ALMANYA’nın Hamburg kentinde faaliyet gösteren Uluslararası Kadın İnisiyatifi Derneği Başkanı ve kadın sığınma yurtlarında sosyal danışman olarak görev yapan Saadet Savaş, sığınma yurtlarındaki kadınların çoğunun Türk olduğunu, bu kadınların ağırlıkla eşlerinden şiddet gördüğü için yurtlarda yaşadığını söyledi.
Savaş, son 5 yılda aile birleşimi ile Almanya’ya gelen ve eşlerinden şiddet gördüğü için sığınma yurtlarına yerleşen kadınların sayısının arttığını belirterek, "Türk kadınları genelde eşlerinden dayak yediği ve cinsel istismara uğradığı için yurtlara sığınmak zorunda kalıyor" dedi.
Erkeklerin genel olarak aile baskısıyla "düzenli bir yuva kurmak" için Türkiye’den bir kadınla evlenmek istediğini ifade eden Savaş, "Ancak erkeklerin kafasında daha evlenmeden, eşini buraya getirip sonra boşamak ve ona kötü davranmak yatıyor.
Bu, sezon evliliği gibi bir şey. Sonra Türk erkekleri yine eski yaşantısına dönüyor, sevgilileri oluyor ve eşini dövmeye başlıyor, hatta sokağa atıyor" şeklinde konuştu.
Savaş, özellikle 20 ile 35 yaş arasındaki kadınların kendilerine başvurduğunu kaydederek, "Çoğu Türk kadını, eşlerinin kendilerini dövmesinden, içki içmesinden ve cinsel istismardan şikayetçi. Özellikle çocuklu kadınlarımız büyük zorluklar yaşıyor.
Kadın sığınma yurtlarında kalan çocuklu kadınlar çoğu kez eşlerinin baskısı sonucu baba evine dönmek zorunda kalıyor. Ancak yapamayıp, yine sığınma yurtlarına dönüyor. Değişeceğini söyleyerek eşini sığınma evinden çıkartan erkekler de daha sonra eski alışkanlıklarına devam ediyor" dedi.
Çok sayıda genç kadının da Almanya sevdası ile bu ülkede yaşayan bir erkekle evlenmek istediğini, bunun yanlış olduğunu kaydeden Savaş, "Genç kızlarımıza sesleniyorum: Almanya sevdası ile tanımadığınız kişilerle evlenmeyin.
Evlilik yolu ile buraya getirilen kadınlar ya temizlik işçisi ya da cinsel obje olarak görülüyor. Gerçekten severek evlenenlerin sayısı çok az. Kültürel farklılıklar var. Evlilikler maalesef uzun sürmüyor" diye konuştu.
Hamburg’da 11 kadın sığınma yurdunun bulunduğunu ve bu sayının yetersiz olduğunu belirten Savaş, çaresiz kalan kadınların mutlaka en yakın karakola veya kadın sığınma yurduna başvurmaları çağrısı yaptı.
"Koca dayağı ve kayana baskısı bıktırdı"
Almanya’ya aile birleşimi kapsamında gelen ve evliliğinin ikinci haftasından itibaren eşinden şiddet, kayınvalidesinden baskı gördüğünü belirterek Hamburg yakınlarındaki bir kadın sığınma evine yerleşmen H.G. (35), "Kaynanamın bana söylediği çirkin sözleri ve bana yaptığı kötülükleri bir türlü unutamıyorum.
Eşim ile değil, kaynanam ile evlendiğimi günler sonra fark ettim" dedi. Almanya’da yaşayan ablasının aracılığıyla eşiyle tanıştırıldığını ifade eden H.G., daha önce İstanbul’da yaşadığını kaydetti. Eşiyle İstanbul’da görüştüğünü, ardından evlendiğini anlatan H.G., Almanya’da eşinin yaşadığı evi görünce şoke olduğunu söyledi.
H.G, "Kaynanam ile yaşayacağımı biliyordum. Ancak bu kadarını tahmin etmemiştim. Yattığım çarşafın ne zaman değiştirilmesi gerektiğine bile kaynanam karar veriyordu. Eşimin, evin alt katında gece kulübü var. Gündüz evin, akşamları gece kulübünün temizliğini yaptım. Eşi olduğum halde, eşimin işlettiği gece kulübüne temizlik dışında girmem yasaktı.
Zaten ben de istemiyordum. Meğer eşim benimle temizlikçilik yapayım diye evlenmiş" şeklinde konuştu. Eşinden sık sık şiddet gördüğünü anlatan H.G., Türkiye’deki ağabeylerinin kendisine "dul olarak Türkiye’ye dönemeyeceğini" söylediğini belirterek, "Almanya’da bir ağabeyim ve ablam yaşıyor.
Onların yanında kaç gün kalabilirim ki, son çareyi sığınma yurdunda buldum" dedi. Almanca kursuna giden, iş bulması durumunda Almanya’da kalmasının mümkün olabileceğini belirten H.G., "Türkiye’ye bu şartlarda asla dönemem. Sonuçta Türkiye’de dul yaşamak zor.
