
Daily Telegraph gazetesi, bugün hemen hemen tüm İngiliz gazetelerinde geniş yer bulan, cumartesi gecesi Mısır'daki Hristiyanlar'a yönelik bombalı saldırı haberini "Mısır'da El Kaide'nin yayılması endişesi" başlığıyla sunmuş.
İlgili Haberler
İskenderiye'deki bir kilisede patlayan ve 21 kişinin ölümüne, en az 70 kişinin de yaralanmasına yol açan bombayı, El Kaide resmen üstlenmese de, haberde görüşlerine yer verilen uzmanlara göre saldırı El Kaide tarzına sahip.
Mısır'da şimdiye dek yaygın bir örgütlenmeye sahip olmayan El Kaide'nin, iki ay önce Irak'taki Hristiyanlar'a yönelik saldırıya imza attığı, ayrıca geçen haftaki saldırı öncesinde, Mısır'daki Hristiyanlar'ı hedef alan bazı açıklamalar yayımlamış olduğu hatırlatılıyor.
Mısır'ın Müslüman dünyasında yüzde on Hristiyan nüfusa sahip olan, özel bir ülke olduğu yorumunu yapan Daily Telegraph, Mısır hükümetinin ülkedeki Hristiyanları yeterince gözetmemesinin, bu topluluklar tarafından dün düzenlenen cenaze töreni sonrasında başkan Hüsnü Mübarek'i hedef alan açıklamaların ardında yatan etmen olduğunu belirtiyor.
"Hristiyanlar'ı öldürmek"
Aynı habere dair "Hristiyanlar'ı öldürmek" isimli başyazı ise Times gazetesinde yayımlandı.
Mısır'da yaşananlara dair temel kaygının ülkedeki hile iddialarıyla lekelenen genel seçim sonrasında hayal kırıklığına uğrayan ve Mübarek iktidarına öfke duyan Mısır toplumunun büyük çoğunluğunun, bu kızgınlıklarının korumasız durumdaki Hristiyan azınlığa yansıtması olduğu söylenen Times'in başyazısı şöyle sona eriyor:
"Afrika'nın farklı ülkelerinde, Hristiyan ve Müslümanlar'ın birlikte yaşadıkları bölgelerdeki siyaset, dini radikalizmle belirleniyor. Bu felaketin Mısır'a da sıçraması çok korkunç olacaktır."
"Dul sayısının artışı, sonunda çok eşliliği geri getirdi"
Times gazetesinin dünya sayfalarından bir diğer haber ise, Irak savaşının ortaya çıkardığı ilginç bir duruma dair.
"Dul sayısının artışı, çok eşliliği geri getirdi" başlıklı haberde, Irak'ta 2003 yılındaki işgalden bu yana süren çatışmalarda hayatını kaybeden onbinlerce kişiden büyük çoğunluğun erkek olmasının, ülkedeki dul kadın sayısında büyük artış ortaya çıkardığı anlatılmış.
Bu durumun beraberinde getirdiği uygulama ise dul kalan kadınların, halihazırda evli bir erkeğin ikinci eşi olarak onunla evlenmesi olmuş.
Irak'taki savaş öncesinde kaybolmaya yüz tutmuş çok eşliliğin, savaş sebebiyle yeniden ortaya çıkmasıyla, ülkedeki İslami partiler tarafından desteklendiği anlatılan haberde, ikinci eşle evlenen erkeklere bu partiler tarafından 1000 dolarlık yardım yapıldığı belirtiliyor.
.
Times'in haberinde savaşta kocasını kaybeden, 35 yaşındaki beş çocuk annesi Manar Muhammed'in şu sözlerine yer verilmiş:
"Benim için ikinci kadın olmak tabii ki zor birşey, ancak böylece hiç değilse beni koruyacak ve çocuklarımın yetişmesini sağlayacak bir kocam var."
"Kriz bir ay daha sürebilir"
Avustralya'da yaşanan aşırı yağışların yol açtığı sel, İngiliz gazetelerinin hemen hepsinde farklı boyutlarıyla ele alıniyor.
