Doğrusu, Açık Gazete'de bugüne kadar yayınlanmış kitap incelemesi, değerlendirme ve eleştiri yazılarım ardından roman yazarı Mahmut Şenol'un benim yazı tarzıma heves duyarak, birden bire, açıkçası hiç beklenmedik şekilde bu alana adım atması beni şaşırttı.
Geçenlerde, Şenol'un bir kitap incelemesi bu sayfalarda yer almıştı...
Ancak, onun kalem refiki olarak Açık Gazete'de yayınlanmış, Melih Cevdet Anday'a ait Raziye romanıyla ilgili eleştiri yazısından sonra, yazı âleminde ciddi bir rakip olamayacağını görünce rahatladım; onu, kendi hâline bırakmaktan yana idim...
Ancak, Melih Cevdet'in bir zamanlar Murat Tek mahlasını, takma adını, kullanarak yazdığı iki gazete-tefrika romanını da ben gün yüzüne çıkartayım istedim.
Rahmetli Melih Cevdet'in şiir, tiyatro oyunları, roman ve öyküler, denemeler, hele hele gazete yazılarıyla fıkra olarak bilinen köşe yazılarından fırsat bulduğu zamanlar yine gazeteler için tefrika, yani arkası yarın şeklinde kısım kısım bölümlere ayrılmış romanlar yazdığı pek bilinmezdi.
Ne vakit İş Bankası Kültür Yayınları tarafından bu eserler tekrar kitaplaştırılıp Türk okuruna sunuldu, işte böylece onun Murat Tek imzasını kullanıp yazdığı metinler gün yüzüne çıkmış oldu.
Tefrika romancılığa, arkası yarın romanlarına sadece Melih Cevdet değil, 1872'de Tercümân-ı Âhval gazetesiyle başlayan tefrikacılıktan beri kimler merak duymamış değildir; yazar listesi epeyi kalabalıktır...
Lakin, bilinmesi gereken şuncacık şeydir, Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı eseri, Türkçe'de, ilk kez Tercümân-ı Âhval'de günlük olarak tefrika edilmiştir.
Biz yine de birkaç isim verip okurumuzu aydınlatalım, tefrika roman yazarlığına soyunmuş, kendisini saklayan ünlü yazarlarımızın adlarını sanki bilinmezmiş gibi burada ifşa edip yazalım:
Mümtaz Turhan Tan, Peyami Sâfa, Kemal Tahir, Hikmet Feridun Es, Vâ-Nü, Ümit Deniz gibi isimlerin yanında yabancı romanları gazete için çeviren Şeyh-ül Muharririn Burhan Felek üstâdın başta geldiği birçok başka yazarımız gazetelere tefrika yapmıştır.
Bu romanları, fazladan üç kuruş telif ücreti daha alarak maaşına ilave yapmak amacıyla yayımlayan yazarların takma isim kullanmalarındaki amaç ise bu eserlerin edebiyat değerinde bir ucuzluk, hafiflik, pop kültüre yatkınlık gibi yoksunluklarını görmek bir yana, entelektüel okura değil fakat sıradan, kahvede oturup esneye esneye gazetesinde roman okumak isteyen halktan insana yüz vermemek ile ilintilidir.
Cânan romanını, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu romanını yazan Peyami Bey, Bediî Server imzasıyla polisiye tefrika olan Cingöz Recai'yi yazarken, mesela, ¨Ben bunu yazdım ama siz aldırmayın, aslında ben bu derekeye inmezdim, gel gör ki para için yazıyorum¨ demek ister...
Melih Cevdet Bey'in durumu da bundan farklı değildir; o da Murat Tek ismi arkasına sığınmıştır...
Bana rakip olduğunu zanneden Mahmut Şenol da böyle mahlasların ardına sığınıyor mu, bilemem!
¨Raziye¨ gibi Türk romanında eşi benzeri kolayca görülmeyecek bir eser yaratmış Melih Cevdet'in, zifaf gecesi çılgınlığıyla bir gecede üç erkeğin koynuna giren kızdan bahsetmesi, onun asıl okurunu rahatsız edecektir; o hâlde, mahlas denilen, takma isme müracaat edilir...
Biz de o vakit yazımızın bundan sonrasında Murat Tek adını, yazara hürmeten, kullanacağız.
Murat Tek'in bu iki romanı da Tercüman gazetesinde 1957-58 yılları arasında, birincisi 62 sayı, ikincisi 65 sayı olarak hergün, arka arkaya yayımlanmıştır.
Zifaftan Önce romanı, teyze kızına körkütük âşık Vamık adlı bir ressam, ressam olunca güyâ başıboş ve aylak bir delikanlının kuzeni Jale'ye olan aşkını afişe ederek başlar.
Vamık'ın artık ne olacaksa olsun, ama Jale benim olsun diye yola çıktığı sırada, kızına zengin koca arayan dul teyzesi, bir süreden beri ilişkide olduğu bankacı dostu Salim Kural'ın tanışı olan sosyete doktoru Veysel'e çapa atmış, halat bağlayıp kızına sosyetik bir hayat temin etmek üzere harekete geçmiştir.
Dr.Veysel ile Jale arasında 30 yaş fark vardır, ama para her şeyi örten iyi cinsten bir perdedir. Jale'nin annesi, kızını evlendirdikten sonra, artık bir ayak bağı kalmayacağı için kocası öldüğünden beri dost hayatı yaşadığı Salim Kural'la evlenecektir; o da bu hevestedir.
Doktor Veysel'le tanıştırılan Jale, genç kız kaprisleri yapmaya bayılır ve ona yalan uydurmakla bakire olmadığını söyleyip güyâ kendisinden vaz geçirmek ister; oysa Veysel Bey, 3 evlilikten ve bir sürü kadın tanıdıktan sonra, bu numaraları yutar mı? Veysel de inat sarı inattır ve evlenmek kararındadır.
