METROYA GÖMÜLEN HAYATLAR


Akşam işten çıkmışsınız, yolun kenarından dolmuş durağına doğru yürüyorsunuz.

Zaten o işe de yeni başlamışsınız. İş bulmanın verdiği sevinçle, yıllardır yaşadığınız gecekondudan kurtulmak için kredi çekiyor ve başınızı sokacak bir eve sahip oluyorsunuz.

İki çocuğunuz ve eşiniz evde sizi bekliyor.

Cahit Sıtkı’ nın şiirinde belirttiği gibi, yaşınız otuz beş, yolun yarısındasınız.

Ama yürümeye devam ettiğiniz yol, yol değil maalesef. Ne heyelan bölgesi, ne dere kenarı, ne okyanus kıyısı.

Türkiye’ nin Başkentinin göbeği. Sağında solunda onlarca devlet binası var. Komutanlıklar var, Bakanlıklar var, Büyük Millet Meclisi var.

Ama yol maalesef yol değil işte. Altı bomboş. Metro inşaatı yapıyoruz diye kazıla kazıla yolun altı boşalmış.

Kimse farkında olmamış.

Ve birden adımını attığınızda, yol altınızdan kayıveriyor.

Yolla beraber toprağın altına doğru gidiyorsunuz.

Çamurla beraber kayboluyorsunuz.

Saatler sürüyor cesedinize ulaşmaları.

Saatler sürüyor sizi bulmaları.

Hayat, tam yoluna girerken, daha yolun ortasındayken, en acısı de düz yolda yürürken kayıp gidiveriyor elinizden.

O gece Alışveriş Festivali var Ankara’ da. Metro’ yu yapmayı beceremeyen, Metro için ayrılan bütçeyi başka yerlerde harcayan, yıllardır Metro yapıyorum diyerek milleti oyalayan ve en sonunda da beceremeyip işi devlete devreden Belediyenin düzenlediği festival.

Konserler var, şenlikler var, eğlenceler var.

O Belediye, kendi açtığı ve bir türlü kapatamadığı çukurda ölen vatandaşın ardından, bir geceliğine de olsa saygı gösterip, etkinlik iptali bile yapmıyor.

Türkiye’ de en ucuz şey nedir diye sorulsa, hiç düşünmeden verilecek cevap, insan hayatı olur kuşkusuz.

Teröre, trafik kazasına, psikopat kocalara, güvenliksiz işyerlerine, sağlam yapılmamış binalara kurban vermeye alışmış bir memleket burası.

Ama artık düz yolda yürümek bile riskli artık. Metro çukuru sizi alıp, öldüresiye sürükleyebiliyor artık.

Siz o geceden bu tarafa bir açıklama duydunuz mu?

Bu çukuru ilk açan Belediyeden bir yetkili konuştu mu?

Sonradan inşaatı devralan Ulaştırma Bakanlığı’ ndan bir sorumlu iki kelam etti mi?

İnşaatı yapan şirketten müdürü falan geçtik, bir ustabaşı özür diledi mi?

Hayır, çünkü bu ülkede en ucuz şeydir insan hayatı.

Dicle’ nin kenarında kurt kuzuyu kapsa sorumlusu Ömer’ dir, ama yolda yürüyen insan çukura düşer ölür, sorumlusu hiç kimsedir.

İstifa etmeyeceksiniz biliyoruz, özür dilemeyeceksiniz belli ki.

“Öderiz tazminatı, kapanır” diye düşünüyorsunuz herhalde.

Ama vicdanınız rahat mı, size sorular sormuyor mu, uykunuzu kaçırmıyor mu?

Hadi insanlığınız öldü, vicdanınız da mı öldü?

Eğer vicdanınız yaşıyorsa, ne yapmanız gerektiğini size gösterecektir.

En azından iki yetimden ve genç yaşında dul kalan o kadından helallik alırsınız.

Ama vicdanınız da öldüyse, Metro inşaatına gidin kendinizi de gömün bence.

Tabi toprak sizi kabul ederse…

Haber Kaynağım :
Bu makale Mehmet Aysan tarafından yazılmıştır.
maysan@haberx.com
http://www.haberx.com/