Kılıçdaroğlu'ndan kadın hakları için ilginç çıkış

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin kadın istihdamı konusundaki politikalarını eleştirerek, kadınlara daha fazla hak getiriyoruz şeklinde yola çıkıp, kadınları eve kapatmanın yollarının arandığını ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) Şişli'deki Genel Merkezi'nde düzenlediği "Biz'de kahvaltı" etkinliğinde yaptığı konuşmada, hiçbir hakkın "altın tabak içinde" teslim edilmeyeceğini kaydederek, kadınlardan mücadele etmelerini istedi.

Yeni bir mücadele sürecinin başlatıldığı KADİGER ve KADER gibi örgütlerin kadınların ortak taleplerini dile getirmeleri açısından önemli olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, CHP'ninkadın-erkek eşitliğine inanan bir parti olduğunu söyledi. 


Kamuda ve özel sektörde önemli yerlere gelmelerini istedikleri kadınların ülke sorunlarıyla yakından ilgilenmelerini istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, kadının giysisi ve vücudu üzerinden siyaset yapılmasını da şiddetle reddettiklerini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, kadınların bu siyaseti yapan erkekleri uyarmasını ve "Oy vermeme kampanyası" başlatması gerektiğini kaydetti.

Kadınların çalışma koşullarının çok iyi olmadığını, pek çok kadının özellikle "merdivenaltı işletmelerde" sigortasız, ucuz işgücü olarak çalıştırıldığını belirten Kılıçdaroğlu, o kadınlarla da ilgilendiklerini anlattı.

Kadının daha güçlü olmasının toplumun daha güçlü olması anlamına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, eğitilmiş kadının, toplumun çağdaş uygarlık yönünde atacağı yönünde atacağı adımların çok daha güçlü olmasını sağlayacağını vurguladı.

Son 10 yıldır kadınların büyük ölçüde çalışma yaşamının dışına itildiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
.
              

"Hani biz ekonomide büyük başarılara imza atıyorduk? 

Neden kadınlar çalışma yaşamının dışına itildi? Neden kadınlar evlerine kapandılar?

Bazen de kadınlara daha fazla hak getiriyoruz diye yola çıkıp kadınları eve kapatmanın yolları aranıyor.

'Her doğumda, şu kadar izin vereceğiz' diyerek izin süresini artırıyorlar. Niçin?

Hiçbir işveren onları istihdam etmesin diye. Sen kadını çalıştırmak mı istiyorsun, iş hayatında daha fazla kadın mı istiyorsun? 


Çok basit yolu var.' 

Kim kadını istihdam ederse onun sigorta piriminin yüzde 30'unu devlet öder' derseniz, bakın bakalım kadın nasıl istihdam ediliyor. 

Yolu ve mantığı iyi kurgulamak ve götürmek gerekiyor.

İşin yolu, düşündüğünüz yol kadının daha fazla çalışması olsun diyorsanız, onun yolu bellidir, kadının iş hayatında olması için onu teşvik eden unsurlar getireceksiniz. 

' 3 kez doğum yapınca şöyle olacak..'

Sen iş yerlerinde kreş açıyor musun? 

'İşverene yük olmayacak kreşi ben açıyorum' diyor musun sosyal devlet olarak?

Bakın bakalım kadın çalışıyor mu çalışmıyor mu?"


Anayasa'da kadın-erkek eşitliği maddesi bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"En son Dünya Ekonomik Forumu'nun 2013 raporu çıktı. Kadın-erkek eşitliği sıralamasında, 136 ülke arasında 120. sıradayız. 
.
       

Ekonomik katılım ve fırsat eşitliği açısından, 136 ülke arasından 127. sıradayız. 

Bu rakamlar, kadınların mücadele alanının ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

Kadın, işgücüne ne kadar katılıyor? 

136 ülke arasında 123. sıradayız. Bunlar bizim hazmedebileceğimiz rakamlar değil.

Çağdaş Türkiye'nin hazmedeceği rakamlar değil. Bu rakamları değiştirmek hepimizin görevi. 

Biz, kadınların çok daha fazla siyasette ve çalışma yaşamında yer almasını istiyoruz.

Türkiye adım adım demokrasinin dışına itiliyor, bir Orta Doğu ülkesi yapılmak isteniyor. 

Sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir başkası karar veriyor. 

Böyle bir mantık olabilir mi?

Sizin nasıl doğum yapacağınıza bir başkası karar veriyor. Emin olun Hitler bile bunu düşünmemişti.

Benden daha güçlü şekilde kadınların bunu söylemesi lazım. 'Kim oluyorsun sen' demesi lazım. 

Bunu söylediğinizde kadının gücü ortaya çıkacak."

"Büyükşehir Belediye Başkanınız kim olacak?"

"İstanbul Büyüşehir Belediye başkanınız kim olacak?" şeklindeki soruyu Kılıçdaroğlu, espri yaparak,

"Önümüzdeki günlerde bütün bu sorular çözülecek. Göreceksiniz. Tamamının yanıtını alacaksınız" diye cevapladı.