Evimi, birikmiş paramı, her şeyimi kaybettim. Kadın sığınma yurdunda bana çok iyi davranıyorlar. Almanca öğrenmeye başladım, ancak şu an çaresizim. İşe ihtiyacım var. Temizlik, bulaşıkçılık, ne iş olursa olsun çalışırım" diye konuştu
Haber Kaynağım :
http://www.hurriyet.de/Savaş, son 5 yılda aile birleşimi ile Almanya’ya gelen ve eşlerinden şiddet gördüğü için sığınma yurtlarına yerleşen kadınların sayısının arttığını belirterek, "Türk kadınları genelde eşlerinden dayak yediği ve cinsel istismara uğradığı için yurtlara sığınmak zorunda kalıyor" dedi.
Erkeklerin genel olarak aile baskısıyla "düzenli bir yuva kurmak" için Türkiye’den bir kadınla evlenmek istediğini ifade eden Savaş, "Ancak erkeklerin kafasında daha evlenmeden, eşini buraya getirip sonra boşamak ve ona kötü davranmak yatıyor.
Bu, sezon evliliği gibi bir şey. Sonra Türk erkekleri yine eski yaşantısına dönüyor, sevgilileri oluyor ve eşini dövmeye başlıyor, hatta sokağa atıyor" şeklinde konuştu.
Savaş, özellikle 20 ile 35 yaş arasındaki kadınların kendilerine başvurduğunu kaydederek, "Çoğu Türk kadını, eşlerinin kendilerini dövmesinden, içki içmesinden ve cinsel istismardan şikayetçi. Özellikle çocuklu kadınlarımız büyük zorluklar yaşıyor.
Kadın sığınma yurtlarında kalan çocuklu kadınlar çoğu kez eşlerinin baskısı sonucu baba evine dönmek zorunda kalıyor. Ancak yapamayıp, yine sığınma yurtlarına dönüyor. Değişeceğini söyleyerek eşini sığınma evinden çıkartan erkekler de daha sonra eski alışkanlıklarına devam ediyor" dedi.
Çok sayıda genç kadının da Almanya sevdası ile bu ülkede yaşayan bir erkekle evlenmek istediğini, bunun yanlış olduğunu kaydeden Savaş, "Genç kızlarımıza sesleniyorum: Almanya sevdası ile tanımadığınız kişilerle evlenmeyin.
Evlilik yolu ile buraya getirilen kadınlar ya temizlik işçisi ya da cinsel obje olarak görülüyor. Gerçekten severek evlenenlerin sayısı çok az. Kültürel farklılıklar var. Evlilikler maalesef uzun sürmüyor" diye konuştu.
Hamburg’da 11 kadın sığınma yurdunun bulunduğunu ve bu sayının yetersiz olduğunu belirten Savaş, çaresiz kalan kadınların mutlaka en yakın karakola veya kadın sığınma yurduna başvurmaları çağrısı yaptı.
"Koca dayağı ve kayana baskısı bıktırdı"
Almanya’ya aile birleşimi kapsamında gelen ve evliliğinin ikinci haftasından itibaren eşinden şiddet, kayınvalidesinden baskı gördüğünü belirterek Hamburg yakınlarındaki bir kadın sığınma evine yerleşmen H.G. (35), "Kaynanamın bana söylediği çirkin sözleri ve bana yaptığı kötülükleri bir türlü unutamıyorum.
Eşim ile değil, kaynanam ile evlendiğimi günler sonra fark ettim" dedi. Almanya’da yaşayan ablasının aracılığıyla eşiyle tanıştırıldığını ifade eden H.G., daha önce İstanbul’da yaşadığını kaydetti. Eşiyle İstanbul’da görüştüğünü, ardından evlendiğini anlatan H.G., Almanya’da eşinin yaşadığı evi görünce şoke olduğunu söyledi.
H.G, "Kaynanam ile yaşayacağımı biliyordum. Ancak bu kadarını tahmin etmemiştim. Yattığım çarşafın ne zaman değiştirilmesi gerektiğine bile kaynanam karar veriyordu. Eşimin, evin alt katında gece kulübü var. Gündüz evin, akşamları gece kulübünün temizliğini yaptım. Eşi olduğum halde, eşimin işlettiği gece kulübüne temizlik dışında girmem yasaktı.
Zaten ben de istemiyordum. Meğer eşim benimle temizlikçilik yapayım diye evlenmiş" şeklinde konuştu. Eşinden sık sık şiddet gördüğünü anlatan H.G., Türkiye’deki ağabeylerinin kendisine "dul olarak Türkiye’ye dönemeyeceğini" söylediğini belirterek, "Almanya’da bir ağabeyim ve ablam yaşıyor.
Onların yanında kaç gün kalabilirim ki, son çareyi sığınma yurdunda buldum" dedi. Almanca kursuna giden, iş bulması durumunda Almanya’da kalmasının mümkün olabileceğini belirten H.G., "Türkiye’ye bu şartlarda asla dönemem. Sonuçta Türkiye’de dul yaşamak zor.
Evimi, birikmiş paramı, her şeyimi kaybettim. Kadın sığınma yurdunda bana çok iyi davranıyorlar. Almanca öğrenmeye başladım, ancak şu an çaresizim. İşe ihtiyacım var. Temizlik, bulaşıkçılık, ne iş olursa olsun çalışırım" diye konuştu
Haber Kaynağım :