Bu numarası tutmayan Jale, eğrisi doğrusunu bulsun diye yalanını gerçeğe çevirmek için, bir gece teyze oğlu Vamık'ı odasına alır, ona bakireliğini verir, böylece yalancı çıkmamış olacaktır.
Lakin, öte yandan, Vamık'tan hamile kaldığını zannederek bir telaşla Dr. Veysel'e, ¨Bana inanmadınız, ben de bakireliğimi izale ettim, üstelik bir de hamile kaldım, artık benimle evlenemezsiniz¨ der.
Fakat, Veysel Bey geniş gönüllüdür, buna da razıdır, yeter ki Jale'yle evlenmiş olmalıdır...
Birçok heyecanlı hadiseden sonra anlaşılır ki Jale yanılmaktadır, hamile falan değildir, ancak görmüş geçirmiş bir kadın olarak Veysel'le evlenmeye razı olacaktır.
Böylece her şey tatlıya bağlanır, o kadar lat-i lokum şekeri olurlar ki Dr.Veysel, Jale'nin yalanını doğru yapmak için onunla yatan teyze oğlu Vamık'ı kardeş gibi sever, kucaklar...
İşte bu hikâye bu kadardır. Murat Tek kılığına giren Melih Cevdet üstâdımızın bu romanını, arada güzel güzel edebiyat sözcükleri kurmasa basit bir fotoroman hikâyesinden başkası olmayacak eserini mutlaka okumamız gerekir.
Mesela, ¨Pişmanlık, bütün sinir bozucu gücüyle, hep sabahları insanı bulur. Gece ne yapmışsanız, yapmışsınızdır...
Araya diyelim içki girmiştir, sonra uyku...
Ama sabah, zalim sabah hiç affetmez!¨ diye araya gerçek edebiyat çeşnisi katarak yazılmış roman, kadınların iç dünyasına da bir yolculuk yapıyor, oralarda gezip tozup anlaşılmaz bir gezegeni keşfe çalışıyor.
Murat Tek, sadece bu tefrikasıyla değil, bu romanı çok tutunca ardından yazdığı bir sonraki gazete romanı olan Bir Gecede Üç Erkek ile kadıncıllığını ortaya koyuyor; belli ki kadınların gizemli dünyasına sellemehüsselam girip çıkmak ustalığını da sergiliyor.
Bir Gecede Üç Erkek, kocasını yedi yaşındaki oğluyla terk edip, güyâ bir kadınca hata işlediğini de sonradan itiraf ettiği gibi, sevgilisine kaçmış Şermin adlı kadının çevresinde dönmektedir. Hem de ne dönüş, âdeta baş döndürecek gibidir...
Şermin, sevgilisi de onu terk edince ortada dımdızlak kalmıştır; son çare, zengin müteahhit dayısı, Nazmi Durul'un evine sığınmaktır.
Çamlıca'daki dayısının köşküne kapağı atar, bir odaya kapanıp rahibe hayatına başlar. Dayı Bey, kızı Mübeccel ve içgüveysi olan Doçent Tahsin Rıza'yla beraber, hizmetçilerin takımı gırla vaziyetinde, bu köşkte yaşamaktadır.
Şermin'e kucak açarlar, ama hem içgüveysi damat bey, hem de onların sık sık eve gelen erkekli kadınlı, bekâr veya aileli dostlarından çapkınlığa meraklı olanlar Şermin'i rahat bırakmaz. Birisi ardından aşk mektubu mu gönderiyor, ötekisi şiir döşenir...
Birisi ötekini rakip görüp Şermin elden gidiyor diye telaşeye kapılınca, bir başkası sabaha kadar horoz gibi öterek köşkün mutât, sıradan gece davetlerinde şarkı türkü söyler...
Şermin bütün bunlardan yakayı sıyırmak için almadık tedbir bırakmaz, hasılı âşığına kaçtığı için iki paralık olmuş namusunun kalitesini artırmaya çalışır, kendini iffetle korur.
Ancak, kocasının Şermin'e, yani halasının dul kızına göz koyduğunu anlayan Mübeccel delice bir şey yaparak bu kez kendi kocasını onun eve gelip giden ve Şermin'e musallat olan erkek arkadaşlarıyla kur yaparak aldatmak ister; bu kurun, flörtün, güyâ el değmeden yapılacak işvenin dozajını kaçırıp sonunda bir gecede kocasının 3 erkek arkadaşına tokalaşır gibi merhaba der...
Onlarla düşüp kalkar, babası Nazmi Durul kalp krizi geçirir, işleri sonradan Şermin düzeltir.
Bu romanında, yine, Murat Tek bir pulp-fiction, popüler fotoroman dizisi, sıradan bir hikâye anlatmıştır.
Gel gelelim, Murat Tek'in arkasındaki Melih Cevdet üstat, yine de uslu durmaz, kaleminin edebiyatından arada bir mürekkebi damlar ve satır aralarına akar...
Keyifle, zevkle, kolayca okunacak iki roman böylece ardı ardına işte huzurlarınızdadır.
¨Zifaftan Önce¨
Murat Tek takma adıyla, Melih Cevdet Anday
İş Bankası-Kültür Yayınları
1.Baskı, 2007, İstanbul
199 sayfa
¨Bir Gecede Üç Erkek¨
Murat Tek takma adıyla, Melih Cevdet Anday
İş Bankası-Kültür Yayınları
1.Baskı, 2007, İstanbul
206 sayfa
Haber Kaynağım:
SERDAR MÜTEFERRİKA SERHATLI / AÇIK GAZETE KİTAP KULÜBÜ
sermuteferrika@gmail.com