Sergi, “Neden hiç büyük kadın sanatçı yok?” düşüncesinden yola çıkarak, kadının yaşamda ve sanatta kendini ifade süreci üzerine düşündürtmeyi amaçlıyor.
Yıllardır tartışılan bu sanat tarihi sorusu, geçtiğimiz günlerde Ankara’da açılan bir sergiyle bir kez daha gündeme geldi.
Farklı disiplinlerden bir araya gelen 86 sanatçının kolektif bir şekilde ortaya koyduğu “Öyleyse Varım” sergisi, kadının toplumdaki yerini ve olması gerektiği yeri sorguluyor.
Feminist Sanatçı Linda Nochlin’in 1971’de yayınladığı “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” isimli makalesinden yola çıkılarak açılan sergi, kadının birey ve sanatçı olarak var olma çabasını anlatıyor.
30 kadın öğrencinin, başarılı kadın ressamlarla buluştuğu sergi, ‘Kırmızı İnisiyatif’in küratörlüğünde gerçekleşiyor.
Sergide birçok farklı anlayış bir araya geldi.

Farklı disiplinlerden bir araya gelen 86 sanatçının kolektif bir şekilde ortaya koyduğu “Öyleyse Varım” sergisi, kadının toplumdaki yerini ve olması gerektiği yeri sorguluyor.
Feminist Sanatçı Linda Nochlin’in 1971’de yayınladığı “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” isimli makalesinden yola çıkılarak açılan sergi, kadının birey ve sanatçı olarak var olma çabasını anlatıyor.
30 kadın öğrencinin, başarılı kadın ressamlarla buluştuğu sergi, ‘Kırmızı İnisiyatif’in küratörlüğünde gerçekleşiyor.
Sergide birçok farklı anlayış bir araya geldi.
Farklı tercihler, söylemler ve ifade biçimlerinin buluştuğu sergi, kadının toplum içerisinde uğradığı birçok baskıya da dikkat çekiyor.
Çalışmaların bir çoğundaki ortak nokta, kadının birey olarak özgürleşmesinin yanı sıra birlikte var olma duygusundaki vurgu.
Yaşamda ve sanatta var olma isteğiyle başka başka dillerde, farklı amaçlarla ortaya koyulan yapıtlarla, kadının yaşamda ve sanatta kendini ifade süreci üzerine yeni düşünceler oluşturmak amaçlanıyor.
Sergide; resim, heykel, yerleştirme gibi birçok ifade biçimi yer alıyor.
.

İLLA ERKEK Mİ OLMAK LAZIM?
Özlem Kaçmaz’ın “Beyaz Mumya Otoportre” isimli çalışması, kadının hayat içerisindeki kuşatılmışlığına dikkat çekiyor.
İki farklı mumya hazırlayan sanatçı, bir Mısır mumyasını ve kendini bir araya getirmiş.
Kendini de fotoğrafıyla çalışmasına katan Kaçmaz, yüzyıllarca önceki bir uygulamayı güncelleştiriyor.
Seniha Ünal’ın “İkili” adını verdiği tabloları adeta “İlla erkek mi olmak gerekir” diyor.
Sergide yer alan üç yağlı boya çalışmasında aynı kadın figürü kullanan Ünal, hepsinde erkek şortunu tercih etmiş.
Ünal, erkek gibi giyinen ve kaslarını gösteren boksör ve sinirli kadınla, izleyiciyi uyarıyor.
.

SUSTURULMUŞ KADINLAR
Serginin bir başka dikkat çeken çalışması ise Selma Türlü’nün “Susmuş... susturulmuş... diller...” adlı yerleştirmesi.
Cam bir kavanoz içine yerleştirilen dil heykelcikleri, tıka basa. Camda kanların aktığı çalışma, izleyenleri ürkütüyor.
Görenleri rahatsız eden eser, kadının susturulmuşluğunu vahşi bir yolla anlatıyor.
Kadın cinayetlerini, tacizleri, tecavüzleri, şiddeti, töreyi, cinsiyetçi baskıyı belki en gerçekçi anlatan bu çalışma kestirme denilebilecek bir yolla izleyiciye mesajını veriyor.
Türlü’nün “Toprak... Kefen...” çalışması da kadın cinayetleri üzerinden devam ediyor.
Galeri salonuna toprak döken türlü, bunların içine de kefenleri yerleştiriyor.
Galerinin üst katına çıkıldığında gelen sesler, televizyonun açık kaldığı hissine yol açıyor.
Sergide 4 video-art çalışması yer alıyor.
Çalışmaların bir çoğundaki ortak nokta, kadının birey olarak özgürleşmesinin yanı sıra birlikte var olma duygusundaki vurgu.
Yaşamda ve sanatta var olma isteğiyle başka başka dillerde, farklı amaçlarla ortaya koyulan yapıtlarla, kadının yaşamda ve sanatta kendini ifade süreci üzerine yeni düşünceler oluşturmak amaçlanıyor.
Sergide; resim, heykel, yerleştirme gibi birçok ifade biçimi yer alıyor.
.

