Türkiye’nin “en iyi” insanlarından birini konuk etti Fatih Altaylı Teke Tek’te; en üst derecede Mason Üstad Remzi Sanver.
Daha iyi insan olmak için Mason olduklarını söyledi Büyük Üstad. Kimden daha iyi olmak istediklerini anlamadık ama gözleri bağlanmış, bir odada arkadaşlarının yardımı ile yürüyen, kılıçlar altında bir ritüel uygulayan koskoca adamlar gördük aralarda.
Daha iyi insanlar olmak için sembollerden yararlandıklarını, entelektüel faaliyetleri oluğunu, kendi kuralları ile yaşadıklarını, kapılarını çalan herkese açık olduklarını falan anlattı.
İyi bir insan olmak için bir derneğe vereceğiniz üyelik aidatını bir yetimhaneye bağışlarsınız, hem içiniz rahat eder hem inançlıysanız sevabınız artar. Masonlardaki 33 basamaklı derece sistemi “iyi insan” olmak için neden gereklidir mesela?
En üst derece Mason en iyi insan mı oluyor? İyiliğin dereceleri mi var diye soruyorsunuz bu durumda kendi kendinize… Bu “iyi insan” kısmı pek inandırıcı gelmedi… Her derecenin kendine özgü sırları var.
Halbuki hiçbir dinde sır yoktur. İyi insan olmanın özü de yolu da gayet açıktır. “Ham taş insan zihnidir. Çekiç telkindir. Nasıl çekiç darbeyle ham taşı yontarsa, telkin de onun gibi zihni yontar” diyor Masonlar.
İyi insan olmak için hangi taşla hangi başlara vurmak lazım o da anlaşılamadı bu sohbette. Sosyal hayatta, işte, siyasette bu kadar önemli konumlara gelmiş adamlar bir tek iyi insan olmayı mı anlayamıyor da kafalarına taş yemeleri gerekiyor?
“Şehir efsaneleri dolu hakkımızda” dedi Büyük Üstad. Doğru. Ne efsaneler hem de… Masonluğun felsefesinin Kabala olduğu, soylarının Tapınak Şövalyeleri’ne dayandığı, çağımızın dünya düzeninde ve ülkelerin yönetiminde Masonluğun etkisinin baskın olduğu, hedeflerinden birinin Büyük Ortadoğu adıyla bölgede tüm dünyaya hükmedecek Masonik kökenli bir devlet kurulması için İslam’ın ve Türklerin bertaraf edilmesi, diğerinin Kudüs’te bulunan Süleyman’ın tapınağı olarak bilinen yerin İsrail ve İngiltere ortaklığında yeniden yapılması için Filistinlilerin yok edilmesi olduğu her yerde yazılıp çizilen efsanelerden bazıları…
Dul kadın da onlara ait bir semboldür mesela… Kimilerine Özgürlük Anıtı’nı çağrıştırır. Benim aklıma ise hep rahmetli Üzeyir Garih gelir dul kadın denince. Aman efsanelerin sonu yok işte…
Marx, Lenin, Stalin, Mao gibi isimler, Bush’lar dahil ABD’nin resmen bilinen 11 başkanı, Darwin (ki Darwinizmin yayılması için çalıştıkları, bilinen en büyük efsanelerden biridir), Bill Gates’ten Rockefeller’a, Rothschild’dan İngiltere Kraliyet ailesi mensuplarına kadar birçok siyasinin, başbakanın, bilim adamının, iş adamının, sanatçının adı geçer localarda.
Mason oldukları ileri sürülen Türk siyasiler ve iş adamları da oldukça çok tabii… Efsanelerde adı geçenler, hele bu Ergenekon döneminde, akıllarda büyük soru işaretleri oluşturmakta…
1980’lerde dünya basınını aylarca meşgul eden bir skandalda yer aldı Mason locaları. “P2 veya Propaganda Due, İtalya'da 1945'ten itibaren faaliyet gösteren bir Mason locasıydı.
Devlet içinde devlet olarak nitelenen P2'nin adı, İtalya tarihinin en büyük rüşvet ağının ortaya çıktığı “Tangentopoli” skandalı, banker Roberto Calvi ve araştırmacı gazeteci Mino Pecorelli'nin öldürülmesi gibi ülke tarihini sarsan suçların planlandığı merkez olarak geçti.
İtalyan derin devletini soruşturan Savcı Felice Casson ise P2'nin Gladio'nun beyni olduğunu ortaya çıkardı. Locanın lideri işadamı Licio Gelli'nin evine düzenlenen baskında ele geçirilen belgelerde, aralarında eski başbakanların da olduğu İtalya'nın en seçkin bin kişisinin locanın üyesi olduğu yer alıyordu.
