Tek Tanrılı dinlerden çok önce eski Yunan'da kadın korkusu çok yaygındır.
MÖ 6. yüzyılda Atina'da kadınların sosyal seviyeleri çocuklarınkiyle aynıdır.
Bir baba, evlenmeden bekâretini kaybetmiş kızını köle olarak satabilirdi.
Aristotales'e göre bir çocuk, sadece erkek olarak doğduğunda tam potansiyeline ulaşabilir, kızlar erkeklerin sakat versiyonları olarak görülürdü.
Kilise babası Tertullianus, kadınlar için, "Siz Şeytan'ın has kapısısınız, saklı ağacın mührünü açansınız, İlahî Kanun'a ilk uymayan sizsiniz.
Şeytan'ın saldırmaya gücünün yetmediğini ikna eden sizsiniz. Tanrı'nın imajını bir çırpıda mahvettiniz." demiştir.
Yine Yunan mitolojisine göre erkekler Tanrılarla yan yana acısız, hastalıksız, rahat bir yaşam sürüyorlardı.
Kadın, İncil'de olduğu gibi sonradan düşünülmüş bir şeydi.
Adem ile Havva arasında, suçlanan yalnızca itaatkâr olmadığı için Havva olmuştur!
Vebanın ortaya çıkışı ve Avrupa'da yayılışında ilk suçlanan Yahudiler olmuştur. Sonra da kadınlar!..
Heartha Marks Ayrton, 1854'te İngiltere'de yoksul bir Yahudi ailesinin sekiz çocuğundan biri olarak doğar.
Dokuz yaşına geldiğinde amcası tarafından okutulmak üzere Londra'ya götürülür.
Yıllar sonra Cabridge'e girer; ancak üniversiteyi bitirdiğinde Cabridge'te kadınlara diploma verilmediği için, diplomasını Londra Üniversitesi'nden alır.
Yıllar sonra Kraliyet Akademisi'ne üyelik için yaptığı başvuru ise, evli bir kadın olduğu için reddedilir.
Elizaveta Fedorovna Litvinova, 1845 yılında Rusya'nın bir şehrinde doğar.
1870 yılında üniversiteye giriş sertifikasını alır.

Kadın, İncil'de olduğu gibi sonradan düşünülmüş bir şeydi.
Adem ile Havva arasında, suçlanan yalnızca itaatkâr olmadığı için Havva olmuştur!
Vebanın ortaya çıkışı ve Avrupa'da yayılışında ilk suçlanan Yahudiler olmuştur. Sonra da kadınlar!..
Heartha Marks Ayrton, 1854'te İngiltere'de yoksul bir Yahudi ailesinin sekiz çocuğundan biri olarak doğar.
Dokuz yaşına geldiğinde amcası tarafından okutulmak üzere Londra'ya götürülür.
Yıllar sonra Cabridge'e girer; ancak üniversiteyi bitirdiğinde Cabridge'te kadınlara diploma verilmediği için, diplomasını Londra Üniversitesi'nden alır.

Elizaveta Fedorovna Litvinova, 1845 yılında Rusya'nın bir şehrinde doğar.
1870 yılında üniversiteye giriş sertifikasını alır.
Fakat Çarlık hükümetinin kadınların üniversiteye gitmesiyle ilgili bir planı yoktur.
O da öğrenimi için Zürih'e gitmeye karar verir.
O da öğrenimi için Zürih'e gitmeye karar verir.
Ancak, evli olduğu ve kocası izin vermediği için Rusya'dan ayrılamaz.
O da kocasından boşanıp Zürih'e giderek Politeknik Enstitüsü'ne kaydolur.
Öte yandan Çar, Zürih'te öğrenim gören tüm Rus kadınlarına ülkelerine dönmeleri için emir çıkarır.
.

Elizevata bu emre uymaz; ancak okulunu bitirip Rusya'ya döndüğünde, ülkesinde matematikçi olarak çalışma hakkını kaybettiğini görür.
Ortaçağdaki anlayışa göre, "kadınların soyut düşünme kapasiteleri" erkeklerinkinden düşüktür.
Bizdeki incilere gelince!
O da kocasından boşanıp Zürih'e giderek Politeknik Enstitüsü'ne kaydolur.
Öte yandan Çar, Zürih'te öğrenim gören tüm Rus kadınlarına ülkelerine dönmeleri için emir çıkarır.
.

