncü sınıf bir pavyonun kapısında karşılıyorlar…
“Bizde iki Suriyeli kadın var. Ama bugün gelmeleri biraz zor!
Çıkarmıyoruz, korkuyorlar” cevabını alıyoruz.
‘İntikamımızı kadından alacağız’
H.D’nin sözleri gerçeği yansıtmasa da genel düşünce hakkında sert bir parantez açıyor:
“Dayı, bütün intikamımızı Suriyeli bir kadından alacağız!”
Yeniden nam-ı diğer Suriye Caddesi’ne iniyoruz.
Bir otelin önünde bulunan genç bir kişi yolumuzu kesiyor:
“Abi nasıl yardımcı olabilirim!” İsteğimizi yineliyoruz.
Aldığımız cevap pavyondakine benzer:
“Ya birkaç gün önce gelecektiniz.” Israrımızı sürdürünce, bize bir başka formül öneriyor:
“Nizip-Urfa yolu üzerinde GATEM (Toptancılar) pazarı var.
Park eden sıra sıra kamyonların arasında, bir Suriyeli bulup orada onunla birlikte olabilirsiniz, şansınız varsa.
Fiyatları ucuzdur ama size uyar mı bilmem!”
Haber Kaynağım :
Cumhuriyet Gazetesi araştırmacı muhabir Erk Acarer yazısıdır / Gaziantep
http://www.cumhuriyet.com.tr/