Kadınların "Bunu biliyoruz zaten" demesi üzerine, "Yeni bir şey söylemek için biraz erken ama yeni şeyler söyleyeceğiz" dedi.

Kadın belediye başkan adaylarının sayısını artıracaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, bugün bir gazetede "CHP ön seçim yapmıyor"
şeklinde bir yazı gördüğünü hatırlatarak,

"Nasıl bu yazıyı yazıyorlar anlam veremiyorum. Bizim dışımızda ön seçim yapan başka parti yok ve biz çoğu yerde ön seçim yaptık. Bütün üyelerin katılımıyla sandığı koyuyoruz" diye konuştu.

"İstanbulla ilgili olağanüstü güzel projeler"

Kılıçdaroğlu, adayları netleştikten sonra İstanbul'a ilişkin hazırladıkları projeleri kamuoyuyla paylaşacaklarını belirterek, şunları söyledi:

"Adayımız netleştikten sonra şunu göreceksiniz, İstanbul'la ilgili olağanüstü güzel projelerimiz var.

Kentsel dönüşüm çok önemli. Kent, rant yaratır. Bu gerçeği kabul edeceğiz. 
.
         
   Kent planlı olduğu zaman ranttan tüm kentliler yararlanır, plansız olduğunda belli kişiler yararlanır.

İstanbul'un sorunu bu. Rant var ama belli kişiler ranttan yararlanıyor, İstanbullu değil. Bu konu çok önemli bir konu.

Üzerinde titizlikle durmamız gereken bir konu. 

Son 10 yıldır ya da 15 yıldır İstanbul'a ne kadar para harcandı?

İstanbul'a 150 milyar doların üzerinde para harcandı. 
İstanbul'un hangi sorunu çözüldü? Trafik mi?

Hiç bir sorunu çözülmedi. Makyajlamaya gidildi ve İstanbul kimliğini yitirdi. 
.
      

Sultanahmet gibi görkemli, dünyaya örnek olacak, turisti çeken bir camiyi bile ne hale getirdik, arkasına gökdelenler diktik.

Kimliğini yitiren bir kenttir İstanbul. İstanbul'un kimliğini kazanması lazım."


İstanbul'un 3 büyük imparatorluğa başkentlik yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında

"Kıyamet kopmuş, her taraf yıkılıyor. İstanbul'da bir şey yok. Melekler çıkıyor Tanrı'ya, 'Tanrım yer yıkılıyor niye İstanbul'da bir şey yok. 'Orayı Türklere teslim ettim, halledecek onlar' diyor" şeklinde fıkrayı da anlattı.
.
      

Anayasa

Türkiye'nin gerçek anlamda çağdaş bir anayasaya sahip olmasını istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, hak ve özgürlüklerin daha fazla olduğu, toplumu sıkmayan, düşünce özgürlüğünün önünü açan bir anayasa istediklerini, anayasa değişikliklerine samimi olarak katkı verdiklerini anlattı.

Bu konuda AK Parti'nin samimi olduğuna inanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu,

"İlla başkanlık sistemi olsun diye bir dayatmaları var. Biz onu tartıştırmıyoruz. Bizim 150 yıllık bir parlamenter geleneğimiz var. 
.
     

Bu geleneği el birliğiyle oturup atacağız, hiç denemediğimiz, ne olduğunu bilmediğimiz sözde kendimize özgü bir başkanlık sistemi oluşturacağız.

Olmaz. CHP buna izin vermez. İzin vermeyeceğiz. Anayasa'da demokrasiyi mi geliştirmek istiyorsun, hak ve özgürlüklerin alanını geliştirmek mi istiyorsun, hay hay buyurun yapalım.

'Benim dayatmalarım var, ben bunları yapacağım.' Dayatmayla biz, anayasa değişikliklerini parlamentodan geçirmeyiz. 1 kişi bile kalsak geçirmeyiz"
ifadelerini kullandı.
.
       

Anayasa değişikliği konusundaki bir başka soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, 

"Bu Anayasa bize cevap veren bir anayasa değil.

Bu Anayasa'nın 28. maddesinde 'Basın hürdür, sansür edilemez' diyor. 

Yeni anayasa yazdığınızda yine aynısını yazacaksınız.

Anayasa'da bu kadar açık hüküm olmasına karşın Türkiye'de basın hür mü? Sansür uyguluyor mu? 
.
         
   Evet uygulanıyor. Açılıyor telefon başbakanlıktan, şunu yazma, şunu şuraya at... 

Hatta medya patronu söylüyor, 'Başbakan'a sordum, kimi istersin' diye.

Böyle bir şey olamaz, olmamalı. İngiltere'de yazılı anayasa yok ama kimse diyor mu İngiltere'de demokrasi yok diye?

Çünkü ülkeleri güçlü kılan ülkelerin geleceğe bakışıdır"
diye konuştu.

Haber Kaynağım :
Anadolu Ajansı bülteninden alınmıştır.
http://www.haber7.com/