Kaç gündür gündemi meşgul eden öğretmen M. D.’nin dokuz günlük bayram tatiline bebeğini bırakıp gitmesi muhabbetinde her zaman olduğu gibi toplumsal ön yargı, genel ahlaki namus gibi kavramlar devrede…
Elbette yapılanın makul karşılanacak hiçbir yanı yok, iki aylık bir bebeğin ölmesi, annesinin onu bırakıp tatile çıkması v. s.

Düşündüğünüzde akıl almaz bir olay ama bu olayın görünmeyen, üzerinde durulmayan bir çok noktası olduğu kesin…
Aslında bütün değer yargılarımızla “cani” ilan etiğimiz M. D. için ilk sormamız gereken soruyu kaçırmış gibi görünüyoruz…
Neden bir kadın iki aylık bebeğini bırakıp tatile çıkar?
Neredeyse bütün gazetelerin “kan dondurucu”, “korkunç” olarak nitelediği M. D.’nin ifadesinde bunun sebepleri o kadar açık ki, şöyle diyor M. D ifadesinde;
“İlk evliliğimi sorunlu bitirdikten sonra ailem yeniden evlenmeme karşı çıkıyordu.
Aslında bütün değer yargılarımızla “cani” ilan etiğimiz M. D. için ilk sormamız gereken soruyu kaçırmış gibi görünüyoruz…
Neden bir kadın iki aylık bebeğini bırakıp tatile çıkar?
Neredeyse bütün gazetelerin “kan dondurucu”, “korkunç” olarak nitelediği M. D.’nin ifadesinde bunun sebepleri o kadar açık ki, şöyle diyor M. D ifadesinde;
“İlk evliliğimi sorunlu bitirdikten sonra ailem yeniden evlenmeme karşı çıkıyordu.
Polis olan sevgilimle yaşadığımız cinsel birliktelikten sonra hamile kaldım.
Hamile olduğumu çok geç öğrendim.
.

Uzun süre bebeği doğurup doğurmamak arasında kaldım. Aileme durumu nasıl anlatacağımı düşündüm.
.
Uzun süre bebeği doğurup doğurmamak arasında kaldım. Aileme durumu nasıl anlatacağımı düşündüm.
Çok korkuyordum.
Buna rağmen oğlumu dünyaya getirmeye karar verdim.
Buna rağmen oğlumu dünyaya getirmeye karar verdim.
Uzun süre Hatay’da yaşayan ailemin yanına gitmemek için mazeret uydurdum.
Karnım iyice büyüdükten sonra adeta eve kapandım.
Karnım iyice büyüdükten sonra adeta eve kapandım.
Doğum sonrası bebeğime sorunsuz baktım.
Ailem, özellikle annem uzun bayram tatilini Hatay’da geçirmem için bana sürekli baskı yapıyordu.
Bebeğimi kimseye bırakamayacağıma karar verdim. ‘Birkaç gün Hatay’da kalıp hemen eve dönerim’ diye düşündüm.”
Bebeğini tüm toplumsal baskılara rağmen doğurmaya karar veren bir kadından bahsediyoruz bu nedenle dokuz ay eve kapanan, kimseyle görüşemeyen bir kadından…
Peki M. D. Çocuğunu bırakmasaydı ne olurdu?
Ailem, özellikle annem uzun bayram tatilini Hatay’da geçirmem için bana sürekli baskı yapıyordu.
Bebeğimi kimseye bırakamayacağıma karar verdim. ‘Birkaç gün Hatay’da kalıp hemen eve dönerim’ diye düşündüm.”
Bebeğini tüm toplumsal baskılara rağmen doğurmaya karar veren bir kadından bahsediyoruz bu nedenle dokuz ay eve kapanan, kimseyle görüşemeyen bir kadından…
Peki M. D. Çocuğunu bırakmasaydı ne olurdu?
Yine M. D.’nin ifadesine baş vuralım;
“Beni öldürebilirlerdi, Hatay’a gideceğim gün oğluma iki biberon mama yaptım. Mamayı birkaç saat arayla yedirdim.
Altını değiştirip beşiğine bıraktım. Üşümesin diye üstünü iyice örttüm. Evden çıkarken uyuyordu.
Karnı acıksa dahi ağlar ağlar yeniden uyur diye düşündüm. Sonuçta ailemin yanına oğlumla gitseydim beni öldürebilirlerdi.
Bebeği evde bırakmayı göze almak zorundaydım. Kapıyı kilitledikten sonra evden çıktım. Bebeğime bir şey olmaması için dua ettim.”
Olamaz mıydı?

Altını değiştirip beşiğine bıraktım. Üşümesin diye üstünü iyice örttüm. Evden çıkarken uyuyordu.
Karnı acıksa dahi ağlar ağlar yeniden uyur diye düşündüm. Sonuçta ailemin yanına oğlumla gitseydim beni öldürebilirlerdi.
Bebeği evde bırakmayı göze almak zorundaydım. Kapıyı kilitledikten sonra evden çıktım. Bebeğime bir şey olmaması için dua ettim.”
Olamaz mıydı?
Her gün töre, namus, ahlak söylemi adı altında birçok kadın öldürülmüyor mu?
Evet M. D. Bebeğini bırakmasaydı ölebilirdi.
Evet M. D. Bebeğini bırakmasaydı ölebilirdi.
Ha şimdi şöyle bir soru sorabilirsiniz, kendini korumak için bebeğine kıyması mı gerekirdi?
Elbette hayır zaten M. D’nin ifadesinden çok açık anlaşıldığı gibi o bebeğine kıymadı…
Gerçekte bebeğine kıymak istese doğmadan da başka bir çözüm bulabilirdi, eve döner dönmez mama yapmaz, onu hastaneye götürmezdi.
Elbette hayır zaten M. D’nin ifadesinden çok açık anlaşıldığı gibi o bebeğine kıymadı…
Gerçekte bebeğine kıymak istese doğmadan da başka bir çözüm bulabilirdi, eve döner dönmez mama yapmaz, onu hastaneye götürmezdi.
Devamlı okuduğumuz üçüncü sayfa haberleri gibi bir çöp konteynerına bırakabilir ya da yok etmenin yollarını düşünebilirdi.
.

