Kadına karşı şiddeti medya mı kışkırtıyor, yoksa varolan şiddeti mi yansıtıyor yalnızca?
Medyanın kadın şiddetindeki rolüne geçmeden önce, medyanın kadına nasıl baktığına değinelim.
Kadın medyada bir meta olarak görünmekten kurtulamıyor.
Medyaya erkek dili egemen olması başlıca nedenlerinden biri.
Dil değişmedikçe de bakış açısını değiştirmek mümkün değil, herşey dilde başlıyor.
Kadın eş ya da anne olabilir, magazin fügürü olup yarı çıplak resimler verebilir, mağduriyete uğramış bir kadın olabilir, hatta sistemin anlayışına göre güzel bir kadınsa ölümü bile haber olabilir.
Yeter ki medyaya güzel resim versin bakılası olsun yeter.
Ama kadın tek başına bir birey olamaz medyaya göre.
Medyadan sözederken, gazete, internet siteleri ve televizyonu da dahil ediyorum.
Televizyondaki tartışma programlarından, haberlerden, dizilere kadın ataerkil bakış açısından kurtulamıyor.
Gündüz kuşağı denilen kadın programlarına girmiyorum bile.
Medyanın kadın şiddetindeki rolüne geçmeden önce, medyanın kadına nasıl baktığına değinelim.
Kadın medyada bir meta olarak görünmekten kurtulamıyor.
Medyaya erkek dili egemen olması başlıca nedenlerinden biri.
Dil değişmedikçe de bakış açısını değiştirmek mümkün değil, herşey dilde başlıyor.
Kadın eş ya da anne olabilir, magazin fügürü olup yarı çıplak resimler verebilir, mağduriyete uğramış bir kadın olabilir, hatta sistemin anlayışına göre güzel bir kadınsa ölümü bile haber olabilir.
Yeter ki medyaya güzel resim versin bakılası olsun yeter.
Ama kadın tek başına bir birey olamaz medyaya göre.
Medyadan sözederken, gazete, internet siteleri ve televizyonu da dahil ediyorum.
Televizyondaki tartışma programlarından, haberlerden, dizilere kadın ataerkil bakış açısından kurtulamıyor.
Gündüz kuşağı denilen kadın programlarına girmiyorum bile.
Tartışma programlarında genellikle kadın konu mankeni olmaktan öteye gidemiyor.
Dizilerde kadın ya bir şeytan ya da bir mağdur melek, ikisinin ortası neredeyse yok gibi.
Mağdur meleklerin de illa koruyucu bir erkek kahramanları var.
Dizilerde kadın ya bir şeytan ya da bir mağdur melek, ikisinin ortası neredeyse yok gibi.
Mağdur meleklerin de illa koruyucu bir erkek kahramanları var.
Hangi diziye baksak durum pek değişmiyor.
KADIN KÖTÜLÜK KAYNAĞI MI
Ataerkil bakışta da kadın ya şeytan ya melek ikilemi var.
Ülkemiz için dinsel söylemi de eklersek kadının melek olma şansı bile kalmıyor.
Çünkü İslam’da kadın “kötülük kaynağı”, “şeytan” ve “fitneci” olarak görülür.
Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle diyor;
“Benden sonra, erkekler için kadınlardan daha tehlikeli bir fitne olmayacaktır” (1)
Toplumumuzun neredeyse genetiğine işlemiş kadının fitne ile ilişkisi.
KADIN KÖTÜLÜK KAYNAĞI MI
Ataerkil bakışta da kadın ya şeytan ya melek ikilemi var.
Ülkemiz için dinsel söylemi de eklersek kadının melek olma şansı bile kalmıyor.
Çünkü İslam’da kadın “kötülük kaynağı”, “şeytan” ve “fitneci” olarak görülür.
Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle diyor;
“Benden sonra, erkekler için kadınlardan daha tehlikeli bir fitne olmayacaktır” (1)
Toplumumuzun neredeyse genetiğine işlemiş kadının fitne ile ilişkisi.
Konumuz bu olmadığı için daha fazla uzatmayı gereksiz buluyorum.
***************************
Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ) yayınladığı “Medyada Cinsiyetçiliğe Son” kitabında çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor;
“Medyada yöneticilerin yüzde 15′i kadın, yüzde 85′i erkek; köşe yazarlarının yüzde 12′si kadın, yüzde 88′i erkek; televizyonlarda siyasi tartışma programlarına katılanlardan yüzde 11′i kadın, yüzde 89′u erkek; buna mukabil arka sayfa güzellerinin yüzde 100′ü kadın, yüzde 0′ı erkek!”
Erkeklerin egemen olduğu bir sektörde de egemen erkek dilinin olması doğal.
Dilin egemenliği ile algılarımız da yanlış yönleniyor.
***************************
Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ) yayınladığı “Medyada Cinsiyetçiliğe Son” kitabında çarpıcı sonuçlar ortaya çıkıyor;
“Medyada yöneticilerin yüzde 15′i kadın, yüzde 85′i erkek; köşe yazarlarının yüzde 12′si kadın, yüzde 88′i erkek; televizyonlarda siyasi tartışma programlarına katılanlardan yüzde 11′i kadın, yüzde 89′u erkek; buna mukabil arka sayfa güzellerinin yüzde 100′ü kadın, yüzde 0′ı erkek!”
