Kordsa’da grev 9.gününde. Dokuz gündür fabrika önünden ayrılmıyor işçiler.
Eksilmek şöyle dursun her geçen gün artıyor kalabalık.
Ağustos ayının bu kavurucu sıcaklarında çalışanı, emeklisi, her yaştan işçi çocukları bir an olsun terk etmiyorlar ekmek teknelerinin önünü.
Bu kalabalıkta bir kadın dikkatimizi çekiyor.
Sarı saçları, uzun boyu ve yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesi ile dikkatlerden kaçması da mümkün değil hani.
Yeşim Işık, Kordsa’da üretimde çalışan tek kadın işçi.
Haliyle de grevdeki de tek kadın işçi.
17 yıldır Kordsa’da çalışan Işık, biri 11 yaşında, diğeri henüz 1 yaşında olan iki çocuğunu evde bırakarak her sabah vardiyaya gelir gibi geliyor grev yerine.
"Bu bizim ekmek davamız, istediğimiz gibi sonuçlanana kadar da buradan ayrılmayacağım" diyen Işık, iki gün önce de ilk grev nöbetini tutmuş.
Liseyi bitirir, bitirmez Kordsa’da işe başlamış Işık.
Kendi deyimiyle ‘baba mesleği’, babası da Kordsa’dan emekli olmuş.
Eşi de fabrikada çalışan Işık için Kordsa tüm ailesinin ekmek teknesi.
Fabrikada 17 yılını geride bırakan Işık, üretimde çalışan tek kadın işçi.
Dokuma tezgahında çalışıyor, tonlarca ağırlığındaki bobinleri erkek işçilerin yardımıyla makineye yerleştiriyor, çaprazlama ve düğüm atma işini de kendisi yapıyor.
Bu 17 yılın ilk beş yılında üç vardiya, 8 yılında iki vardiya, son üç yıldır da sadece gündüz vardiyasında çalışıyormuş.
Biri 11, diğeri 1 yaşında olan iki çocuğu var.
Fabrikada kreş olmadığı için büyük kızına babaannesi, oğlana ise anneannesi bakıyormuş.
Şimdilerde gündüz vardiyasında olduğu için küçüğün daha şanslı olduğunu söylüyor.
Kızı dünyaya geldiğinde iki vardiya çalışıyormuş.
O dönemler çocukla daha az ilgilenebildiği gibi kendisi de daha çok yoruluyormuş.
Bir yandan işteki yorgunluk, bir yandan evde çocuk, temizlik, yemek, ütü vs. derken takatinin kalmadığını anlatıyor.
Tüm bu yorgunluğa, fabrikadaki, evdeki tüm yüküne rağmen mücadele etmekten bir an olsun vazgeçmediğini söyleyen Işık, sendikada şube disiplin kurulunda da görev almış.
Greve çıkılacağı haberini aldığında yıllık izindeymiş.
Sabah saatlerinde haberi duyar, duymaz fabrikaya koşup gelmiş, tıpkı diğer işçiler gibi.
9 gündür de ayrılmıyormuş fabrika önünden.
Gülümseyerek "Tam izindeyim, böylelikle annem de biraz dinlenir bütün yıl çocuğa baktı biraz da o izin yapar diyordum ki grev haberi geldi. Tıpkı işe gelir gibi geliyorum" diyor.
579 erkeğin içinde hem fabrikada, hem de grevde tek kadın olmanın zorluklarını soruyorum.
"17 yıldır fabrikadayım. Öylesine alıştık ki birbirimize. Gerçekten bir aile gibiyiz.
Ailecek görüştüklerimiz, birbirimize gelip, gittiğimiz arkadaşlar var.
Eşim de fabrikada o nedenle sıkıntı yaşamıyorum" diyor.
Grev yerinde erkek arkadaşlarının kendisinden rahatsız olabileceği, rahat konuşup, rahat davranamayacağı düşüncesi ile kimi zaman arabada beklediğini de söylemeden edemiyor.
"Malum erkek arkadaşlar bazen küfürlü konuşuyorlar, rahatsız olmasınlar diye arabada bekliyorum bazen" diyor.
Ailen ve yakınlarından "O kadar erkeğin içinde ne işin var" diye tepki hiç aldın mı diye sorduğumda ise yine o tanıdık gülümseme ile cevap veriyor.
"Babam da fabrikadan emekli olduğu için ailemle böyle bir sorun yaşamadım. Ama arkadaşlarımdan diyenler oldu.
Cevabım basit aslında bu bizim ekmek davamız, ekmek davasının kadını, erkeği olur mu?
Nasıl aynı fabrikada, aynı tezgahta ter döküyorsak, grevde de yan yana olacağız tabii."
Greve ilk kez çıkmış Işık ama eylemlere öyle çok da yabancı değil.
Sendikada da görevli olduğu için daha önce de farklı fabrikalardan işçilerin eylemlerine desteğe gittiğini söylüyor.
Lastik işçilerinin, Bekaert işçilerinin eylemlerine de katılmış.
Greve çıkmak tıpkı diğer işçiler gibi onu da şaşırtmış ama memnun da etmiş.
.
"Bu gerekliydi" diyor "Hakkımız olanı, krizde elimizden alınanları geri almalıyız.
Yeni işe giren arkadaşlarımız çok düşük ücretler alıyor.
'Abla bu ücretle biz nasıl evlenelim' diyen arkadaşlar var. Haklılar da.
Biz iki kişi çalışıyoruz ama üstesinden gelemiyoruz."
Işık, grevden zaferle çıkacaklarından umutlu.
Daha emzikte küçücük çocuğunu bıraksa da evde o yılmadan, usanmadan her gün grev yerine geleceğini söylüyor.
Hem de öyle eli boşta değil bunca işin arasında grevdeki arkadaşlarının kekini, böreğini eksik de etmeden.
"Bu gerekliydi" diyor "Hakkımız olanı, krizde elimizden alınanları geri almalıyız.
Yeni işe giren arkadaşlarımız çok düşük ücretler alıyor.
'Abla bu ücretle biz nasıl evlenelim' diyen arkadaşlar var. Haklılar da.
Biz iki kişi çalışıyoruz ama üstesinden gelemiyoruz."
Işık, grevden zaferle çıkacaklarından umutlu.
Daha emzikte küçücük çocuğunu bıraksa da evde o yılmadan, usanmadan her gün grev yerine geleceğini söylüyor.
Hem de öyle eli boşta değil bunca işin arasında grevdeki arkadaşlarının kekini, böreğini eksik de etmeden.
Haber Kaynağım :
Muhabir gazeteci Arzu Erkan röportajıdır.
http://evrensel.net/