Elizevata bu emre uymaz; ancak okulunu bitirip Rusya'ya döndüğünde, ülkesinde matematikçi olarak çalışma hakkını kaybettiğini görür.
Ortaçağdaki anlayışa göre, "kadınların soyut düşünme kapasiteleri" erkeklerinkinden düşüktür.
Bizdeki incilere gelince!
Çok da, orijinal birkaçı şöyle:
Bursa Uludağ Üniversitesi'nde öğretim üyesi Prof. Dr. H. Döndüren'e göre,
Bursa Uludağ Üniversitesi'nde öğretim üyesi Prof. Dr. H. Döndüren'e göre,
Bu tür şarkılarda kadının anılması ve güzelliğinin tasvir edilmesinde ve şarabın anılmasında insanı heyecana götüren bir yol vardır."
Selçuk Üniversitesi'nde öğretim üyesi Prof. Dr. O. Çakar'a göre ise,
"İslam inancına ters sözleri ihtiva eden müzik kesinlikle haramdır ve Müslümanlar buna engel olmakla görevlidirler.
İnsanı gayrimeşru işler yapmaya sevk eden, haram olan şeyleri konu edinip tasvir eden müzikler de caiz değildir.
Bu arada farklı değerlendirmeler olmakla birlikte, İslam'da kadın sesinden müzik dinlemenin caiz olmadığını da duyurmak isterim."
Kız torununu kucağına alıp sevemediğini söyleyen ile karşı cinsten bebeklerden abdestinin kaçtığını söyleyenden hangisinin sapıklık derecesinin daha önde olduğunu değerlendirmek mi istersiniz?
.

Yoksa, "Getirdiğin salavat kadar cennette huri verilecek!", Cennette cinselliğin olup olmadığıyla ilgili bir soruya da,
"Olmaz olur mu? Dünyada en azından bir hanımımız vardı, idare ediyorduk; cennette hepten karısız kaldık, dersin.
Böyle şey olur mu?" diye sırıtarak anlatan şarlatana bir şeyler söylemek mi?
Kadınlara burada da negatif ayrımcılık var:
Kadınlara burada da negatif ayrımcılık var:
Cennete giden kadına yaşıyorken kiminle evliyse, o adam düşecek!
.
.
"Bu dünyada" adamdan çok çekmiş, adamın dayağını çok yemiş olsa bile!
Daha da ilginci, kadının kocasız kalmaması, gerçek hayatta karı koca olan her ikisinin de cennete gidebilmesine bağlı!
Daha da ilginci, kadının kocasız kalmaması, gerçek hayatta karı koca olan her ikisinin de cennete gidebilmesine bağlı!
Kadınların işi burada da çok zor!
Geçenlerde izlediğim bir Western'de bir replik ilgimi çekti:
Filmin karakter oyuncusu, başrol oyuncusuna, filmdeki "kız"ı kastederek şöyle diyor:
"Her adamda ayaklarını yere basma hissi uyandırıyor!"
Ben, "kadın eli" değmeden kotarılan her işin bir miktar eksik olduğunu düşünenlerdenim.
Kadınların verilen her işi, genel olarak erkeklerden daha hızlı, daha doğru, daha kaytarmasız ve daha sağlam yaptıklarına inanırım.
Bir de dirençlerinin, erkeklerden birkaç kat daha fazla olduğuna!
İnsanda, "ayaklarını yere basma hissi uyandıran" bütün kadınlara selam olsun!
Geçenlerde izlediğim bir Western'de bir replik ilgimi çekti:
Filmin karakter oyuncusu, başrol oyuncusuna, filmdeki "kız"ı kastederek şöyle diyor:
"Her adamda ayaklarını yere basma hissi uyandırıyor!"
Kadınların verilen her işi, genel olarak erkeklerden daha hızlı, daha doğru, daha kaytarmasız ve daha sağlam yaptıklarına inanırım.
Bir de dirençlerinin, erkeklerden birkaç kat daha fazla olduğuna!
İnsanda, "ayaklarını yere basma hissi uyandıran" bütün kadınlara selam olsun!
Haber Kaynağım :
(Not: Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi ile Günah Keçisi adlı kitaptan yararlanılmıştır.)
Radikal Blog yazarı Zeynel Gölcük makalesidir.
http://blog.radikal.com.tr/