M. D’nin ifadesinin dışında apartman görevlisinin bile bebekten haberdar olmaması aslında çok şey anlatıyor, gizlice bebeğini yaşatmaya çalışan bir kadının dramı aslında özellikle üzerinde durulması gereken…
Haber bültenlerinde konu ile ilgili öğretmenlik yaptığı okuldaki öğrenci velileriyle yapılan röportajları izledik kaç gündür, endişeli aile profilleri gördük.
Peki bu aileler “gayri meşru” çocuğu olduğunu bilseler nasıl davranırlardı M. D öğretmene, okuldaki diğer çalışanlar doğal karşılarlar mıydı durumu?
Elbette hayır toplumsalın “normali” olmayan bir durum içindeyseniz zaten “anormal” olacağınızı unutmayın…
.

Peki bütün bunlar neden?
.

M. D’nin ifadesinin dışında apartman görevlisinin bile bebekten haberdar olmaması aslında çok şey anlatıyor, gizlice bebeğini yaşatmaya çalışan bir kadının dramı aslında özellikle üzerinde durulması gereken…
Haber bültenlerinde konu ile ilgili öğretmenlik yaptığı okuldaki öğrenci velileriyle yapılan röportajları izledik kaç gündür, endişeli aile profilleri gördük.
Peki bu aileler “gayri meşru” çocuğu olduğunu bilseler nasıl davranırlardı M. D öğretmene, okuldaki diğer çalışanlar doğal karşılarlar mıydı durumu?
Elbette hayır toplumsalın “normali” olmayan bir durum içindeyseniz zaten “anormal” olacağınızı unutmayın…
.

Peki bütün bunlar neden?
Bir kadının bunca acıyı yaşamasına sebep olan şey ne?
Cevap çok açık, kürtajın yasaklanmasına çalışıldığı, cinsel ilişki sonrası gebeliği önleyici ertesi gün hapının satışının durdurulması için düzenlemelerin yapıldığı, ihbar hatlarıyla kızınız hamile ispiyonculuğunun yapılmasının planlandığı bir coğrafyada yaşıyoruz biz, bütün bunları geçin iktidarın neredeyse kadının kadınlığını yasaklama noktasına geldiği politikaları konuşuyoruz her gün…
Ben çok düşündüm varın gerisini siz düşünün M. D mi suçlu onu bu çaresizliğe iten genel ahlakınız, ön yargılarınız, iktidar politikalarınız mı?
.

Ve onu bu kadar suçlarken bebeğin babasından hiç bahsetmeyen vicdanınız mı?
Bu öykünün iki kurbanı var iki aylık adını bile bilmediğimiz bir bebek ve onu ölüme terk etmek zorunda kalan, yaşadığı baskıyla dengesini kaybetmiş bir kadın…
Kısaca bir insanı “cani”, “katil”, “canavar” ilan etmeden önce biraz kafa yoralım yaşananlar üzerine çünkü hiçbir insan bu sıfatlarla doğmaz, onu cani yapan genel ahlak anlayışları, ekonomik sebepler, toplumsal değerler ve ön yargılar olabilir…
Cevap çok açık, kürtajın yasaklanmasına çalışıldığı, cinsel ilişki sonrası gebeliği önleyici ertesi gün hapının satışının durdurulması için düzenlemelerin yapıldığı, ihbar hatlarıyla kızınız hamile ispiyonculuğunun yapılmasının planlandığı bir coğrafyada yaşıyoruz biz, bütün bunları geçin iktidarın neredeyse kadının kadınlığını yasaklama noktasına geldiği politikaları konuşuyoruz her gün…
Ben çok düşündüm varın gerisini siz düşünün M. D mi suçlu onu bu çaresizliğe iten genel ahlakınız, ön yargılarınız, iktidar politikalarınız mı?
.

Ve onu bu kadar suçlarken bebeğin babasından hiç bahsetmeyen vicdanınız mı?
Bu öykünün iki kurbanı var iki aylık adını bile bilmediğimiz bir bebek ve onu ölüme terk etmek zorunda kalan, yaşadığı baskıyla dengesini kaybetmiş bir kadın…
Kısaca bir insanı “cani”, “katil”, “canavar” ilan etmeden önce biraz kafa yoralım yaşananlar üzerine çünkü hiçbir insan bu sıfatlarla doğmaz, onu cani yapan genel ahlak anlayışları, ekonomik sebepler, toplumsal değerler ve ön yargılar olabilir…

Haber Kaynağım :
Radikal Blog yazarı Emek Erez haber yazısıdır.
http://blog.radikal.com.tr/