Erkeklerin egemen olduğu bir sektörde de egemen erkek dilinin olması doğal.
Dilin egemenliği ile algılarımız da yanlış yönleniyor.
Geleneksel aterkil yapımız da bu durumu destekliyor.
Taciz, tecavüz ya da şiddete uğramış mağdur kadınlar için acaba kadının hiç mi suçu yoktu diye düşünülmesi bu duruma örnek.
ATASÖZLERİ BİLE KADININ ALEYHİNDE
“Dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek köpek peşinden gitmez” gibi sözlerimiz oldukça bu algıyı kırmak zor görünüyor.
Bu sözlere yalnız erkeklerin itibar ettiğini düşünürseniz çok yanılırsınız.
Toplumumuzda yanlış algıdan nasıbini almış bir çok kadın da ne yazık ki bu düşüncede.
Kocasından şiddet gören kadının polis tarafından “karı koca arasına girilmez” sözleriyle çoğu kez evlerine gönderilmek istenmesi de bu duruma örnek verilebilir.
Şiddet taciz ve tecavüz haberlerinde mağdur kadının resmi rahatlıkla veriliyor.
Taciz, tecavüz ya da şiddete uğramış mağdur kadınlar için acaba kadının hiç mi suçu yoktu diye düşünülmesi bu duruma örnek.
ATASÖZLERİ BİLE KADININ ALEYHİNDE
“Dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek köpek peşinden gitmez” gibi sözlerimiz oldukça bu algıyı kırmak zor görünüyor.
Bu sözlere yalnız erkeklerin itibar ettiğini düşünürseniz çok yanılırsınız.
Toplumumuzda yanlış algıdan nasıbini almış bir çok kadın da ne yazık ki bu düşüncede.
Kocasından şiddet gören kadının polis tarafından “karı koca arasına girilmez” sözleriyle çoğu kez evlerine gönderilmek istenmesi de bu duruma örnek verilebilir.
Şiddet taciz ve tecavüz haberlerinde mağdur kadının resmi rahatlıkla veriliyor.
Bir de güzel bir kadınsa medya bu resmi daha da büyütüyor.
Sanki kadın güzelse haber değeri daha yüksek gibi ya da kadın o kadar da güzel değilse durum olağanmış gibi.
Ayrıca şiddeti uygulayan erkeğin “cinnet”, “kıskançlık” gibi nedenlerle suç işlemesi hafifletici neden olarak görülüyor.
Erkek neredeyse mağdur durumda sayılacak.
Sanki kadın güzelse haber değeri daha yüksek gibi ya da kadın o kadar da güzel değilse durum olağanmış gibi.
Ayrıca şiddeti uygulayan erkeğin “cinnet”, “kıskançlık” gibi nedenlerle suç işlemesi hafifletici neden olarak görülüyor.
Erkek neredeyse mağdur durumda sayılacak.
Asıl mağdur kadın da suçlu sayılacak. İşte yanlış algıların başımıza açtıkları.
Acil olarak kadına karşı şiddeti doğuracak cinsiyetçi dilden ve bakıştan kurtulmak gerekiyor.
Kıskanç koca, çılgın aşık, cinnet, aldatan kadın aldatılan koca, boşanmak istemeyen koca gibi klişelerle yapılan haberlerin amacı reytingden başka birşey değil.
Sonuçta medyanın suçu yabana atılır gibi değil.
Bu algıları kırmak, için toplumsal bir aydınlanmaya ihtiyacımız olduğunun her zaman altını çiziyorum.
Acil olarak kadına karşı şiddeti doğuracak cinsiyetçi dilden ve bakıştan kurtulmak gerekiyor.
Kıskanç koca, çılgın aşık, cinnet, aldatan kadın aldatılan koca, boşanmak istemeyen koca gibi klişelerle yapılan haberlerin amacı reytingden başka birşey değil.
Sonuçta medyanın suçu yabana atılır gibi değil.
Bu algıları kırmak, için toplumsal bir aydınlanmaya ihtiyacımız olduğunun her zaman altını çiziyorum.
2014 yılına bu aydınlanmaya doğru atılmış adımlarla girmeyi umuyorum.
1. Tecrid-I Sarih, Diyanet Tercimesi, No:1795; Buhari-Müslim Hadisleri, age. No:1774; Buhari, Nikah, 17;Müslim, Zikir, No:2740-41;Tirmizi, Edep, 31, no:.2780; İbni Mace, Fiten, No:3998; Beyhakı, Sünen, 7/91; A.Rezzak, Musnaf, No:20608 11/305
1. Tecrid-I Sarih, Diyanet Tercimesi, No:1795; Buhari-Müslim Hadisleri, age. No:1774; Buhari, Nikah, 17;Müslim, Zikir, No:2740-41;Tirmizi, Edep, 31, no:.2780; İbni Mace, Fiten, No:3998; Beyhakı, Sünen, 7/91; A.Rezzak, Musnaf, No:20608 11/305
Haber Kaynağım :
OdaTV web sitesi köşe yazarı Rana Ulaş makalesidir.
http://www.odatv.com/