Erkeklere 'güçlü kadın'ı sevdirdim!

‘Kurtlar Vadisi Pusu’ dizisindeki Savcı Leyla karakteriyle izleyici karşısına çıkan Çiğdem Batur, şimdilerde Ortadoğu’nun göz bebeği oldu.

Tuba Büyüküstün ve Beren Saat’in tahtını sallayan genç oyuncu, yeni bir sinema filmi için kamera karşısına geçmeye hazırlanıyor.

Uzun süredir sert kadın rolleriyle ekranda yer alan Batur, özellikle Savcı Leyla karakteriyle çoğunluğu erkek olan bir dizi izleyicisine ‘güçlü kadın karakterini’ sevdirdiğini söylüyor.

TUBA VE BEREN’İN TARZINI BEĞENİYORUM! 


 Ortadoğu kısmı benim için de sürpriz oldu. Böyle bir şey olduğunu haberlerden öğrendim. 

İnsan tabii ki kendini mutlu hissediyor. En azından yaptığınız işte başarılı olmanız sizi motive ediyor.

Yazılarda ‘Tuba Büyüküstün ve Beren Saat’in tahtını da geride bıraktı’ diyorlar. Benim için söz konusu olan o değil. Her ikisi de başarılı oyunculardır.

Tarzlarını da beğeniyorum. Burada bir başarıdan söz ediyorsak, bu başarıda herkesin payı vardır. Ortadoğu’dan bir film teklifi aldım. Fakat henüz anlaşma sağlanamadığı için pek bir şey söylemek istemiyorum.

Fakat şunu söyleyebilirim ki; bir aşk filmi olacak. ‘Papatyam’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ dizilerinden sonra duygusal kadın profili benden hep uzakta kaldı.

Dolu dolu bir aşk hikâyesi olsun derken, hayal ettiğim ve özlediğim karakter bu filmde can bulacak.

GÜÇLÜ KADIN ROLLERİ YAKIŞTIRILDI!

Hep güçlü kadın oynuyorum. Herhalde yakıştırılan o oldu. Kariyerimin ilk projesine öyle bir şey yoktu. Sonrasında daha otoriter, erkekleri çok daha fazla yönlendiren bir kadın duruşu yarattılar. Benim de üzerime yapıştı.

Güçlü kadını oynayan oyuncu haline geldim. Fakat şöyle bir avantajım var. Kurtlar Vadisi dizisinden önce sit-com çekiyordum.

Komedinin ardından aksiyon çekmeye başladım. Bir oyuncu olarak değerlendirildiğinde ‘Savcı Leyla’ tüm renkleri üzerinde barından bir karakter. 
.
     

VADİ’NİN EN UZUN ÖMÜRLÜSÜ OLDUM

‘Kurtlar Vadisi Pusu’ dizisinde en uzun soluklu kadın oyuncu oldum diyebiliriz. Savcı Leyla güçlü, ayakları yere sağlam basan, eli silah tutan, Polat Alemdar’ı zaman zaman yönlendirebilecek güçte bir karakter.

Erkek egemenin olduğu bir dizi ve daha çok erkek izleyicisi var. Erkeklere de güçlü bir kadını sevdiren bir karakter oldu. Ondan dolayı seyirci tarafından sevildi ve benimsendi.

NECATİ ÇOK ESPRİTÜEL!

Setimizde bir kere çok gülüyoruz. Necati Şaşmaz çok keyifli, espritüel, egolarından sıyrılmış, sette herkese selam veren bir kişi. Bizim aramızda ilginç bir ilişki var.

Oturmuş bir dizi olduğu için, herkes birbirini çok iyi tanıdığından tam bir aile ortamı diyebiliriz.

Set olmadığı zaman dışarıda bir araya gelip eğlenceler düzenliyoruz. Yorgunluğumuzu üzerimizden atıyoruz. Açıkcası dışarıdan set bir dizi olarak görünüyor ama içerisi tam tersi çok eğlencelidir. 
.
     

İNSAN PSİKOLOJİSİNİ ARAŞTIRIYORUM

Kişisel gelişim adına kitaplar okumayı seviyorum. İnsan psikolojisi üzerine araştırmalar yapmayı seviyorum. Oyuncu olduğum için insan ruhu ve psikolojisi üzerinden yola çıkararak karakterleri yaratmaya çalışıyorsunuz.

Çocukluğumdan beri ilgi alanıma giren bir şeydi. Önümüzdeki günlerde kişisel gelişim ve NLP programına başlamak istiyorum. Tango derslerine başladım.

Set ve tiyatro programı yoğun olduğu için vakit bulmaya çalışıyorum. Boş kaldığım zaman kendi özel işlerimi yapmaya çalışıyorum. Rutine binmesi yazı bulacak.

Zamanla yarışıyorum. Hayata koşuyorum. Yürümüyorum yada beklemiyorum. Bu yoğun koşuşturma içerisinde araya hobilerimi sıkıştırıyorum.

EN BÜYÜK LÜKSÜM YATAĞIMI ÖZLEMEK! 


 Fiziksel olarak yorulduğum zamanlar oluyor. 

Bazen şöyle eve gidip bir gün evden çıkmasam dediğim zamanlar oluyor. 

Bu durum çok nadir olabiliyor. Gerçekten âşık olduğum bir mesleği yapıyorum.

Mesleğimi icra etmekten o kadar çok mutlu oluyorum ki; onun yorgunluğu bana çok tatlı geliyor. Yatağımı özlemek, televizyonu izlerken oturduğum koltuğu özlemek benim için güzel bir lüks.

ÖZEL HAYATIMDA OYNAYAMIYORUM

Özel hayatımda hiç oynayamıyorum. Benim mutlu, mutsuz ve gergin olduğumu hemen anlarsınız. Bir gün hatta demiştim ki bu normal hayatta bir şeye çok üzülüyorsam üzülüyorum; duygum neyse o duyguyu yaşıyorum.

O noktada profesyonel olamıyorum. Oyuncu olmanın özelliği olmuyor. Mesleği olmayan insanlar çok kolay oynayabiliyorlar. O insanın mutsuz olduğunu anlamazsınız. Çok güzel kamufle edebilirler. DOSTLARIMDAN    

KAZIK YEDİM

Dostlarımdan kazık yemişliğim vardır. Bir insana bir anda güvenemiyorum. Bir pay veriyorum. Bir insan benim hayatıma girdiğinde 5 puanla başlar. Kesinlikle 10 puan vermem. O puan ya düşer ya da yükselir.

Yükseldiği zaman o insan hayatımda kalır, düştüğü zaman hayatımdan çıkarırım. O yüzden insanlara temkinli yaklaşırım. Çünkü hayal kırıklığı yaşamak çok sevdiğim bir şey değil. 


Normal bir insanın kırıldığından daha çok kırılabiliyorum. 

Yengeç burcu olduğum için çok duygusalım. 

O duygumu biraz daha törpülüyorum.

AYNAYA BAKTIĞIMDA  ŞÜKREDİYORUM!

Aynaya baktığımda çoğu zaman şükreden bir insanım. Karşısına geçip ‘Teşekkür ederim’ ve onun kıymetini bilmeye çalışırım. Çok fazla kusur bulmak istemem.

Çünkü bana verilen bir beden var ve o bedeni iyi kullanmak zorunda olduğumu düşünüyorum. 

Oram buram kötü şeklinde eleştiri yapmak istemem.

Haber Kaynağım :
Röportaj: ERÇİN DAĞ EYSEN
http://www.aksam.com.tr/