Hükümet Kadın da darbelere karşı

             
Vizyonun öne çıkan üç filmi Hükümet Kadın, Lincoln ve Zero Dark Thirty içerdiği politik söylemleriyle dikkat çekiyor.

Bir tarata darbelere karşı olan yapımı görürken diğer tarafta politik mücadelenin ve demokrasi adına işlenen suçların örneklerini izliyoruz.

Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele filmi seyirciyle buluştuğunda oldukça ilgi görmüştü. 

Bir anlamda uzun bir aradan sonra Türk sinemasında mizah ile dramın bir arada yer aldığı yerel bir fotoğraf ile karşılaşılmıştı. 

Bir Yeşilçam tadı söz konusuydu. Hatta Arzu film ekolünün ayak sesleri yeniden duyulmaya başlanmıştı. 

BKM ekibi art arda ortaya koyduğu eserlerle bu algıyı perçinledi.

ROLÜNÜ TEKRAR EDİYOR

Sermiyan Midyat'ın Hükümet Kadın'ıyla da serüvenlerine bir virgül daha attılar. 

Midyat'ın ilk filmi 'Ay Lav Yu' kimi eksiklerine rağmen izleyiciye "bi dur" bakalım dedirtmişti. Hükümet Kadın ile o "bi dur bakalım" ın ilk sabır meyvesi düştü.

Midyat'ın babaannesinin hikâyesinden esinlenerek yazıp yönettiği, bir de Demet Akbağ ile birlikte başrolünü paylaştığı filmin hikâyesi 1956 yılında Mardin'in Midyat ilçesinde başlıyordu. 

İlçe belediye başkanının ikinci karısı olarak yedi oğlu ve bir kızıyla birlikte kendi halinde yaşayan Xate'nin hayatı bir anda değişiyor ve okuma yazma bilmeyen bu kadın, kocasının ardından belediye başkanlığı koltuğuna oturmasıyla ivme kazanıyordu. 

Bir yandan rakip partinin elemanlarıyla baş etmek, öte yandan da kocasının yarım bıraktığı kasabaya su getirme sorununu çözmek zorunda kalması ise hikayeyi derinleştiriyordu.

Hükümet Kadın, görselliği, renk uygulaması, akrabalık ilişkileri ve mizahi duruşuyla alenen Vizontele 3 gibi duruyordu. 

Demet Akbağ Vizontele'deki rolünü tekrar ederken, ortaya konulan eleştirel sosyal mesajlar neredeyse birebir Vizontele'nin devamını izliyor hissi uyandırıyordu. 

Kendi adıma yaşadığım bu tanışıklık hissi beni çok fazla rahatsız etmedi diyebilirim.

Dinler arası diyalog, Kürtçe noktasındaki hassasiyet ve darbelere getirilen eleştiri inceden okunması gereken mesajlar olarak aralara serpiştirilmişti.

SAMİMİ BİR YAPIM

Genel itibariyle kendini sevdiren sıcak bir film Hükümet Kadın, ancak yönetmen koltuğunda oturan Midyat'ın sanatın en büyük özelliğinin fazlalıkları atmak olduğunu bilmesi gerekirdi. 

Filmin sarkan kısımları kurgunun toparlanmasında zorluklar yaşattığını koltuğumuzda hissettik.

Tüm benzerlik ve eksiklerine rağmen Hükümet Kadın izlenmeyi hak ediyor. En azından samimiyetinden dolayı.

Ey Amerikalılar hepiniz kardeşsiniz

12 dalda Oscar adayı Lincoln'da Steven Spielberg, 'epik' anlatımını terk ederek politikacıların dünyasına odaklanıyor. 1865'in son aylarında ABD, iç savaşın dördüncü yılını yaşamaktadır.

Başkan Lincoln, ABD'nin bu kanlı sayfasını kapamak için Temsilciler Meclisi'nden 'onay' alınması konusunda yeni bir hamleye girişiyor.

TÜRKİYE DERS ÇIKARMALI

Tarihe '13. Yasa Değişikliği' olarak geçecek bu oylama öncesinde Lincoln bir Cumhuriyetçi olarak kendi partisindeki farklı eğilimlerle hesaplaşırken öte yandan da bazı Demokratların 'rıza'sını almak için lobi faaliyetlerine başlıyor. 

Lincoln filminden çıkarılacak çok ders var. 

Öncelikle ırkçılığın ortadan kaldırılması için gerçekleşen mücadele, toplumsal uzlaşma vs. Ama en önemlisi parlamentonun dar dehlizlerindeki pazarlıklar...

Lincoln'ün siyasi liderliğini perçinlerkenki mücadelesinin yanı sıra hedeflerine ulaşmak için verdiği tavizleri izlemek oldukça anlamlı. 

Türkiye'de son yıllarda yaşanan politik hamlelerle sosyal kabuk değiştirme girişimleri için tarihi ipuçları veriyor.

Daniel Day-Lewis'in muhteşem oyunculuğu ile Lincoln'ü sırtladığına şahitlik ettiğimiz film, her ne kadar uzun olsa da toplum inşa eden bir devletin ilk adımlarını görmek açısından oldukça önemli.

Demokrasi adına itinayla işkence  yapılır

11 Eylül 2001'deki terör saldırılarının faili Usame bin Ladin'in yakalanma operasyonunu anlatan 'Zero Dark Thirty' her şey demokrasi için diyen bir yapım. 

Yanlış anlaşılmasın, filmin bize sunduğu, demokrasi adına işkencenin de mübah olduğu. 

Oscar'lı yönetmen Kathryn Bigelow'un elinden çıkan film, sadece 2 Mayıs 2011'de yapılan operasyonu değil, o noktaya gelene kadar CIA'in yaptığı 10 yıllık çalışmayı da gözler önüne seriyor.

Zero Dark Thirty'in anlattığını sıralarsak:

1- Amerikalılar unutmaz.
2- İşkence her türlü haktır.
3- CIA yalnızca CIA değildir. Aynı zamanda Amerika'nın derinidir.
4- İntikam almak için gerekirse çoluk çocuk da öldürülebilir.

Film uzun soluklu bir sabrı hak ediyor. 

Usame Bin Ladin'in yüzünü göstermiyor. 

Bir CIA'li ajanın bile dünyada denge değiştirebileceğinin altını çiziyor. 

Sonuç itibariyle bunların hepsi illüzyon dahi olsa Hollywood böyle buyuruyor. 

Bilinçaltına güçlü Amerika'yı pompalıyor. 

Artık bunu yiyip yememekte seyirciye kalıyor.

Haber Kaynağım :
RASİH YILMAZ: SİNE-YORUM
http://sinema.bugun.com.tr/