Yrd. Doç. Dr. Sezen, halen sol kulağı çınladığında zengin olacağına, sağ avuç içi kaşındığında, para geleceğine, yolculukta mide bulunmasını önlemek için benzin içilmesi gerektiğine inanan insanların bulunduğunu söyledi.
Uzun yolculuklarda 'otobüs tutması' olarak nitelendirilen mide bulantısı için benzin içmek gibi tehlikeli inanışların bulunduğunu belirten Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlilerinden Yrd. Doç. Dr. Sezen, “Yeni doğan çocuğu kokmaması için tuza yatırıyor, sağlıklı olması için toprağa sarıyor, parlak olması için de gözüne limon sıkıyorlar. Bu inanışların bir çoğu komik olmasına rağmen halk arasında varlığını halen daha devam ettiriyor" dedi.
Ölünün, evden çıkarılmadan önce üzerinden kedi atlaması durumunda hortlayacağına inanıldığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Sezen, "Mezarlıkta sigara içilmemesi, çakal uluyunca yere tükürülmesi gerektiği, damadın, gerdeğe girmeden önce yanlışlıkla kediye basması durumunda başarısız olacağına, yoğurulan hamurun kabından dışarıya sıçraması halinde misafir geleceğine, parmakların çatırdamasının ise kişinin sağlıklı olduğunu gösterdiğine inanılıyor" diye konuştu.
Burnu kaşınan kişinin dayak yiyeceğine inanıldığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Sezen, "Gerçekle ilgisi olmayan inanışlara göre sol kulağın çınlaması zenginliği, sağ kulağın çınlaması ise sağlığı gösterirken, gözün seğirmesi olumsuzluğu, sağ avucun kaşınması para geleceğini, sol avucun kaşınması ise para çıkacağına işaret ediyor.
Kişinin, kesilen saçının üzerine basması durumunda baş ağrısı çekeceğine, hamile kadının neye bakarsa doğacak çocuğunun, baktığı şeye benzeyeceği de bu inanışlar arasında yer alıyor" dedi.
Halk arasında yaygın olan benzer inanışlardan bazıları şöyle: Ayak kaşınınca yolculuk var demektir. Gün dönümünde tarım işleriyle uğraşılmaz, düğün dernek yapılmaz
Ay hilal halindeyken iki ucu aşağı olursa o ay yağmurlu, yukarı doğru olursa kurak olur
Arife günü yakını ölen kişi dikiş dikmez. Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür.
Bıçakla ekmek kesilmez, evin bereketi kaçar Kapı eşiğinde oturan kişi bekar kalır Gökkuşağının altından erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur Salı günü düğün yapılmaz Cuma günü örgü örülmez, kısmet kaybolur.
Tarlaya ilk tohum, çarşamba günü atılmaz Cuma günü ekin ekilmez, bir işe başlanmaz.
Cumartesi günü çamaşır yıkanmaz Pazartesi başlanan işler yavaş ilerler Bir erkek, iki kızın arasından geçerse köse olur Yarım çay içen kadın dul kalır.
Ava giden kişiye 'Nereye gidiyorsun?' diye sorulmaz. Sorulduğu takdirde kişi avlanamaz.
Haber Kaynağım :
Atatürk Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Lütfi Sezen'in yaptığı araştırmaya makalesidir.
http://www.habervitrini.com/