Adam kadını terk eder. Ve bir kadın için bunda sonra şöyle bir fasıl başlar:
Aynı filmi 115 kere seyreder.
Hangi filmi?
Yönetmenliğini kendi yaptığı, başrollerde kendi ve terk eden adamın oynadığı “Nerede Hata Yaptım?” filmini...
Epeyi eziyetli bir dönemdir. İlişki çok da uzun sürmemişse her detay filme girer.
Film yeniden ve yeniden izlenirken, bir detektif titizliğiyle ilişkinin cartladığı nokta bulunmaya çalışılır.
Şekerini çayına atıp karıştırdığım an mı?
Yoksa “Ben şiir sevmem” dediğim an mı?
Veya ona “canım” dediğim an mı?
Siyasi görüşüne katılmadığım an mı?
Yaptığım yemeği beğenmediği an mı?
Sarhoş olup tökezlediğim an mı?
Coşkuyla teslim olduğum an mı?
“Gömleğini bırak ben yıkarım, bir dahaki gelişinde giyersin” dediğim an mı?
Yoksa 8 bıçaklı, multi fonksiyon, Bosch marka testere, ayırma, zımparalama, yontma, dekupaj aletimi gördüğü an mı?
***
Film, maç pozisyonlarının ağır çekimde izlenmesi gibi defalarca izlenir. Kritik veya kritik olduğu sanılan anlar defalarca gözden geçirilir.
Hangi filmi?
Yönetmenliğini kendi yaptığı, başrollerde kendi ve terk eden adamın oynadığı “Nerede Hata Yaptım?” filmini...
Epeyi eziyetli bir dönemdir. İlişki çok da uzun sürmemişse her detay filme girer.
Film yeniden ve yeniden izlenirken, bir detektif titizliğiyle ilişkinin cartladığı nokta bulunmaya çalışılır.
Şekerini çayına atıp karıştırdığım an mı?
Yoksa “Ben şiir sevmem” dediğim an mı?
Veya ona “canım” dediğim an mı?
Siyasi görüşüne katılmadığım an mı?
Yaptığım yemeği beğenmediği an mı?
Sarhoş olup tökezlediğim an mı?
Coşkuyla teslim olduğum an mı?
“Gömleğini bırak ben yıkarım, bir dahaki gelişinde giyersin” dediğim an mı?
Yoksa 8 bıçaklı, multi fonksiyon, Bosch marka testere, ayırma, zımparalama, yontma, dekupaj aletimi gördüğü an mı?
***
Film, maç pozisyonlarının ağır çekimde izlenmesi gibi defalarca izlenir. Kritik veya kritik olduğu sanılan anlar defalarca gözden geçirilir.
Cümleler defalarca yeniden söylenir. Sonsuz sayıda kombinasyon yapılır ve film yeniden seyredilirken aynı zamanda yeniden de montajlanır.
O cümleyi öyle değil de böyle mi söyleseydim? O an öyle değil de böyle mi davransaydım? Surat asmasaydım da kahkaha mı atsaydım? Kahkaha atmasaydım da surat mı assaydım? Gözyaşlarımı saklasa mıydım?
Babamı anlatmasa mıydım? Yetersizlik sendromu konusuna hiç girmese miydim? Sincapların ve martıların çiftleşmesi konusunu çok mu uzattım? Az mı güldüm? Fazla mı konuştum? Çok mu makyaj yaptım?
Ceza sahası içinde hangi kusurlu hareket yapılmıştır çılgın ve beyhude bir çabayla bulunmaya çalışılır.
Erkekleri bilmem ama hemen hemen her kadın bunu yapar. Film durmadan başa sarılır... Ve hayat, hatalı olduğu sanılan, vehmedilen noktadan itibaren yeniden başlasın istenir...
***
Bu manasız arayışa elbette kadın arkadaşlar da destek verir. Bol çay ve sigara eşliğinde “Nerede Hata Yaptım?” isimli meşhur filmimiz kare kare bu sefer de beraber seyredilir.
Taktik hatası der biri. Annesi olmuşsun der öteki. Çok şımartmışsın der beriki.
Merhametlileri “hata yok bebeğim.. Olduğun gibi davranmışsın işte.. Multi fonksiyonel testereni göstermeyeydin iyi de yapacak bir şey yok...” der.
Ama eninde sonunda oybirliğiyle şu denir: “Güçlü kadınsın. Baktı paranı pulunu kendin kazanıyorsun, zımpara, tesisat, elektrik bile elinden geliyor, hiç bir müdanan yok, senden korktu...”
Bu laf edildiği an beni bir gülme alır. Bu teselliye sığınmak isteyen acılı kardeşlerimi elbette rencide etmek istemem ama kadın tesellileri arasında en palavrasonik önerme herhalde budur.
Analarımız zamanında nasıl akla sadece ve sadece “kesin başka kadın var” opsiyonu geliyorsa günümüzde de bu geliyor.
Seda Sayangillerin “beni taşıyamadı, ünlü kadını taşımak zordur” palavarası neyse “Güçlü, kendine güvenen kadından erkekler korkar” palavrası da odur.
