Yunan Parlamentosu, nihayet IMF, AB ve Avrupa Merkez Bankası'nca önerilen kurtarma reçetesini onayladı.
Reçeteye göre, bu yıl 15 bin kamu personeli işten çıkartılacak. Ayrıca kamuda ücretler, emekli, dul yetim maaşları 3.3 milyar euro azaltılacak. Asgari ücret 751 eurodan 600 euroya düşürülecek.
Parlamentonun onayladığı bu reçete karşılığında, Yunanistan'ın temerrüde düşmesi önlenecek.
130 milyar euroluk yardım paketi kullanılmaya başlanacak.
Böylece 20 Mart 2012'de vadesi gelen 14.5 milyar euro devlet borcu alacaklılara ödenecek.
Peki bu onaylanan tedavi reçetesi son tahlilde kime fayda sağlıyor? Bir kere reçete Yunanlı işçilere, memurlara, dul ve yetimlere yük getiriyor. Çalışanların, emeklilerin ücretlerini ve maaşlarını kısıyor.
.
Böylece Yunanlı politikacıların ahbap-çavuş kapitalizminin bedeli gene fakir insanlara ödetiliyor. Aynen 2001 krizinde Türkiye'de olduğu gibi...
O dönemde Demirel-İnönü ikilisinin "kim ne veriyorsa beş lira fazlasını veriyorum" söylemiyle Türkiye'nin kamu maliyesini bozmalarının ve ülkeyi derin bir krize sokmalarının bedelini nasıl düşük gelir grupları ödediyse, şimdi Yunanistan'da aynı uygulama yapılıyor.
Nasıl Türkiye'de dar gelirliler, banka hortumcularının 380 milyar liralık borcunu ödediyse, şimdi Yunanlılar politikacıların üzerlerine yüklediği bu borcu ödeyecek.
Bu oran ancak 2020'de yüzde 120'ye çekilebilecek.
Dolayısıyla parlamentonun onayladığı reçete, aslında Yunanistan'dan alacağı olanlara ve euro bölgesine fayda sağlıyor. ,
Dolayısıyla parlamentonun onayladığı reçete, aslında Yunanistan'dan alacağı olanlara ve euro bölgesine fayda sağlıyor. ,
Çünkü alacaklılar her ne kadar alacaklarının bir kısmından vazgeçmiş olsa da, Yunanistan'ı adeta sarhoş edercesine kendileri borçlandırdı. Şimdi alacaklarını fakir Yunan halkının sırtından tahsil edecekler.
Ekim 2011'de yapılan kamuoyu yoklamalarında, Almanların yüzde 41'i euronun yaşayacağına inanıyordu. Ocak 2012 tarihli kamuoyu yoklamasında oran yüzde 53'e yükseldi. Niye?
Çünkü verimliliği diğer üyelere göre yüksek olan Almanya ve yine verimliliği yüksek olan Fransa, tek para biriminden fayda sağlıyorlar.
Biliyorlar ki, diğer para birliğine üye ülkelerin tek para birimi sisteminde onlarla rekabet etmesi pek mümkün değil. Dolayısıyla Yunanistan'ın kurtarılması bu iki ülkenin işine geliyor.
Zira Yunanistan'a satınca Türkiye de mecburen aynı silahları satın alıyor.
Zaten çok ilginç değil mi? Yunanistan'a onaylatılan reçetede silah alımlarının azaltılması diye bir şey yok! Anlayacağınız bu ülkeye silahlar gene son hız satılacak ve Yunan halkının geliri daha da azaltılacak.
Bu yakadan bakınca, Yunanistan'ın kurtarılmasının kimin işine yaradığı işte böyle apaçık ortaya çıkıyor.
Haber Kaynağım :
Sabah Gazetesi Köşe Yazarı SÜLEYMAN YAŞAR haber yazısıdır.