Dulum, yeni boşandım ....


Çocukken çevremde ne kadar ilginç tip varsa gider bulur tanışır, arkadaş olurdum. Sebebini pek bilmiyorum ama herhalde, ben*'pek de normal' olmadığım için olsa gerek. Daha sonra bu durum, ilerki yaşlarımda da devam etti.

Dünyayı gezdim desem yalan olmaz ancak, bir dünya deli ile arkadaşlık ettim desem o daha doğru olur eminim.

Hayır illaki de sıradışı olsun diye birilerinin peşine takılmadım, ya da ben yanımda hep böyleleriyle gezmedim ama, sıradanlık hep sevmediğim, sevemediğim bir şey oldu.

Şimdi internet var ya, orada da sıradanlığın en ilkel düzeyi olan copy paste, kopyala yapıştırlardan artık bana gına geldi. Birbirinin aynısı bir sürü boş laf sözde paylaşıldıkça çoğalıyor ve çoğaldıkça daha da anlamsızlaşıp sıradanlaşıyor.

Birisi, ''Doğru mu, gerçekten de o kişi bu lafı etmiş mi?'' diye kontrol bile etmeden, bir ünlünün lafını bir siteden alıyor, ondan sonra da bunu laf ola beri gele paylaşım adı altında, eşe dosta gönderiyor.

Okumadan geçiyorum bu emek olmayan kolaycı yazıları, fotoğrafları. Hani pazara çıkardıklarında herkes gitmiş yine kendi aklını almış ya, peki o zaman niye bu kadar çok copy paste yapılıyor?

İşte buna bir yanıt bulamıyorum.

Bence herkes kendi gözlemlerini paylaşsa, şu sıradanlıktan bir kurtulsak, ufkumuz öyle bir açılacak ki... Hani adına, sanskritçe çakra dediğimiz duygusal, zihinsel, fiziksel çark'larımız bir açılsa, açılıverse görün işte o zaman asıl, nasıl uçtuğumuzu...

http://1.bp.blogspot.com/

Dün yine facebook 'ta gezintideyim. Baktım bu sefer yine bir haber kopyalanıp yapıştırılmış. İstanbul'un artık Eminönü, Sultanahmet, Topkapı, Aksaray, Laleli, Beyazıt kısacası
turistik yerlerini de içine alarak iyice devleşen Fatih ilçesinde, cüppeli kişilerin bir kızı, sırf eşofmanlı olduğu için otobüse almadıkları iddia ediliyor.

Umarım gerçek değildir. Memleketin bu hale gelmiş olabileceğini düşünmek bile istemem ama, benim asıl söylemek istediğim şey aslında biraz farklı.

Bu yazıyı gördüğüm sayfanın hemen kenarında 'reklamlar' var. Reklamlardan da, hemen dikkat çeken birinin başlığı çok ilginç;
DULUM YENİ BOŞANDIM !...

Bir tarafta, memleketin gittiği durumdan yakınıyorsun, İstanbul'un göbeğinde eşofmanlı olduğu için otobüse bindirilmeyen bir genç kızdan bahsedip, bunu protesto etmek için paylaşıyorsun ancak sayfanın diğer yarısında 'erkeklerin iştahını kabartacağı' düşüncesi ile ''Dul kadın, yeni boşandı, herkes gibi onun da ihtiyaçları olabilir, aramayı düşünmez misin?'' diyerek, aklınca son derece zeki, ama aslında iğrenç bir 'gel gel' tezgahı kuruyorsun.

Televizyonda sunucu, bir kadının ölüm üyle ilgili bir program sunuyor. ''Camdan düşüp(!) ölen kadın intihar mı etmiş yoksa kocası mı itmiş?'' günlerdir yanıtı aranan soru bu.

Herşeyi gördüğü ve bildiği düşünülen mahalleli ise 'korkuyor ve gerçekleri gizliyor' deniliyor.

Hergün ülkemizde onlarca kadın fiziksel, yüzlercesi belki de binlercesi ise sözlü olarak tacize uğruyor. Fiziksel tacizde son nokta da zaten herkesin malumu ; 'cinayet ve ölüm'.

Her tehdit edilen kadının başına da bir polis dikemeyeceğimize göre, ya cezaları arttıracağız ya da toplumdaki yaygın mantığı değiştireceğiz.

Tamam, değiştirelim değiştirmesine de nasıl?

Kadını, kocasının camdan attığı iddia ediliyor ve şahit olmayı kimse göze alamıyorken, hergün milyonlarca insanın girdiği sanal alemde bile, kadınlar dul olunca açıkça 'yollu' ilan ediliyorlar ve biz hala bir şeyleri kopyala yapıştır ile paylaşmaya devam ediyoruz. Doğal olarak böyle olunca da, asıl paylaşmamız gereken şeyi es geçiyoruz.

Bu utanç, evet bu toplumsal utanç, hepimizin paylaşması gereken şey, gerisi boş laf.

http://4.bp.blogspot.com/

Verilen adrese tıklıyorum, bakalım karşıma ne çıkacak diye...

Adres,falanfilan.com ama, eminim bu adres gibi onlarcası, yüzlercesi vardır. Bu adres sadece bir örnek.

Hani 'dulum ben' diye sizi çağıran reklam vardı ya, tıklayıp içine girince bu sefer de farklı bir şekil alıyor. Aldatmacaya bakın, dul kadın peşine düşenler birden karşılarında ergenliğin sınırlarında
türbanlı birini buluyorlar.

Bir dakikada hemen üye ol ve nasibini ara ! Allah, kader, kısmet hepsi artık bir tık uzağında iddiası ve söyledikleri doğruysa eğer, görünen o ki buna inanan aramızda en az 177101 kişi var.

http://1.bp.blogspot.com/

Düşünüyorum da kadın cinayetlerinde niye suçluyu başka yerlerde arıyor, topu cehalete atıyoruz?

Hergün onlarca yazı yazan (pardon kopyalayan ve yapıştıran) kadınlarımız, bu tür reklamlardan başlamak üzere akıllarını kullanıp, neden bilinçli bir tavır ile 'detay' olduğunu düşündükleri ama aslında her şeyin temeli olan bu tür konuların üstüne üstüne gitmiyorlar?

Bu da en az kopyala yapıştır tadında bir kolaycılık değil mi? Başkaları bizim dertlerimizi sahiplenip çözsünler, biz de sefasını yaşayalım.

Hayır hayat o kadar basit değil, birbirlerinden tıklanarak kopyalanmış, sıradanlaşmış, tekdüze, aynı kalıptan çıkmışcasına bir örnek, ve en kötüsü de kaderini başkalarının ellerine kendilerinin teslim ettiği insanlardan uzak durmaya çalışmak , sizce de gerekli değil mi?

Not, bu yazı hoşunuza gitse bile ne olur, kopyala yapıştır ile eşe, dosta, hısım akrabaya göndermeyiniz...

Haber Kaynağım :

Kaan Akoba' nın Makalesidir.

http://blog.milliyet.com.tr/kaanakoba

http://blog.milliyet.com.tr/