Fransa ve Almanya yüz ölçümlerinin toplamı genişliğinde bir alanın etkilendiği selin yol açtığı ilk ölüm tüm gazetelerce duyuruldu ve yağışların sona ermesine rağmen, nehirlerin yükselmesinin sürdüğü bildirildi.
Daily Telegraph gazetesindeki "Her yerde su" başlıklı makalede, Avustralya'daki sellerle, Kuzey İrlanda'daki su dağıtım şebekesinin donması sonrası yaşanan susuzluk bir araya getirilmiş.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Ya susuz kaldığımızda ya da sular altında kaldığımızda, suyun ne kadar önemli olduğunu hatırlıyoruz.
Bu vesileyle dünyanın 28 ülkesinde içme suyuna erişim sorunu yaşandığını ve bu rakamın 2025'te, 56 ülkeye çıkmasının beklendiğini hatırlayalım.

Bir de güzel gelişmeyi aktaralım: Abu Dabi Emirliği zengin petrol yataklarını, yani maddi gücünü suya çevirmeye çok yaklaşmış durumda.
Ülkede süren "bulutsuz havada yağmur yağdırmaya" yönelik bilimsel çalışmalar olumlu sonuçlar üretmeye başladılar.
Geleceğin, petrol değil su savaşları getireceği neredeyse kesinken, bu gelişmeyi küçümsememek lazım."
"Kumar Suriye'ye sesiz sedasız geri dönüyor"
Guardian gazetesinin dünya haberlerine ayırdığı sayfalarında yer alan, gazetenin Şam muhabiri Lauren Williams tarafından hazırlanan özel bir haber var.
"Kumar Suriye'ye sesiz sedasız geri dönüyor" başlıklı haber Suriye'nin başkenti Şam'da faaliyete giren Ocean Club isimli kumarhane hakkında.
Suriye'de 25 yıl sonra açılan ilk kumarhanenin açılış partisinin yılbaşı gecesi kutlandığının duyurulduğu haberde, söz konusu partinin biletlerinin 300 sterlin gibi yüksek bir ücrete satıldığının altı çizilmiş.
Haberde, Suriye'de 1970'de yasaklanan kumarhanelerin yeniden ortaya çıkmasının, ülkedeki İslami kanadı öfkelendirebileceği yorumu yapılırken, bu sebeple kamuoyuna, gazinonun yalnızca turistlere yönelik olarak ve bu yüzden de havaalanında açıldığı mesajının verilmeye çalışıldığı belirtilmiş.
Ancak, haberde aktarılan kumarhane çalışanlarının ifadelerine göre, ilk haftaki müşterilerin büyük çoğunluğunu Suriye'nin zenginleri oluşturmuş.
Bu arada söz konusu kumarhaneye resmi anlamda onay, yani işletme ruhsatı verilmediği, ancak, üstü kapalı olarak izin verildiği belirtilmiş.
Haber şöyle sona eriyor:
"Suriye'nin ciddi turizm potansiyalinden faydalanmak için hükümet tarafından bazı düzenlemeler yapıldığı ve bunların ülkedeki aşırı İslamcı kesimleri rahatsız ettiği biliniyor.
Mesela alkol satış izinleri artıyor, üniversitelere peçeyle girilmesi engelleniyor...
Ülkede yıllar sonra ortaya çıkan ilk kumarhaneyi de bu yöndeki adımların bir parçası olarak düşünebiliriz.
Ayrıca hükümetin, tüm ülkede yaygın olarak oynanan yasak yüzünden, gizli saklı oynanan kumardan vergi almak istemesi hiç de mantıksız değil."
Küçük Kızıl Kitap
Independent gazetesi dünya sayfalarında Fransa'dan bir habere yer vermiş.
"Küçük kızıl kitap Fransa'yı sildi süpürdü" başlıklı haber, İkinci Dünya Savaşında Nazi karşıtı direnişe katılmış 93 yaşındaki Stéphane Hessel'in yazdığı 13 sayfalık, çok satan kitap hakkında.
