Özgür ve eşit olarak doğan insanların, sonradan cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle mağdur edilmesi ve temel hak ve özgürlüklerinin tehdit altına alınması, doğal hukukun özüne aykırıdır.
Kadına yönelik şiddet konusu ne yazık ki, Ülkemizin ve diğer ülkelerinin en önemli toplumsal sorunu olmaya devam etmektedir.
Kadına yönelik şiddet konusu ne yazık ki, Ülkemizin ve diğer ülkelerinin en önemli toplumsal sorunu olmaya devam etmektedir.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet üzerine yapılmış araştırma sayısı yok denecek kadar azdır.
Cumhuriyet denilince akla akla Mustafa Kemal ve reformları gelir. Bu reformlar arasında ise kadınlara yönelik olan haklardır.
Kadına verilmiş olan haklara baktığımızda ilerici ve çağdaş bir toplumda olması gerekenleri görürüz ve haklı bir gururu yaşarız! ta ki realiteye baktığımız zaman bu durum değişir.
100. yılına hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli belli başlı sorunlarını çözmemiş olması büyük bir eksiklik ve gelişmenin önündeki engellerdir.
Türkiye’de kadınlara yönelik yapılan çalışmalarda şunu hep düşünmüşümdür “acaba bu yasalar yapanlar neyi düşünmüştür?”
Cumhuriyet denilince akla akla Mustafa Kemal ve reformları gelir. Bu reformlar arasında ise kadınlara yönelik olan haklardır.
Kadına verilmiş olan haklara baktığımızda ilerici ve çağdaş bir toplumda olması gerekenleri görürüz ve haklı bir gururu yaşarız! ta ki realiteye baktığımız zaman bu durum değişir.
100. yılına hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli belli başlı sorunlarını çözmemiş olması büyük bir eksiklik ve gelişmenin önündeki engellerdir.
Türkiye’de kadınlara yönelik yapılan çalışmalarda şunu hep düşünmüşümdür “acaba bu yasalar yapanlar neyi düşünmüştür?”
“Biz bu yasaları yapıyoruz ama kadınların haberi olmasın” diye bir cevap gelir aklıma.
Yazılı ve görsel medyaya baktığımız zaman kadına yönelik şiddetin giderek tırmanışa geçtiğini görüyoruz. Bu yazıyı yazmamın amacı “kadına yönelik şiddet dursun”, “şiddet, cinayet, tecavüz” olaylarını anlatmak değil.
Elbette kadınlara, çocuklara, hayvanlara, … yapılan şiddet dursun. Ama ben bu yazıda başka bir konuya değineceğim;
Yazılı ve görsel medyaya baktığımız zaman kadına yönelik şiddetin giderek tırmanışa geçtiğini görüyoruz. Bu yazıyı yazmamın amacı “kadına yönelik şiddet dursun”, “şiddet, cinayet, tecavüz” olaylarını anlatmak değil.
Elbette kadınlara, çocuklara, hayvanlara, … yapılan şiddet dursun. Ama ben bu yazıda başka bir konuya değineceğim;
“KADINLARLAR KADINLIĞININ FARKINDA MI?” gibi bir sorunun cevabını bulmaya çalışıyorum…
İlk başta ailemde, çevremde, okulumda, iş yerimde ve Türkiye geneline baktığımda şunu hep görmüşümdür; Ne yazık ki kadınlarımız kadın olduğunun farkında olmadıkları gibi kadın olarak başarılı olabileceklerini de düşünmüyorlar.
Ve kadınlara karşı yapılan en büyük ayrımcılık bana göre şu deyimde saklı “ERKEK GİBİ KADIN”.
Bu deyim bana hep şunu hatırlatmıştır “Bu ülkede her şey olabilirsin ama KADIN olamazsın” Bunu söylüyorum çünkü yaptığım gözlemlerde bunu desteklemiştir ve kadınlar da bu yönde hareket etmekten kendilerini alıkoyamamıştır.
Bu ülke, Bir kadın başbakan görmüştür, Kadın yöneticiler, kadın askerler, kadın vekiller görmüştür ve görüyor.
Ama ben şunu hep merak etmişimdir neden bir kadın Milletvekilimiz kucağında bebeğiyle mecliste bulunmuyor?
Sanki bu kadınlarımız hiç çocuk sahibi olmamışlar, hiç evlenmemişler, hiç aşık olmamışlar gibi bir tavır içindeler ve yaptığı bütün hareketlerde “erkek gibi kadın” deyimi çerçevesindedir.
Kadına yönelik şiddeti bitirmek için bana göre sorulması gereken ilk soru şu olmalı;
İlk başta ailemde, çevremde, okulumda, iş yerimde ve Türkiye geneline baktığımda şunu hep görmüşümdür; Ne yazık ki kadınlarımız kadın olduğunun farkında olmadıkları gibi kadın olarak başarılı olabileceklerini de düşünmüyorlar.
Ve kadınlara karşı yapılan en büyük ayrımcılık bana göre şu deyimde saklı “ERKEK GİBİ KADIN”.
Bu deyim bana hep şunu hatırlatmıştır “Bu ülkede her şey olabilirsin ama KADIN olamazsın” Bunu söylüyorum çünkü yaptığım gözlemlerde bunu desteklemiştir ve kadınlar da bu yönde hareket etmekten kendilerini alıkoyamamıştır.
Bu ülke, Bir kadın başbakan görmüştür, Kadın yöneticiler, kadın askerler, kadın vekiller görmüştür ve görüyor.
Ama ben şunu hep merak etmişimdir neden bir kadın Milletvekilimiz kucağında bebeğiyle mecliste bulunmuyor?
Sanki bu kadınlarımız hiç çocuk sahibi olmamışlar, hiç evlenmemişler, hiç aşık olmamışlar gibi bir tavır içindeler ve yaptığı bütün hareketlerde “erkek gibi kadın” deyimi çerçevesindedir.
Kadına yönelik şiddeti bitirmek için bana göre sorulması gereken ilk soru şu olmalı;
“Kadınlarımız neden -ERKEK GİBİ KADIN- olmak zorunda?
Kadın gibi kadın olarak cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili, yönetici.. olamazlar mı?
Ben hep şunu hayal etmişimdir bir kadın milletvekili kucağında bebeğiyle meclise gitse ve arada çocuğunu emzirse ne olur? İyi olmaz mı kadınlar açısından ve Türkiye için?
Ben şu kanıya varmış bulunmaktayım ne yazık ki!
Kadın gibi kadın olarak cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili, yönetici.. olamazlar mı?
Ben hep şunu hayal etmişimdir bir kadın milletvekili kucağında bebeğiyle meclise gitse ve arada çocuğunu emzirse ne olur? İyi olmaz mı kadınlar açısından ve Türkiye için?
Ben şu kanıya varmış bulunmaktayım ne yazık ki!
Haber Kaynağım :
Bu amakale Ayhan ŞİMŞEK tarafından yazılmıştır.
http://blog.radikal.com.tr/