Aslında konuyu kapatacaktım...
Zaten yeterince uzadı.
Bu, “üşüyorum” meselesini...
Ama...
İş karı-koca kavgasına benzemeye başladı!
Adam ceketini bir tarafa atıp kadına, “Ben de seninle üşürüm” dedi ya...
Herkes savunmaya geçti...
Kadınlar, “Böyle erkekler nerdeee???” derken, erkekler de, “Bunu anlayacak kadınlar nerdeeee?” diye çemkirmeye başladı.
Sadece çemkirilse yine iyi! Eski defterler açılmaya başlandı! Karı-koca kavgası demem ondan...
Mesela adam diyor ki:
- “O cevaptaki anlamları analiz edecek kadın nerede... Türk kadınından bahsediyoruz, Avrupalı bir kadından değil.”
Allah Allah! Bunu yazan İtalyan asıllı mı? Ayrıca sen akıllı bi laf et bakalım n’olacak?
Beni de zorla çemkirtiyorlar!
Ama baksana ne diyor:
- “Üşümek havalarla ilgili. Sıcaklarda terleyince ne olacak, terledim deyince tersi mi olmalı?
Bu hareket akıllı bir kadını çok güldürür, bu anlamda mantıklı bir hareket olur bence!”
Hadi bakalım...
Gel de sus!
Ama ne diyeceksin ki buna? Susma hakkımızı mı kullanalım?
Peki.
O zaman başka bir mail’e geçelim...
- “Bundan yaklaşık 25 sene önce sevgilime aynı yanıtı verdim. Ama, yanıtın devamı sizin yazınızdaki gibi olamadı maalesef.
Anlamsız
gözlerle süzüldükten sonra, cengâverlik değil, üşümesine radikal çözüm
bulmam konusunda uyarıldım.
Ve çaresiz, ceket-kazak artık Allah ne
verdiyse bulup buluşturup sevgilimin üşüme sorununu hallettim!
Hallettim de ne oldu ? Pek iç açıcı şeyler olmadı. Ancak bu olay bende iz bırakmış olmalı...
Hallettim de ne oldu ? Pek iç açıcı şeyler olmadı. Ancak bu olay bende iz bırakmış olmalı...
Çünkü ondan sonra, serin hava ve üşümeli durumlarla
karşılaşma varsayımlarına göre hep önlemimi almış durumlarda dolanıp
durdum.
Yani sizin anlatımınızla ‘Dana’ olmayı bilmeden sürdürdüm.
Ama o zamandan bu yana da içimin bir tarafı hep üşür durumda kaldı...”
Vay, vay, vay...
Şu son cümleyi yazdın ya...
Sen olmuşsun!
Üşümek sana iyi gelmiş!
Üşüdün, üşümedin derken, şunu da anlamış olduk ki, bizim danaların bir kısmında bu potansiyel var.
Var da, anlaşılmamaktan korkuyorlar!
Salak durumuna düşmekten...
Oysa korkacak ne var?
Anlaşılmayıverirsin, o kadar!
Ben de bu yeni erkeklerin gurursuz olma haklarını niye kullanmadıklarını hiç anlamam!
Böyle bir avantajı, dezavantaj hâline sokmalarını...
Bir de, “Haklıyken haksız duruma düşme” vardır ya!.. Alakasız ama olsun.
Zaten ben bugün, “Hangi kadın, nasıl tepki verir?”i yazacaktım...
Konsantrem bozuldu!
Yani sizin anlatımınızla ‘Dana’ olmayı bilmeden sürdürdüm.
Ama o zamandan bu yana da içimin bir tarafı hep üşür durumda kaldı...”
Vay, vay, vay...
Şu son cümleyi yazdın ya...
Sen olmuşsun!
Üşümek sana iyi gelmiş!
Üşüdün, üşümedin derken, şunu da anlamış olduk ki, bizim danaların bir kısmında bu potansiyel var.
Var da, anlaşılmamaktan korkuyorlar!
Salak durumuna düşmekten...
Oysa korkacak ne var?
Anlaşılmayıverirsin, o kadar!
Ben de bu yeni erkeklerin gurursuz olma haklarını niye kullanmadıklarını hiç anlamam!
Böyle bir avantajı, dezavantaj hâline sokmalarını...
Bir de, “Haklıyken haksız duruma düşme” vardır ya!.. Alakasız ama olsun.
Zaten ben bugün, “Hangi kadın, nasıl tepki verir?”i yazacaktım...
Konsantrem bozuldu!
Haber Kaynağım :
Vatan Gazetesi köşe yazarı Dilek Önder makalesidir.
http://haber.gazetevatan.com/