AKP ve Sayın Başbakanın gündem saptırmada ne kadar usta olduklarını artık öğrendik.
Ancak gündem saptırmak için bile olsa, bir başbakanın kadınların apış arasıyla ilgilenmesini doğrusunu isterseniz esefle karşıladığımızı belirtelim.
Son bir haftalık süreç AKP hükümetinin tam anlamıyla köşeye sıkıştığı, sağlı sollu aldığı sert darbelerle grogi durumuna düştüğü, abandone olduğu bir süreçti.
Bir yandan 23 Mayıs’ta açlık sınırına doğru itilen kamu emekçilerinin çok haklı olarak yapmış oldukları iş bırakma (grev) eylemi; diğer yandan aynı günlerde hükümetin beceriksizliğinin, yetki tartışmalarının yaşandığı “Uludere Olayları” hükümeti ve hükümetin başını fazlaca sıkıştırmış olmalı ki, Başbakan yine o meşhur saçmalıklarından birisiyle gündemi değiştirmeye kalkıştı.
Her şeyi en iyi ben bilirim edasıyla yüksek perdeden esip gürleyen başbakan, bu kez kadınların apış arasıyla da ilgilenmeye kalkışınca çok gülünç duruma düştü.Ancak gündem saptırmak için bile olsa, bir başbakanın kadınların apış arasıyla ilgilenmesini doğrusunu isterseniz esefle karşıladığımızı belirtelim.
Son bir haftalık süreç AKP hükümetinin tam anlamıyla köşeye sıkıştığı, sağlı sollu aldığı sert darbelerle grogi durumuna düştüğü, abandone olduğu bir süreçti.
Bir yandan 23 Mayıs’ta açlık sınırına doğru itilen kamu emekçilerinin çok haklı olarak yapmış oldukları iş bırakma (grev) eylemi; diğer yandan aynı günlerde hükümetin beceriksizliğinin, yetki tartışmalarının yaşandığı “Uludere Olayları” hükümeti ve hükümetin başını fazlaca sıkıştırmış olmalı ki, Başbakan yine o meşhur saçmalıklarından birisiyle gündemi değiştirmeye kalkıştı.
Üstelik toplumun ne memur maaşlarını unutmaya, ne de Uludere olaylarını unutmaya hiç niyeti olmadığı gibi, bir yandan da apış arası tartışmaları gündemin üzerine tuz biber ekti.
Sayın Başbakanın jinekoloji uzmanlığına soyunması, kürtaj ve sezaryen tartışması kadınları çileden çıkardı. Fatma Demir adındaki bir okurum, beni arayarak isyanını bakın şöyle dile getirdi:
“Yeter artık, ben kaç çocuk yapacağımı Tayyip’ten mi öğreneceğim. Bu adam bizi padişahın haremindeki cariye mi sanıyor. Ben iki çocuklu dul bir kadınım. Sen bana konut mu verdin?
Benim iki çocuğumu yetiştirecek kadar maaş mı verdin? Okuyan çocuklarıma yurt mu verdin? Şimdi bir de kalkmışsın her gittiğin yerde “üç çocuk yapın” diyorsun.
Sen bana “iki çocuğunu nasıl doyurabiliyorsun, nasıl barındırabiliyorsun, nasıl okutabiliyorsun” diye sordun mu ki üç çocuk istiyorsun? “
Fatma Hanım’ın isyanı sadece Başbakana da değil, “ Diğer zamanlarda mangalda kül bırakmayan ‘kadın hakları savunucuları’ nerdeler” diyor.
“Hocam çıldıracağım, gidip Başbakanlık binası önünde soyunacağım. Al ulan al, tepe tepe kullan. Kaç çocuk istiyorsan o kadar, hatta köpekler gibi sürüyle dökeyim sana.
Sonra her birini AKP parti binalarının önüne, ya da her bir çocuğu bir caminin avlusuna bırakayım. Bunu mu istiyorsun diyeceğim” diyor.
Fatma Hanım’ın isyanı boşuna değil. Müteahhitlere, kendi çevrendeki yandaş işadamlarına sıra gelince kepçeyle verdiğini, memura işçiye, emekliye sıra gelince çay kaşığıyla bile vermeyeceksin, sonra da bu halkla ve özellikle de hanımlarla alay edercesine “en az üç çocuk yapın” diyeceksin.
Sayın başbakan, bu gündem saptırmak için yaptığın abuk-subuk konuşmalarınla ne “Uludere Olayı’nı”, ne de memur maaşlarına yapılan zamları unutturacağını sanma. Gün döneeeee, hesap döne…
Esen kalın.
Bu makale FATMA DEMİR okuruma ithaf olunur.
Haber Kaynağım :
Bu makale Mümtaz TEMİZ tarafından yazılmıştır.
mumtaz.tem@hotmail.com
http://www.08haber.com/