İzmir'in Menderes ilçesinde F.G adlı 27 yaşındaki bir sapığın tecavüz amaçlı saldırısına uğrayan olay sırasında bahçedeki işlerine giden oruçlu olan ve çevrede son derece yardım sever olarak bilinen hasta annesine bakan bekar 44 yaşında Nurgül Erbaş F.G'ye direnince katil tarafından tüfekle öldürülmüş.Mütecaviz F.G, öldürdüğü kadının cesedine tecavüz etmek isterken yoldan geçen vatandaşların yüzünden kaçmak zorunda kalmış.
Ülkemizde malesef bu tür haberleri çokça duyar olduk.
Eşeklere, ördeklere, damacanalara tecavüz eden sapıklar yüzünden bu haberler çok sıradan bir habermiş gibi geliyor kulağa sanki.
.
Oysa ben Nurgül Erbaş hanım'ın mütecaviz bir sapığa oruçlu oruçlu sıcak bir havada direnişine hayran kaldım.
Ben bir kul iken onun bu tavrına duruşuna hayran kalırken Allah ne der diye düşünmüyorum.
Zira Rabbim inşallah onun canını (Allahul alem) Şehit olarak aldı diye düşünmekteyim.
Annesine bakan hayırlı bir evlat, etrafa yardım sever davranan bir komşu, ibadet sorumluluğunu yerine getiren bir kul ve sıcakta orucu bahane etmeden çalışan bir emekçi kadın Nurgül Erbaş. Ne onurlu ne şerefli bir kadın.
Görünürde iki insan var ortada. Biri hayata tutunma gayretinde sorumluluk bilinci içinde yaşayan ve namusunu koruyan bir kişi, diğeri Ramazan gibi mübarek bir ayda bile kendini tutmaktan uzak zaten oruç tutmayan bir cani.
Hayat böyle işte, zalimler, caniler, kötüler, pislikler olmasa adillerin, etiklerin, şevkatlilerin olduğunu nereden göreceğiz.
Hayat bir imtihan, yeni tabirle sınav.
İyi ve kötüyü tercih etmek bütün mesele bu, evet Shakespeare yanılıyor.
Olmak, olgun olmak, olgulara oruç gibi sarılmak tutmakla olur. Kendini tutmakla.
44 Yaşında Nurgül Hanım efendinin de nefsi yok muydu?
Vardı ama o kendi nefsini oruçla tutmasını bildi.
Dürüstçe ailesine bakmak için çabaladı.
Ne yalan söyleyim şu Anadolu'da böyle yiğit kadınların çıkması ne gurur verici.
Bingöl'de hamile hamile canlı bombanın üzerine atılan ve paramparça olan olan Hatice Belgin'in ölümünden sonra beni en çok duygulandıran olay oldu bu.
Biri namusunu canını oruçlu oruçlu aç susuz koruma çabası içinde bahçeye giden emekçi kadının tecavüz amaçlı saldırısında öldü, diğeri ise 12 Eylül siyasetinin hediye ettiği 28 Şubat'ın kitleselleştirip büyüttüğü PKK Terörünün yüzünden can verdi.
Selam olsun Nurgül Erbaş'a ve selam olsun Hatice Belgin'e.
İki şehit kadın, biri Türk diğeri Zaza ama ikisi de ŞEHİT İnşallah, isterse bayrağa sarılı gelmesin, isterse toprak veya devlet için ölmesin.
Önemli olan onur, şeref, şevkat ve diğergamlık değil mi?
Eh bu insanlarda bunlar fazlasıyla var.
Biri oruçlu, diğeri ölmeden önce son sözü
Oysa ben Nurgül Erbaş hanım'ın mütecaviz bir sapığa oruçlu oruçlu sıcak bir havada direnişine hayran kaldım.
Ben bir kul iken onun bu tavrına duruşuna hayran kalırken Allah ne der diye düşünmüyorum.
Zira Rabbim inşallah onun canını (Allahul alem) Şehit olarak aldı diye düşünmekteyim.
Annesine bakan hayırlı bir evlat, etrafa yardım sever davranan bir komşu, ibadet sorumluluğunu yerine getiren bir kul ve sıcakta orucu bahane etmeden çalışan bir emekçi kadın Nurgül Erbaş. Ne onurlu ne şerefli bir kadın.
Görünürde iki insan var ortada. Biri hayata tutunma gayretinde sorumluluk bilinci içinde yaşayan ve namusunu koruyan bir kişi, diğeri Ramazan gibi mübarek bir ayda bile kendini tutmaktan uzak zaten oruç tutmayan bir cani.
Hayat böyle işte, zalimler, caniler, kötüler, pislikler olmasa adillerin, etiklerin, şevkatlilerin olduğunu nereden göreceğiz.
Hayat bir imtihan, yeni tabirle sınav.
İyi ve kötüyü tercih etmek bütün mesele bu, evet Shakespeare yanılıyor.
Olmak, olgun olmak, olgulara oruç gibi sarılmak tutmakla olur. Kendini tutmakla.
44 Yaşında Nurgül Hanım efendinin de nefsi yok muydu?
Vardı ama o kendi nefsini oruçla tutmasını bildi.
Dürüstçe ailesine bakmak için çabaladı.
Ne yalan söyleyim şu Anadolu'da böyle yiğit kadınların çıkması ne gurur verici.
Bingöl'de hamile hamile canlı bombanın üzerine atılan ve paramparça olan olan Hatice Belgin'in ölümünden sonra beni en çok duygulandıran olay oldu bu.
Biri namusunu canını oruçlu oruçlu aç susuz koruma çabası içinde bahçeye giden emekçi kadının tecavüz amaçlı saldırısında öldü, diğeri ise 12 Eylül siyasetinin hediye ettiği 28 Şubat'ın kitleselleştirip büyüttüğü PKK Terörünün yüzünden can verdi.
Selam olsun Nurgül Erbaş'a ve selam olsun Hatice Belgin'e.
İki şehit kadın, biri Türk diğeri Zaza ama ikisi de ŞEHİT İnşallah, isterse bayrağa sarılı gelmesin, isterse toprak veya devlet için ölmesin.
Önemli olan onur, şeref, şevkat ve diğergamlık değil mi?
Eh bu insanlarda bunlar fazlasıyla var.
Biri oruçlu, diğeri ölmeden önce son sözü
"Allah aşkına yapma" dedi.
Anadolu'nun asil, adil, cömert kadınları, bu Anadolu değişecekse sizinle değişecek. İnanca, kitaba sahip çıkın.
Eski olan iyiyi bırakın ama kötüyü siz devirin.
Anadolu'nun asil, adil, cömert kadınları, bu Anadolu değişecekse sizinle değişecek. İnanca, kitaba sahip çıkın.
Eski olan iyiyi bırakın ama kötüyü siz devirin.
Bu güç ana yüreklerinde her zaman var.
Saygılarımla
Ayhan Özcimbit
Haber Kaynağım :
Ayhan Özcimbit blog sayfasından alınmıştır.