Her yıl çocuklardan çok daha fazla sayıda erişkin, aşı ile önlenebilir hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Buna rağmen aşılama, çocukluk çağına özgü bir uygulama gibi algılanıyor ve ilerleyen dönemlerde ihmal ediliyor.
Memorial Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü'nden Uz. Dr. Çiğdem Erol, "24-30 Nisan Dünya Aşı Haftası" öncesinde erişkinlerde aşılamanın sağlığa yararları hakkında bilgi veriyor.
Aşılama yüzyıllardır uygulanıyor ancak önemi yeni anlaşılıyor
Aşı, hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak amacıyla vücuda verilen, zayıflatılmış hastalık virüsü, hastalık etkeninin parçaları veya salgıları ile oluşturulan çözeltidir.
Tarihteki ilk aşı uygulaması milattan önceki dönemlerde gerçekleştirilmiştir.
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından erişkin aşılaması kavramını toplumda yerleştirebilmek amacıyla diğer dünya ülkeleriyle aynı anda ilk kez 2007 yılının Nisan ayında "Erişkin Bağışıklama Haftası" kapsamında çeşitli etkinlikler başlatılmıştır ve o tarihten itibaren her yıl Nisan ayında erişkin aşılaması konusu gündeme getirilmektedir.
Aşılamanın ihmal edilmesi işgücü kayıpları ve hayati tehlikeye neden oluyor
Çocukluk döneminde yaygın olarak uygulanan aşılamanın erişkin dönemde ihmal edilmesi aşılamayla önlenebilir enfeksiyon hastalıklarının yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.
.
.
Ayrıca aşı ile önlenebilir hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan ayakta tedavi, tetkik, ilaç, hastaneye yatış maliyetleri aşılama için yapılan harcamalardan çok daha yüksektir.
Bu yüksek maliyetin yanı sıra erişkinlerde aşılamanın ihmal edilmesi, işgücü kaybı ve hayati tehlikeye de neden olmaktadır.
Çocukluk aşılamalarının devamı olarak erişkinlerde yapılacak düzenli aşılamalar daha sağlıklı bir yaşam olanağı sunmaktadır.
Bazı aşıların tekrarlanması gerekiyor
Ergenlik döneminde ve sağlıklı genç erişkinlerde; tetanoz- difteri, Hepatit B ve kızamık-kızamıkçık-kabakulak bağışıklaması önemlidir.
Tetanoz-difteri aşılamasının 10 yılda bir tekrar edilmesi önerilmektedir.
Hepatit B aşılaması özellikle sağlık personelleri gibi kan ve vücut sıvılarına maruz kalan meslek çalışanlarına, yakın çevresinde Hepatit B taşıyıcısı olanlara ve bu enfeksiyondan korunmak isteyen kişilere uygulanabilir.
Kızamık-kızamıkçık ve kabakulak aşıları da toplumda görülme sıklığına, salgın durumlarına ve mesleki risk varlığına göre değerlendirilmelidir.
Küreselleşen dünyada ülkeler arası seyahatlerin artmasıyla ortaya çıkan ihtiyaçlardan biri de seyahat aşılamasıdır.
Tüberküloz, hepatit B, çocuk felci, tifo, kuduz, sarı humma gibi aşılar seyahat edilecek bölgeye göre seyahat sağlığı merkezleri tarafından değerlendirilip uygulanmaktadır.
Ayrıca son yıllarda birçok hastalık için yeni tedavi yöntemlerinin kullanılmaya başlanmasıyla, aşılanma için de özel bir grup ortaya çıkmıştır.
Kalp hastalığı, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalığı gibi rahatsızlıkları bulunan kişiler özellikle zatürre ve grip için risk taşımaktadır.
.
.
Bu hastalara da yılda bir defa grip aşısı ve 5 yılda bir zatürre aşısı yapılması gerekmektedir.
Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde canlı aşılar her zaman uygulanamayabilir fakat grip ve zatürre aşıları mutlaka düzenli uygulanmalıdır.
Fonksiyonel ya da cerrahiye bağlı dalağı olmayan kişilerde zatürre ve menenjit aşıları uygulanmalıdır.
Haber Kaynağım :
http://kadin.mynet.com/