Başbakan Silvio Berlusconi de bu isimlerden biriydi.” haberi efsane olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmüş, İtalya’yla birlikte dünyayı şoke etmişti.
Sürekli akıl ve bilimden, Allah inancından bahsediyorlar ama girin internet sitelerine, karıştırın onlarca kitabı, tüm fotoğraflarda şeytan figürleri, karanlık dehlizlerde ayinler, kılıçlar kalkanlar, kuru kafalar, keçi boynuzları, büyülü Kabala figürleri… Ürkütücü… İnançla bağdaştırmak zor…
Üstad Remzi Sanver Masonlukla ilgili benzer yüzlerce efsaneyi yıkmakta, halkın gözünde zararsız, kendi halinde, oyuncak kılıçları ile erkek erkeğe saklambaç oynayan bir sürü kelli felli iş adamını sempatik göstermekte yetersiz kaldı.
Ayrıca Fatih Altaylı bugüne kadar Mason localarında çekilmiş ve basına sızdırılmış, boyunlarında iplerle yerlerde emekleyen, iki kılıçla oynamaktan çok daha değişik ayinler yapan adamların görsellerini neden sunmadı merak ettim.
Eh, malum, aynı takım, aynı okul gibi bağlar da bir nevi kardeşliktir bizde… Ayrıca Atatürk’ün hangi gerekçelerle bu locaları kapattığını sonra kimlerin tekrar açtığını bir de “karşı görüştekiler”den dinlemek lazım.
Üstadın anlattıkları doğruysa ne güzel; siyasetten ekonomiye dünyanın en ileri gelen isimleri çanak çömlek oynamak için toplanıp duruyor. Bu arada da sürekli daha iyi insan oluyorlar, eminim o oranda da dünyaya faydaları artıyor.
Yok öyle değilse, şehir efsanelerinin bir kısmı bile doğruysa, yüzlerce yıldır şeytana pabucu ters giydirip, kurmak için çabaladıkları “yeni dünya düzeni” bambaşka bir yönde gelişiyor ve bu düzende güçlenen, çevresi ile birleşmeye, büyümeye başlayan Türkiye onları büyük bir hayal kırıklığına uğratıyor demektir.
Daha iyi insan olmak için Mason olduklarını söyledi Büyük Üstad. Kimden daha iyi olmak istediklerini anlamadık ama gözleri bağlanmış, bir odada arkadaşlarının yardımı ile yürüyen, kılıçlar altında bir ritüel uygulayan koskoca adamlar gördük aralarda.
Daha iyi insanlar olmak için sembollerden yararlandıklarını, entelektüel faaliyetleri oluğunu, kendi kuralları ile yaşadıklarını, kapılarını çalan herkese açık olduklarını falan anlattı.
İyi bir insan olmak için bir derneğe vereceğiniz üyelik aidatını bir yetimhaneye bağışlarsınız, hem içiniz rahat eder hem inançlıysanız sevabınız artar. Masonlardaki 33 basamaklı derece sistemi “iyi insan” olmak için neden gereklidir mesela?
En üst derece Mason en iyi insan mı oluyor? İyiliğin dereceleri mi var diye soruyorsunuz bu durumda kendi kendinize… Bu “iyi insan” kısmı pek inandırıcı gelmedi… Her derecenin kendine özgü sırları var.
Halbuki hiçbir dinde sır yoktur. İyi insan olmanın özü de yolu da gayet açıktır. “Ham taş insan zihnidir. Çekiç telkindir. Nasıl çekiç darbeyle ham taşı yontarsa, telkin de onun gibi zihni yontar” diyor Masonlar.
İyi insan olmak için hangi taşla hangi başlara vurmak lazım o da anlaşılamadı bu sohbette. Sosyal hayatta, işte, siyasette bu kadar önemli konumlara gelmiş adamlar bir tek iyi insan olmayı mı anlayamıyor da kafalarına taş yemeleri gerekiyor?