Çok büyük bir kültür, sınıf, servet farkı varsa anlarım da aynı çevreden, aynı meslekten seçtiğimiz adamlar da bir kadının evi, arabası, işi ve dekupaj aleti var diye neden “korksun”?
Bizler de kocasından nafaka niyetine gökdelenler kalmış, sekiz koruma, beş Bentley’le dolaşan İvana Trump’lar değiliz nihayetinde...
***
Geçtiğimiz günlerde, yine benzer bir muhabbet geçince kızlar arasında, arkadaşlarımdan erkek olanlara şu soruyu yönelttim:
O cümleyi öyle değil de böyle mi söyleseydim? O an öyle değil de böyle mi davransaydım? Surat asmasaydım da kahkaha mı atsaydım? Kahkaha atmasaydım da surat mı assaydım? Gözyaşlarımı saklasa mıydım?
Babamı anlatmasa mıydım? Yetersizlik sendromu konusuna hiç girmese miydim? Sincapların ve martıların çiftleşmesi konusunu çok mu uzattım? Az mı güldüm? Fazla mı konuştum? Çok mu makyaj yaptım?
Ceza sahası içinde hangi kusurlu hareket yapılmıştır çılgın ve beyhude bir çabayla bulunmaya çalışılır.
Erkekleri bilmem ama hemen hemen her kadın bunu yapar. Film durmadan başa sarılır... Ve hayat, hatalı olduğu sanılan, vehmedilen noktadan itibaren yeniden başlasın istenir...
***
Bu manasız arayışa elbette kadın arkadaşlar da destek verir. Bol çay ve sigara eşliğinde “Nerede Hata Yaptım?” isimli meşhur filmimiz kare kare bu sefer de beraber seyredilir.
Taktik hatası der biri. Annesi olmuşsun der öteki. Çok şımartmışsın der beriki.
Merhametlileri “hata yok bebeğim.. Olduğun gibi davranmışsın işte.. Multi fonksiyonel testereni göstermeyeydin iyi de yapacak bir şey yok...” der.
Ama eninde sonunda oybirliğiyle şu denir: “Güçlü kadınsın. Baktı paranı pulunu kendin kazanıyorsun, zımpara, tesisat, elektrik bile elinden geliyor, hiç bir müdanan yok, senden korktu...”
Bu laf edildiği an beni bir gülme alır. Bu teselliye sığınmak isteyen acılı kardeşlerimi elbette rencide etmek istemem ama kadın tesellileri arasında en palavrasonik önerme herhalde budur.
Analarımız zamanında nasıl akla sadece ve sadece “kesin başka kadın var” opsiyonu geliyorsa günümüzde de bu geliyor.
Seda Sayangillerin “beni taşıyamadı, ünlü kadını taşımak zordur” palavarası neyse “Güçlü, kendine güvenen kadından erkekler korkar” palavrası da odur.
Çok büyük bir kültür, sınıf, servet farkı varsa anlarım da aynı çevreden, aynı meslekten seçtiğimiz adamlar da bir kadının evi, arabası, işi ve dekupaj aleti var diye neden “korksun”?
Bizler de kocasından nafaka niyetine gökdelenler kalmış, sekiz koruma, beş Bentley’le dolaşan İvana Trump’lar değiliz nihayetinde...
***
Geçtiğimiz günlerde, yine benzer bir muhabbet geçince kızlar arasında, arkadaşlarımdan erkek olanlara şu soruyu yönelttim:
Hayır. Hayatlarında hiç böyle bir hisse kapılmadıkları gibi kimseden de böyle bir itiraf duymamışlar.
Kadınlar birbirlerini böyle teselli ediyor dediğim zaman da şu güzel cevabı verdi biri:
“Böyle bir durum varsa bile erkek dengeyi yataktaki üstünlüğüyle kurar ve rahatlar. Terk etme nedeni bu olamaz... Adamda iş yoksa zaten o güçlü dediğiniz kadın onu kovalar...”
***
Galiba bütün mesele şuradan çıkıyor: Erkekler, kadınları terk ederken açık sözlü olamıyorlar. “Sorun sende değil, bende”
“İlişkiye hazır değilim” “Sen harika bir kadınsın ama ben şuyum, buyum” demekten vazgeçmedikleri sürece kadınlar teselli hurafeleri yaratıyor.
O kadar harikaysak neden gidiyorsunuz o zaman? Mazoist misiniz?
Biraz daha dürüst olunsa acaba daha mı iyi olur?
İçi boş kadın tesellileri top ten
- Senden korktu
- Ağzın laf yapıyor ya, ben bununla baş edemem dedi.
- Erkekler mızmız, muhtaç kadınları seviyor.
- Naz yapacaktın
- Kapatamadığı eski bir defteri vardır
- Ağlayan kadın iş yapıyor abi
- Fazla güzelsin
- Fazla kültürlüsün
- Çok neşelisin
- Süpersin, canavarsın, dehşetin bla bla bla...
Haber Kaynağım :
Vatan Gazetesi köşe yazarı Mutlu Tönbekici makalesidir.
http://haber.gazetevatan.com/