Kadın niye tokat attı?





Erkekler durumu anlamadı. “Kadın o tokadı niye attı?” kavrayamadılar. 

Büyük bir olasılıkla, tokadı yiyen adam da anlamadı.

Hepsi yanaklarında kızarıklıkla boş boş bakıyorlar:

Biz bu tokadı niye yedik?

Olayı kendi taraflarından şöyle algılıyorlar:

Adam ex sevgilisine rastlıyor, kadın adamın yanına geliyor. 

O gece adam onunla yatmıyor (!) Hatta sonra aramıyor bile...

Yine kadın arıyor, adam mecburen (!) onu yemeğe davet ediyor. 

Sonra da tokadı yiyor.

Danaların gözünden olay bu!

Dolayısıyla, rahat rahat soruyorlar; “adam tokadı niye yedi?” diye...

Arada küçük (!) bir ayrıntıyı atlıyorlar ama! Hani kadın, “Sevgilin var mı” diye soruyor o da, “Evet, var” diyor falan...

Gerçi bu ayrıntıyı adamın dürüstlüğü olarak algılayanlar da var. “İstese söylemeyebilirdi...” diyerekten...

Ne kadar erdemli bir adam ki, doğruyu bile söylemiş!

Ne acayip biliyor musunuz?

Bunlar gerçekten böyle düşünüyorlar...

Anlayamıyorlar.

Haddini bildirmenin misli!

Ben anlatacağım... 

Ama biraz daha öncesinden başlayarak...

Kadınların bazı dönüm noktaları vardır. 

Bunlardan ilki, geçenlerde epey üzerinde durduğumuz “Hayır” demeyi öğrenme...

Bir sonraki aşama, haddini bildirmektir.

Yani mesela evli veya sevgilisi olan biri takılmaya kalktığında ona kibarca, şakayla veya gerekirse kabaca haddini bildirmek...

İkisi de keyiflidir... 

Kadın kendisiyle gurur duyar. Tokat atma bir dönüm noktası değildir elbette.

Yani bir sonraki aşama falan değildir.

Bazı durumlarda... 

Özellikle ex’li hadiselerde, haddini bildirmenin yetmediği yerde ortaya çıkar.

Zaten haklı olmasa ne kadın o tokadı atabilir, ne de adam o tokadı karşılıksız bırakabilir.

O tokat bir dayak değildir! 

Haddini misli misli aşana, haddini bildirmenin mislidir!

Kadın tokadı yapıştırır, adam da gıkını çıkarmadan oturur. Sahne budur!

İşin aslı!..

Şimdi gelelim o meşhur tokadın nedenine...

Çok net, açık açık anlatacağım:

Şimdi bu ex, namı diğer ‘Issız Adam’, kadını belli ki zamanında çok üzmüş.

Bunu nereden biliyoruz? 

Issız Adam diye adlandırıldığından belli.

Haklı ya da haksız fark etmez; sonuçta kadın üzülmüş.

Bir süre sonra karşılaştıklarında bu ‘Issız Dana’ aynı tavrını sürdürmeye kalkışmış.

Yani bir kere, kadın sormasa bir sevgilisi olduğunu söylemeyecek belli.

“Gelmiş önüme, bir iyilik yapayım” diye planlıyor, o da belli.

Sevgilisi olduğunu söylemesi de dürüstlüğünden değil, pişkinliğinden.

Yani, “Yatarız-kalkarız o kadar, yerse!” diyor. 

Şimdii...

Yeni tanıştığı bir kadına bunu yapsaydı, tamam, tokat gereksiz olurdu. 

Kadın ya bunun haddini bildirirdi ya da yerdi!

Ama sen üzdüğün bir kadına bunu yapmaya kalkarsan...

Olmaz!

Olur da, böyle olur.

Tokadı yer, susar oturursun.

Haber Kaynağım :
Vatan Gazetesi köşe yazarı Dilek Önder makalesidir.
http://haber.gazetevatan.com/