Holokost kurtulanı Lazar Ruso’yu geçtiğimiz hafta sonsuza uğurladık. Ruso için Neve Şalom Sinagogunda yakın arkadaşı Jak Alguadiş’in yaptığı konuşmayı paylaşıyoruz
56 senelik dostum, arkadaşım, Hayatı bin bir türlü tecrübe ve acılarla dolu, zeki ve derin insan 91 yıllık çınar Lazar, artık aramızda yok.
1921’de doğmuş ve 8 yaşlarında Paris’e ailesi ile göç eden Lazar Ruso, liseyi Fransa’da okumuştu.
1943 yılının ortalarında, Alman askerlerinin Paris’te yaptığı bir taramada Yahudi olduğu için, Compiegne Toplama Kampına gönderildi.
Compiegne, ünlü Aushwitz Ölüm Kampının ön provası sayılırdı.
Lazar’la tanıştığımda, toplama kampından uzun süre hiç söz etmedi; sanırım yaklaşık on üç sene sonra, 68 veya 69’larda, “biliyor musun” dedi bir gün, “Çok kısa zamanda ben 20 kilo kaybettim. Çırıl çıplak teftişe çıkıyorduk; kıştı; yaşlılar dayanamayıp yere yıkılıyordu…
Sonra bir sabah, bir Alman çavuş, ‘Lazar Ruso nerede?’ diyerek yatakhaneye geldi. Beni kurşuna dizecekler sandım. Oysa beni kamp kumandanı albaya götürdüler. Yine sordu albay, ‘Sen Ruso Lazar mısın?’ ‘Evet’ dedim. Bunlar eşyaların, bu da Paris’e dönüş tren biletin. Sana tren garına kadar bu asker refakat edecek,” diye ekledi.
Evet, Türk Konsolosluğu müdahale etmişti. Yaşamının gerisi, genellikle Türkiye’de, vatanımızda geçer. Koç şirketinde, çok başarılı bir kariyerden sonra, yaklaşık 30 sene önce emekli oldu.
Lazar, maalesef hayatında iki kez dul kaldı..
Hayatının ikinci döneminde, yani Türkiye’de, yakın arkadaşları, en başta sevgili ailesi ve Mehmet Fuat Akev, Mehmet Akif Akev, bir kaç ay önce rahmetli olan, her gün aynı saatte telefonlaştığı Eli Behmoiras ve bu şerefe nail olan ben’dim.
Kendine yetinen, şikâyet etmeyen, anıları ile yaşayan ve yaşatan bir beyefendi idi. Müthiş hafızası, tarih, felsefeden derin ve kapsamlı şekilde söz etmesini sağlamıştır.
Herkesle arkadaşlık kuran bir mizacı vardı. Gittiği market olsun, sokakta rastlayıp konuştuğu o sempatik ayakkabı boyacısı veya tanıştığı profesörlerle, inanılmaz bir iletişim ve yakınlık yaratırdı.
Doğasında var olan bir özellikti bu. Kişiliğini korumasını bilirdi Lazar her daim yeni kitap, yenilikler peşinde, okuduğunun özünü mükemmel aktaran, paylaşmayı seven, espri dolu bir beyefendi idi.
Onu, torunuma dinozorları anlatırken görmek gerekirdi. Lazar’a söyleyemediğim, söylemediğim, kendime ait bir şey yoktur.
Son seneleri, özellikle sevgili eşinin vefatından sonra, o harika evinde, televizyonun başında Fransız Kültür Yayınlarını izlerken geçti. Gidişinden daha dört gün önce, hoş bir sohbetimiz olmuştu… Ve aniden bu kayboluş…
İl avait une élégance innée.
Nous allons beaucoup beaucoup te regretter Lazar.
Onu çok arayacağız. Tanrı rahmet eylesin.
Haber Kaynağım :
http://www.salom.com.tr/