Çarşaflı veya kırmızı etekli kadın!

Dünyada, insanı önemsemek yerine din/mezhep/ayrımcılık üstünden kendi saltanatını kurmayı amaçlayan her türlü taassubun gözü kör olsun! 

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yukarıdaki twiti bence Müslüman dünyasının içine düştüğü durumu özetleyen en iyi tespitlerden birisi.

İnsanı önemsemek ve birey özgürlüğüne odaklı siyaset ve hizmet üretebilmeyi başarmak nasıl bir düzenle mümkün?


Sanırım birinci şart, din veya ideolojik bir devlet yapılanmasından uzak durmak. Ve maalesef Müslüman coğrafyada bu ikisi de iç içe geçmiş durumda.
***

Sorunların çözüm yollarına, bir kampın adamı olmadan bakabilecek cesaretimiz var mı bilmiyorum.

Dün tüylerimi diken, diken eden bir sosyal medya mesajı okudum. Sevgili Nihal Bengisu retwit etmiş. 

Diyor ki fikrin sahibi:

“eğer bugün Mısır’da bu katliamı yapan sakallı, çarşaflı ihvan mensupları, o katliamda ölenler kırmızı etekli güzel kadınlar olsaydı, bugün susan arkadaşlar Mısır filan demez deli gibi paylaşımlarda bulunurdu”
***
           

Kırmızı etekli güzel kadın ve çarşaflı kadın tiplemesi, merhamet ve doğruluk ölçütlerimizi değiştiriyor mu?

Ezilenin insan olması tepki göstermek için yeterli değil mi?

Belli ki böyle sanılıyor. Peki ama Mısır’da olanlar laik-dindar çatışması mı?

Geçen bir kanalda, bir konuşmacı, Sisi’nin eşinin kapalı olmasına çok şaşırdığını söylüyordu.

Olanlara anlam veremiyordu. Mısır üzerinden Türkiye siyasetine malzeme yetiştirenlerin yarattığı kafa karışıklığı belli ki insanları derinden etkiliyor.

Gösteri yapanlara zor kullanmak, öldürmek dünyanın her yerinde vicdan kanatır.

Ve hiçbir devlet, kendisine tepki gösteren barışçıl bir eylemi orantısız şiddet göstererek engellememelidir. Ortaya çıkan her ölüm trajedidir. 

Ölenin sakallı, kravatlı, çarşaflı, etekli olması bu gerçeği değiştirir mi?
***

Bir başka twit. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek paylaşmış. Yazmış ki: 

Ey iman edenler “Allah’ın emirlerine uyun.’ Ve doğru söz söyleyin ki işlerinizi düzeltsin ve sizin günahlarınızı bağışlasın. (ahzap 70-71)

Pek çok devlet büyüğü yaşanları değerlendirirken bu tip hatırlatıcı dini mesajlar veriyor.

Dini öğretilerin bölgemizde yaşanları açıklamaya yettiğini sananlardan değilim.

Hele siyaset ile din ilişkisinin bu kadar güçlü olduğu ülkelerde yaşananları anlatmaya yetmiyor.

Her şeyi Allah’ın emirlerine göre yaptığını düşünüp bu kadar kan akıtılan başka bir yer var mıdır?

Allah için bomba patlatıyorlar. Cennete gideceğini düşünerek öldürdüğü insanın kalbini yiyene bile rastlıyoruz.

Allah için kurşun sıkıyorlar. Kılıf kıyafet üzerinden yaşam tarzlarına müdahale ediyorlar.

Ortadoğu’da hemen herkes cennet ve cehenneme gideceklerin listesini rahatlıkla yapabiliyor. Herkes herkese, dini ayar çekiyor!
***

Suriye, Irak, Mısır ve diğerleri…

Bu ülkelerde yaşanan hiçbir gelişme Türkiye’nin siyasi dinamiklerini anlamak için kullanılabileceğini düşünmüyorum.

Ne din devletiyiz. Ne de mezhep çatışmaları içindeyiz. 

Bu ülkenin büyük çoğunluğu komşusunun mezhebiyle ilgilenmiyor.

İlgilenenleri de sevmiyor. Etnik kimliği üzerinden ilişki geliştirmiyor. 

Kimlik üzerinden soğukluk yaratana da sevimli bakmıyor.
***

Bir de hazır konu Mısır üzerinden bir yazı oldu, iktidardan bir ricam olacak. 

Mısır’daki darbe yönetimine hoşgörüyle bakan Batı’yı eleştirmekte haklıyız. Hükümet de bunu dile getiriyor.

Ama bilinçli bir eksiklik mi var bilemiyorum ve inşallah yanılıyorumdur.

İhvan iktidara geldiğinde IMF’nin kredi vermediğine işaret etti Başbakan Tayyip Erdoğan.

Belli ki İhvan başarılı olmasın diye Batı finans kurumlarının bir tavır geliştirildiğine inanıyor. Olabilir. 

Peki ama katliam yapan darbecilere milyarlarca dolar kredi açan Batı mı?

Suudi Arabistan ve benzer ülkeler yeni yönetime hem de karşılıksız milyarlarca dolar vermesine söylenecek (yüksek perdeden)  bir laf yok mu?

Krallar tarafından yönetilen Arap devletlerine

“Arkadaş sen ne işsin. Bu devirde hala babadan oğula geçen yönetimlerle daha ne kadar ayakta duracaksın”  diyemeyecek miyiz? 

Derdimiz demokrasi değil mi?

Haber Kaynağım :
Gazeteci Yavuz Semerci köşe yazısıdır.    
yavuz.semerci@gazeteport.com
http://www.gazeteport.com.tr/