Fransız gençlerini paranın gücüne ve piyasalara karşı direnişe geçmeye çağıran ve 3 euroya satılan kitap, Fransa en çok satanlar listesinde, en yakın rakibine 8 kat fark atarak birinci duruma geldi.
Independent'in haberine göre 600.000'lik bir satış yapan kitapta, Hessel, gençlerden şiddet içermeyen yöntemlerle direnişe geçmelerini ve modern demokrasiyi yeniden tanımlamalarını istiyor. Hessel'e göre, bunun için ilk yapılması gereken ise Sarkozy'e oy vermemek.
İskenderiye'deki bir kilisede patlayan ve 21 kişinin ölümüne, en az 70 kişinin de yaralanmasına yol açan bombayı, El Kaide resmen üstlenmese de, haberde görüşlerine yer verilen uzmanlara göre saldırı El Kaide tarzına sahip.
Mısır'da şimdiye dek yaygın bir örgütlenmeye sahip olmayan El Kaide'nin, iki ay önce Irak'taki Hristiyanlar'a yönelik saldırıya imza attığı, ayrıca geçen haftaki saldırı öncesinde, Mısır'daki Hristiyanlar'ı hedef alan bazı açıklamalar yayımlamış olduğu hatırlatılıyor.Mısır'ın Müslüman dünyasında yüzde on Hristiyan nüfusa sahip olan, özel bir ülke olduğu yorumunu yapan Daily Telegraph, Mısır hükümetinin ülkedeki Hristiyanları yeterince gözetmemesinin, bu topluluklar tarafından dün düzenlenen cenaze töreni sonrasında başkan Hüsnü Mübarek'i hedef alan açıklamaların ardında yatan etmen olduğunu belirtiyor.
"Hristiyanlar'ı öldürmek"
Aynı habere dair "Hristiyanlar'ı öldürmek" isimli başyazı ise Times gazetesinde yayımlandı.
Mısır'da yaşananlara dair temel kaygının ülkedeki hile iddialarıyla lekelenen genel seçim sonrasında hayal kırıklığına uğrayan ve Mübarek iktidarına öfke duyan Mısır toplumunun büyük çoğunluğunun, bu kızgınlıklarının korumasız durumdaki Hristiyan azınlığa yansıtması olduğu söylenen Times'in başyazısı şöyle sona eriyor:
"Afrika'nın farklı ülkelerinde, Hristiyan ve Müslümanlar'ın birlikte yaşadıkları bölgelerdeki siyaset, dini radikalizmle belirleniyor. Bu felaketin Mısır'a da sıçraması çok korkunç olacaktır.""Dul sayısının artışı, sonunda çok eşliliği geri getirdi"
Times gazetesinin dünya sayfalarından bir diğer haber ise, Irak savaşının ortaya çıkardığı ilginç bir duruma dair.
"Dul sayısının artışı, çok eşliliği geri getirdi" başlıklı haberde, Irak'ta 2003 yılındaki işgalden bu yana süren çatışmalarda hayatını kaybeden onbinlerce kişiden büyük çoğunluğun erkek olmasının, ülkedeki dul kadın sayısında büyük artış ortaya çıkardığı anlatılmış.
Bu durumun beraberinde getirdiği uygulama ise dul kalan kadınların, halihazırda evli bir erkeğin ikinci eşi olarak onunla evlenmesi olmuş.
Irak'taki savaş öncesinde kaybolmaya yüz tutmuş çok eşliliğin, savaş sebebiyle yeniden ortaya çıkmasıyla, ülkedeki İslami partiler tarafından desteklendiği anlatılan haberde, ikinci eşle evlenen erkeklere bu partiler tarafından 1000 dolarlık yardım yapıldığı belirtiliyor..
Times'in haberinde savaşta kocasını kaybeden, 35 yaşındaki beş çocuk annesi Manar Muhammed'in şu sözlerine yer verilmiş:
"Benim için ikinci kadın olmak tabii ki zor birşey, ancak böylece hiç değilse beni koruyacak ve çocuklarımın yetişmesini sağlayacak bir kocam var."