İLLA ERKEK Mİ OLMAK LAZIM?
Özlem Kaçmaz’ın “Beyaz Mumya Otoportre” isimli çalışması, kadının hayat içerisindeki kuşatılmışlığına dikkat çekiyor.
İki farklı mumya hazırlayan sanatçı, bir Mısır mumyasını ve kendini bir araya getirmiş.
Kendini de fotoğrafıyla çalışmasına katan Kaçmaz, yüzyıllarca önceki bir uygulamayı güncelleştiriyor.
Seniha Ünal’ın “İkili” adını verdiği tabloları adeta “İlla erkek mi olmak gerekir” diyor.
Sergide yer alan üç yağlı boya çalışmasında aynı kadın figürü kullanan Ünal, hepsinde erkek şortunu tercih etmiş.
Ünal, erkek gibi giyinen ve kaslarını gösteren boksör ve sinirli kadınla, izleyiciyi uyarıyor.
.

SUSTURULMUŞ KADINLAR
Serginin bir başka dikkat çeken çalışması ise Selma Türlü’nün “Susmuş... susturulmuş... diller...” adlı yerleştirmesi.
Cam bir kavanoz içine yerleştirilen dil heykelcikleri, tıka basa. Camda kanların aktığı çalışma, izleyenleri ürkütüyor.
Görenleri rahatsız eden eser, kadının susturulmuşluğunu vahşi bir yolla anlatıyor.
Kadın cinayetlerini, tacizleri, tecavüzleri, şiddeti, töreyi, cinsiyetçi baskıyı belki en gerçekçi anlatan bu çalışma kestirme denilebilecek bir yolla izleyiciye mesajını veriyor.

Galeri salonuna toprak döken türlü, bunların içine de kefenleri yerleştiriyor.
Galerinin üst katına çıkıldığında gelen sesler, televizyonun açık kaldığı hissine yol açıyor.
Sergide 4 video-art çalışması yer alıyor.
Bunlardan bir tanesi masal anlatan video-artın şaşırtıcı yönü kendisinin yanı sıra önündeki kilim.
Televizyonun önüne konulan kilim, video-artın izlenmesini keyifle kılmak için mi, yoksa kadının ev halini yaşatabilmek için mi yapıldığı bilinmiyor.
İzleyen hiç kimsenin oturmadığı kilim, tam aksine sanatçının oturulmasını istediği kilim olduğu ortada.
Kadınların yaşamda, toplumda ve sanattaki yerini tartışmaya açan “...öyleyse varım” sergisi 22 Ekim’e kadar Çağdaş Sanatlar Merkezinde izlenebilecek.
.

SANAT TARİHİNDE KADINLAR
Tarihe bakıldığında akla ilk gelebilecek isim Frida Kahlo.
Ancak Meksikalı Ressam Frida Kahlo’nun da çalışmalarından ziyade geçirdiği trafik kazası sonucu felçli olmasına rağmen resme devam etmesi ve bazı magazin hikayeleriyle anılması da üzücü.
Kadınların toplumsal yaşamda ötelenmesinin etkilediği kadın ressam azlığı, aynı zamanda birçok kadın ressamın erkek adı kullanmak zorunda kalmasından da kaynaklanıyor.
Merak edenler için bazı kadın ressamların isimleri şöyle; Mihri Müşfik, Marietta Robusti, Angelica Kaufmann, Artemisia Gentileschi, Aliye Berger, Füreya Koral...
Televizyonun önüne konulan kilim, video-artın izlenmesini keyifle kılmak için mi, yoksa kadının ev halini yaşatabilmek için mi yapıldığı bilinmiyor.
İzleyen hiç kimsenin oturmadığı kilim, tam aksine sanatçının oturulmasını istediği kilim olduğu ortada.
Kadınların yaşamda, toplumda ve sanattaki yerini tartışmaya açan “...öyleyse varım” sergisi 22 Ekim’e kadar Çağdaş Sanatlar Merkezinde izlenebilecek.
.

SANAT TARİHİNDE KADINLAR
Tarihe bakıldığında akla ilk gelebilecek isim Frida Kahlo.
Ancak Meksikalı Ressam Frida Kahlo’nun da çalışmalarından ziyade geçirdiği trafik kazası sonucu felçli olmasına rağmen resme devam etmesi ve bazı magazin hikayeleriyle anılması da üzücü.
Kadınların toplumsal yaşamda ötelenmesinin etkilediği kadın ressam azlığı, aynı zamanda birçok kadın ressamın erkek adı kullanmak zorunda kalmasından da kaynaklanıyor.
Merak edenler için bazı kadın ressamların isimleri şöyle; Mihri Müşfik, Marietta Robusti, Angelica Kaufmann, Artemisia Gentileschi, Aliye Berger, Füreya Koral...
Haber Kaynağım :
Evrensel Gazetesi muhabiri Birkan Bulut makalesidir.
http://www.evrensel.net/