Feministler kadın haklarını ihlal ediyor!

     Bir süredir Türkiye gündeminde derinden derine konuşulan kadının ve çocuğun soyadı ile ilgili bir takım değişiklikler gündeme geldi ve belli başlı kadın kuruluşları bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyor.

Bilge Kadın Araştırma Merkezi
(BİLKA) Kurucusu ve Başkanı Av. Alev Sezen, kadının ve çocuğun soyadı kanun değişikliği hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bilge Kadınlar Araştırma Merkezi bu konularla alakalı çalışmalar yapıyor, kamuoyu dosyaları oluşturuyor ve toplumu bilinçlendiriyor. 

Bilge Kadın Araştırma Merkezi (BİLKA) Kurucusu ve Başkanı Av. Alev Sezen ile kadının ve çocuğun soyadı kanun değişikliği, Türkiye'de kadınların soyadı tartışmalarının geldiği boyut, nesep - soy devamı tartışmalarının sonuçları ve feminizm akımlarının geldiği nokta gibi pek çok konu üzerine konuştuk.

Kadının soyadı konusu bugünlerde gündemi meşgul ediyor ve hakkında da çokça konuşuluyor. 

Kadınların bu konu ile ilgili düşünceleri nedir, ne gibi tepkilerle karşılaşıyorsunuz?

Kadınların aslında soyadları ile ilgili bir sıkıntıları yok. Eşlerinin soyadını taşımak onlar için bir sorun teşkil etmiyor. 

Özellik ile evlenmeden önceki soyadı ile tanınmış veya erkek kardeşi olmayan bir kısım kadınlar iyi niyetli bir yaklaşım ile eşinin soyadının yanında babasının soyadını da taşımak istiyor. 

Kanunda zaten bu konu ile ilgili düzenlemeler uzun süre önce yapıldı ve bu istekleri karşılıyor.

Son günlerde medyada yer alan soyadı ile ilgili mevzular ise tamamen bu durumun dışında ve bir avuç azınlığın söylemi. 

Kadının hem evlilik içerisinde sadece kendi soyadını taşımasını, hem de boşandıktan sonra velayeti anneye verilen çocuklara kendi soyadlarının verilmesini istiyorlar.

Türk Medeni Kanununun (TMK) m. 187 hükmü ne anlama geliyor?

Bu madde evlenen kadının soyadını düzenliyor. 

Buna göre kadın isterse kimliğine evlendiği kişinin soyadından önce evlenmeden önceki (bekârlık) soyadı da yazılıyor.

Bu hüküm evlenmeden önceki soyadını kullanmaya devam etmek isteyen kadınlar için getirilmiş bir imkândır. 

Evlenmeden önceki soyadı ile tanınmış olan kadınlar bu şöhretin getirilerini devam ettirmek, erkek kardeşi olmayan kadınlar ise babasının soyadını sürdürmek için kullanmaktadır. 

Bu şekilde azami fayda sağlanmış kadın hem önceki soyadını muhafaza etmiş hem de eşinin soyadını alarak her iki bağını da görünür hale getirmiş olmaktadır. 

Bunun dışında feminist yaklaşımlar ile de böyle bir tercih kullanılmaktadır.

KONU AHİM'E TAŞINDI

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
ne taşındı sanırım bu konu, bununla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Kadının evlilik içerisinde sadece bekârlık soyadını taşımak istemesinin iç hukukta reddedilmesi sonucu konu AHİM'e taşındı.

AİHM bu durumun özel hayatın ve aile hayatının korunması ilkesine ve ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu söyledi. 

Medeni Kanunun m. 187 düzenlemesinin; 'özel hayata' müdahale oluşturduğu gerekçesi ile ihlal kararı verdi.

Sonrasında Anayasa Mahkemesi AHİM kararına paralel olarak 19.12.2013 tarihinde eski görüşünden döndü ve 187. maddedeki düzenlemenin Anayasada yer alan 'manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkına yönelik bir müdahale oluşturduğu' hükmüne vardı. 

Böylece kadının evlilik içerisinde sadece kendi soyadını kullanmasının yolunu açmış oldu. 

Aileyi yıkacak bu uygulamalar 'aile toplumun temelidir' anlayışına tamamen zıttır. 

Anayasa Mahkemesi bu kararı ile Anayasadaki toplumu ayakta tutan en temel ilkelerinden birisini yok saymış oldu.

AHİM'in kararları milli mahkeme kararlarını ortadan kaldırmaz, sadece hak ihlali olup olmadığını tespit eder.

Gerçekte AHİM kararlarının hiçbir bağlayıcılığı yoktur ve sadece tazminat yükümlülüğü doğurabilir.

FEMİNİSTLER KADIN HAKLARINI İHLAL EDİYOR


Nesebin devamlılığının sağlanabilmesi bakımından önemli olan soyadı meselesi hakkında duyarlı bir tavır sergiliyorsunuz. 

Feministlerden tepki alıyor musunuz?

Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 tarihinde Soyadı Kanunu ile ilgili bir iptal kararı vermişti. 

Böylece boşanan kadına velayeti kendisine verilen çocuklara kendi soyadını vermesinin önünü açmıştı. 

Böylesi bir kararın sonuçlarının vahameti karşısında tepki vermememiz elbette ki mümkün değildir.

Bu şekilde nesep yönünden belirsizliklerin, karışıklıkların kapısı da sonuna kadar açılmış olacaktır.

