Suriyeli kadın: Zorla itiraf ettim....



Türkiye'ye geçen mülteci sayısı onbinleri bulur, sınır boyu mülteci kamplarıyla dolarken, ülke bir yandan da rejim karşıtları için rehabilitasyon ve ikmal üssü ve güvenli karargah haline geldi.

Savaştan kaçan ve savaşı sürdürenlerin hikayeleri hem Suriyeli isyancılar hem de Suriye'de Esad rejimi altında yaşam hakkında çok şey anlatıyor.
İlgili Haberler

Muhabirimiz Gabriel Gatehouse Antakya'da bir Suriyelinin öyküsünü dinledi.

18 Haziran tarihinde Suriye devlet televizyonu beyazlara bürünmüş örtülü bir genç kadınla yapılan şok edici bir söyleşi yayınlamıştı.

Alaa Morely sakin bir sesle, nasıl El Cezire televizyonu için sahte haber ürettiğini anlatıyordu.

Alaa söyleşide, önce Facebook üzerinden bir kadınla tanıştığını, bu kadına Arap dünyasında yayın yapan bir televizyona muhabir olmak istediğini söylediğini anlatarak devam ediyor.

Kısa bir süre sonra rüyalarının gerçek olduğunu , Facebook'da tanıştığı kadının kendisine iş teklif ettiğini, deneyime gerek olmadığını söylediğini ekliyor.

Bütün yapması istenen telefon ya da Skype üzerinden Suriye'den El Cezire'ye bağlanmak ve Suriye hükümetinin itibarını sarsacak haberler okumak olacakmış.

Hikaye böyle ama, Antakya'da ortaya çıkan Alaa, bu kez, bu hikayenin hiç bir şekilde doğru olmadığını söylüyor.

Televizyon ekranındaki sakin ve normal duruşuna karşın aslında baskı altında kendisinden zorla itiraf alındığını kaydediyor.
Antakya'da bir apartman dairesi

Televizyonda yayınlanan itirafından iki ay sonra Alaa Antakya'da geniş bir apartman dairesinde Bayram'ın birinci günü muhabirimiz Gabriel Gatehouse ile biraraya geldi.

"Herşey 12 Haziran günü başladı" dedi.

"Üniversitede bi sınavımdan çıkmıştım ki bir polis devriyesi kimliğimi sorup beni karga tulumba arabaya attı ve emniyet müdürlüğüne götürdü".

O sırada Alaa Lazkiye Üniversitesi'nin Tarih bölümü üçüncü sınıf öğrencisiymiş.

Emniyette 5 saat bekletilen Alaa, korkularını anlatıyor. Muhalefete ucundan katılmış ama ciddi bir ilişkisi yokmuş.

Sonunda bir polis ifadesini almaya geldiğinde kendisini başkası zannettiklerini anlıyor.

"Bana sürekli Benan diye hitabediyordu" diyor.

Adının Benan olmadığını söylediği halde görevli ısrarla sorguyu sürdürmüş.

Korkan ve paniğe kapılan Alaa'nın sorgusuna bir süre sonra ikinci bir görevli katılmış. "Kardeşin elimizde" diyerek onu işbirliğine mecbur ettiklerini anlatıyor. Sonuçta televizyona çıkarak söz konusu "itirafları" yapıyor.

Korkutma ve sözlü taciz dışında işkence görmemiş.

O sırada meğer Özgür Suriye Ordusu adlı örgüt Alaa'nın serbest bırakılması için uğraşıyormuş.

Antakya'da muhabirimizin Alaa ile söyleşisinde hazır bulunan Said Tarbuş adlı kişi sözü alıyor.

Tarbuş Suriye'de olaylar patlak vermeden önce emklakçıymış. Şimdi Özgür Suriye Ordusu'nun komutanlarından biri olduğunu anlatıyor.

.
            

Şebiha adı verilen rejim yanlısı güçlerden epey esir alıyor ve arada esir değişimi yapıyorlarmış.

Halep ile Lazkiye arasındaki yolda konuşlanmışlar ve haftalarda süren bir pazarlık yürütülmüş.

Pazarlıklara bir doktor aracılık ediyormuş.
'Köyleri yakarız dedik'

Sonunda bir kontrol noktasında buluşulmuş. Said Tarbuş burada Alaa ve annesine karşılık getirdikleri esirleri verdiklerini ama Esad güçlerinin Alaa'yı bırakmadığını anlatıyor.

"İki saat iletişimi kaybettik. Fakat daha sonra telefonla sürdürdüğümüz pazarlıklarda yakınlardaki rejim yanlısı köyleri ateşe vereceğimizi söyleyerek tehdit edince yola geldiler".

Alaa ve annesi bu etkili tehdit üzerine serbest bırakılmış ve gece karanlığında Özgür Suriye Ordusu militanlarına teslim edilmiş.


 Onlar da Alaa'yı Türkiye'ye getirmişler.

Alaa bir gün Lazkiye'ye dönmeyi umuyor. Fakat bu arada edindiği tecrübelerin kendisini muhalefetin kıyılarından tam göbeğine taşıdığını söylüyor.

"Beni zorla ittikleri yolda devam etmek istiyorum. Beni suçladıkları şeylerle hiç bir ilgim yok. Fakat devrim zafere ulaşıncaya kadar savaşacağım" diyor.

Alaa'nın muhabirimize anlattıkları böyle.

Ama muhalefetin kıyısındaki bir genç kadının gözaltına alınması karşısında Özgür Suriye Ordusu'nun neden bu kadar büyük bir kurtarma planına giriştiği, bu kadar büyük riskler içeren bir rehine değişimine gittiği ve hatta rejimi köyleri ateşe vermekle tehdit edecek kadar ileri gittiğinin yanıtı belli değil.

Tıpkı Alaa'nın neden bir mülteci kampında değil de geniş bir apartman dairesinde kaldığının ve söyleşiye bir milis komutanın eşlik ettiğinin açık olmadığı gibi.

Haber Kaynağım :
http://www.bbc.co.uk/