“Şehir efsaneleri dolu hakkımızda” dedi Büyük Üstad. Doğru. Ne efsaneler hem de… Masonluğun felsefesinin Kabala olduğu, soylarının Tapınak Şövalyeleri’ne dayandığı, çağımızın dünya düzeninde ve ülkelerin yönetiminde Masonluğun etkisinin baskın olduğu, hedeflerinden birinin Büyük Ortadoğu adıyla bölgede tüm dünyaya hükmedecek Masonik kökenli bir devlet kurulması için İslam’ın ve Türklerin bertaraf edilmesi, diğerinin Kudüs’te bulunan Süleyman’ın tapınağı olarak bilinen yerin İsrail ve İngiltere ortaklığında yeniden yapılması için Filistinlilerin yok edilmesi olduğu her yerde yazılıp çizilen efsanelerden bazıları…
Dul kadın da onlara ait bir semboldür mesela… Kimilerine Özgürlük Anıtı’nı çağrıştırır. Benim aklıma ise hep rahmetli Üzeyir Garih gelir dul kadın denince. Aman efsanelerin sonu yok işte…
Marx, Lenin, Stalin, Mao gibi isimler, Bush’lar dahil ABD’nin resmen bilinen 11 başkanı, Darwin (ki Darwinizmin yayılması için çalıştıkları, bilinen en büyük efsanelerden biridir), Bill Gates’ten Rockefeller’a, Rothschild’dan İngiltere Kraliyet ailesi mensuplarına kadar birçok siyasinin, başbakanın, bilim adamının, iş adamının, sanatçının adı geçer localarda.
Mason oldukları ileri sürülen Türk siyasiler ve iş adamları da oldukça çok tabii… Efsanelerde adı geçenler, hele bu Ergenekon döneminde, akıllarda büyük soru işaretleri oluşturmakta…
1980’lerde dünya basınını aylarca meşgul eden bir skandalda yer aldı Mason locaları. “P2 veya Propaganda Due, İtalya'da 1945'ten itibaren faaliyet gösteren bir Mason locasıydı.
Devlet içinde devlet olarak nitelenen P2'nin adı, İtalya tarihinin en büyük rüşvet ağının ortaya çıktığı “Tangentopoli” skandalı, banker Roberto Calvi ve araştırmacı gazeteci Mino Pecorelli'nin öldürülmesi gibi ülke tarihini sarsan suçların planlandığı merkez olarak geçti.
İtalyan derin devletini soruşturan Savcı Felice Casson ise P2'nin Gladio'nun beyni olduğunu ortaya çıkardı. Locanın lideri işadamı Licio Gelli'nin evine düzenlenen baskında ele geçirilen belgelerde, aralarında eski başbakanların da olduğu İtalya'nın en seçkin bin kişisinin locanın üyesi olduğu yer alıyordu.
Başbakan Silvio Berlusconi de bu isimlerden biriydi.” haberi efsane olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmüş, İtalya’yla birlikte dünyayı şoke etmişti.
Sürekli akıl ve bilimden, Allah inancından bahsediyorlar ama girin internet sitelerine, karıştırın onlarca kitabı, tüm fotoğraflarda şeytan figürleri, karanlık dehlizlerde ayinler, kılıçlar kalkanlar, kuru kafalar, keçi boynuzları, büyülü Kabala figürleri… Ürkütücü… İnançla bağdaştırmak zor…
Üstad Remzi Sanver Masonlukla ilgili benzer yüzlerce efsaneyi yıkmakta, halkın gözünde zararsız, kendi halinde, oyuncak kılıçları ile erkek erkeğe saklambaç oynayan bir sürü kelli felli iş adamını sempatik göstermekte yetersiz kaldı.
Ayrıca Fatih Altaylı bugüne kadar Mason localarında çekilmiş ve basına sızdırılmış, boyunlarında iplerle yerlerde emekleyen, iki kılıçla oynamaktan çok daha değişik ayinler yapan adamların görsellerini neden sunmadı merak ettim.
Eh, malum, aynı takım, aynı okul gibi bağlar da bir nevi kardeşliktir bizde… Ayrıca Atatürk’ün hangi gerekçelerle bu locaları kapattığını sonra kimlerin tekrar açtığını bir de “karşı görüştekiler”den dinlemek lazım.
Üstadın anlattıkları doğruysa ne güzel; siyasetten ekonomiye dünyanın en ileri gelen isimleri çanak çömlek oynamak için toplanıp duruyor. Bu arada da sürekli daha iyi insan oluyorlar, eminim o oranda da dünyaya faydaları artıyor.
Yok öyle değilse, şehir efsanelerinin bir kısmı bile doğruysa, yüzlerce yıldır şeytana pabucu ters giydirip, kurmak için çabaladıkları “yeni dünya düzeni” bambaşka bir yönde gelişiyor ve bu düzende güçlenen, çevresi ile birleşmeye, büyümeye başlayan Türkiye onları büyük bir hayal kırıklığına uğratıyor demektir.
Haber Kaynağım :
Bu haber Yazısı Bugün Gazetesi Köşe Yazarı Esra UÇAR Makalesidir.
http://www.bugun.com.tr/