• Boşanma durumunda kadının soyadını alan çocuk babasının soyadını taşıyamazken annesinin babası olan kişinin, dedesinin soyadını taşıyacaktır! 

.
         
Çocuk adına hayati önemi haiz böylesi bir konuda kadının tek başına karar alması ne kadar adildir?

• Anne yanında ve ona muhtaç olan çocuktan bu durumu idrak edip karşı çıkması beklenebilir mi?

• Birden fazla çocuk olduğunda bir kısmının velayeti annede bir kısmının velayeti babada kalmış ise ne olacaktır? 

Kardeşler farklı soyadı mı taşıyacaklardır?

• Kadın velayeti kendisinde bulunan çocuğa kendi soyadını verdikten sonra evlenir ve yeni eşinin soyadını alır ise çocuk hem annenin hem de babanın soyadını taşımayacak, dedenin soyadını taşımaya mahkûm mu edilecektir?

.
    

    Bu konuda benzer sorular çoğaltılabilir.

Dünyada feminizmin kadın haklarına katkı sağlayıp sağlamadığı tartışmalı bir konudur. 

Ülkemizde feminist olduğunu iddia edenlere gelince zaten kadın haklarını savunmaktan çok uzaklar. 

Ortada feminizmden hatta erkek düşmanlığından da öte evliliğe ve aile kurumuna açıkça cephe alan bir zihniyet var. 

Çoğu zaman politeizme uğruyorlar. 

Bize gelince ilmin ışığında, tarafsız bir biçimde doğru olanı ortaya koyma gayreti içerisindeyiz.

EVLENMEDEN BOŞANMAYI DÜŞÜNMEK YIKICILIKTIR


 Peki, diyelim ki kadınlar evliyken kendi soyadını taşıma konusunda ısrar etti bunun akıbeti ne olur?

Ailenin birliği, aidiyet hissi, biz duygusu, nesebin belirliliği açısından çok büyük sakıncaları olur. 

Aile toplumun temeli olduğuna göre toplumdaki birlik ve beraberlik, devletin düzeni açısından da aynı sakıncalar meydana gelir. 

Daha evlenmeden boşanmayı düşünen yeni nesil üzerinde yıkıcı bir etkisi olur, aile birliği kurulurken boşanma sürecine de girer. 

Bu durum zaten boşanma oranlarının hızla arttığı ülkemizde boşanmaların ivmesini artırmaktan başka bir sonuç vermez. 

Bu durumda çocuklara kimin soyadı verilecektir? 

Birden fazla çocuk olur ise çocukların soyadı ne olacaktır?
.
   

  Bu konuyla ilgili BİLKA olarak yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?

BİLKA olarak her iki konuyu hukuki, psikolojik ve fıkhi açıdan uzmanlarımız inceledi. 

Kadının ve Çocuğun Soyadı Raporu'muzu yayınladık. 

Raporumuza kurumumuzun sitesinden (www.bilka.org.tr) ulaşabilirler. 

Ayrıca yine nesep konusunu yakından ilgilendiren Sperm Bankası Raporumuz ve Anne Sütü Bankası Raporumuz da bulunmaktadır.
.
  

MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZ VAR

Yaptığınız çalışmalardan sonuç alıyor musunuz, etkili oluyor mu?

Çalışmalarımız son derece etkili oluyor, olumlu sonuçlarını da alıyoruz. 

BİLKA (Bilge Kadın Araştırma Merkezi) olarak karar mercilerine kararlarını alırken kullanabilecekleri veriler sağlıyoruz, ayrıca aydın kesimin konu ile ilgili bilgi edinebilmesinin de önünü açmış oluyoruz. 

Çalışmalarımızın etkili olmasında her yönden tarafsız bir kuruluş olmamız, ilme dayanmamız ve her konuyu uzmanları ile değerlendirmemizin etkili olduğunu düşünüyoruz. 

Milli ve manevi değerlerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyoruz.

ÖZGÜRLÜK; SORUMSUZLUK DEĞİLDİR

Sizce 'özgürlük' soyadı demek midir, bu konuda kadınları bilinçlendirmek adına neler yapmayı planlıyorsunuz?

Modern yaşam, çağdaşlık, özgürlük denilerek bencillik, sorumsuzluk, başıboşluk dayatılıyor. 

Bireyci bir yaklaşım ile birlik duygusu yok edilmek isteniyor. 

Eşler arasında, ebeveyn ve çocuk arasında hatta yaşadığımız her ortamda ve ülke bütününde özgürlük adına birliktelik yok ediliyor. 

Özgürlüğün soyadına veya benzer bir konuya indirgenmesi mümkün değildir. 

Özgürlüğü bencillikte değil birliktelikte aramak gerekir. 

Birlikteliğin verdiği güç, mutluluk ve huzur işte asıl özgürlük ortamını hazırlayan zemin bunlardır.
.
   

  Bilinçlendirme BİLKA'nın ifa ettiği görevlerin başında yer alıyor. 

Yaptığımız bütün çalışmalar bilinç düzeyinin yükselmesini, bağnazlıktan kurtulmayı sağlıyor. 

At gözlüğü olmadan dünyaya bakıp bütün insanlığın iyiliği için çalışmak bizi mutlu ediyor.

Haber Kaynağım :
Yeni Şafak gazetesi muhabiri AYŞE BÜŞRA ERKEÇ röportajıdır.  

 http://yenisafak.com.tr/