"Kriz bir ay daha sürebilir"
Avustralya'da yaşanan aşırı yağışların yol açtığı sel, İngiliz gazetelerinin hemen hepsinde farklı boyutlarıyla ele alıniyor.Fransa ve Almanya yüz ölçümlerinin toplamı genişliğinde bir alanın etkilendiği selin yol açtığı ilk ölüm tüm gazetelerce duyuruldu ve yağışların sona ermesine rağmen, nehirlerin yükselmesinin sürdüğü bildirildi.
Daily Telegraph gazetesindeki "Her yerde su" başlıklı makalede, Avustralya'daki sellerle, Kuzey İrlanda'daki su dağıtım şebekesinin donması sonrası yaşanan susuzluk bir araya getirilmiş.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Ya susuz kaldığımızda ya da sular altında kaldığımızda, suyun ne kadar önemli olduğunu hatırlıyoruz.
Bu vesileyle dünyanın 28 ülkesinde içme suyuna erişim sorunu yaşandığını ve bu rakamın 2025'te, 56 ülkeye çıkmasının beklendiğini hatırlayalım.

Bir de güzel gelişmeyi aktaralım: Abu Dabi Emirliği zengin petrol yataklarını, yani maddi gücünü suya çevirmeye çok yaklaşmış durumda.
Ülkede süren "bulutsuz havada yağmur yağdırmaya" yönelik bilimsel çalışmalar olumlu sonuçlar üretmeye başladılar.
Geleceğin, petrol değil su savaşları getireceği neredeyse kesinken, bu gelişmeyi küçümsememek lazım."
"Kumar Suriye'ye sesiz sedasız geri dönüyor"
Guardian gazetesinin dünya haberlerine ayırdığı sayfalarında yer alan, gazetenin Şam muhabiri Lauren Williams tarafından hazırlanan özel bir haber var.
"Kumar Suriye'ye sesiz sedasız geri dönüyor" başlıklı haber Suriye'nin başkenti Şam'da faaliyete giren Ocean Club isimli kumarhane hakkında.
Suriye'de 25 yıl sonra açılan ilk kumarhanenin açılış partisinin yılbaşı gecesi kutlandığının duyurulduğu haberde, söz konusu partinin biletlerinin 300 sterlin gibi yüksek bir ücrete satıldığının altı çizilmiş.Haberde, Suriye'de 1970'de yasaklanan kumarhanelerin yeniden ortaya çıkmasının, ülkedeki İslami kanadı öfkelendirebileceği yorumu yapılırken, bu sebeple kamuoyuna, gazinonun yalnızca turistlere yönelik olarak ve bu yüzden de havaalanında açıldığı mesajının verilmeye çalışıldığı belirtilmiş.
Ancak, haberde aktarılan kumarhane çalışanlarının ifadelerine göre, ilk haftaki müşterilerin büyük çoğunluğunu Suriye'nin zenginleri oluşturmuş.Bu arada söz konusu kumarhaneye resmi anlamda onay, yani işletme ruhsatı verilmediği, ancak, üstü kapalı olarak izin verildiği belirtilmiş.
Haber şöyle sona eriyor:
"Suriye'nin ciddi turizm potansiyalinden faydalanmak için hükümet tarafından bazı düzenlemeler yapıldığı ve bunların ülkedeki aşırı İslamcı kesimleri rahatsız ettiği biliniyor.
Mesela alkol satış izinleri artıyor, üniversitelere peçeyle girilmesi engelleniyor...
Ülkede yıllar sonra ortaya çıkan ilk kumarhaneyi de bu yöndeki adımların bir parçası olarak düşünebiliriz.
Ayrıca hükümetin, tüm ülkede yaygın olarak oynanan yasak yüzünden, gizli saklı oynanan kumardan vergi almak istemesi hiç de mantıksız değil."Küçük Kızıl Kitap
Independent gazetesi dünya sayfalarında Fransa'dan bir habere yer vermiş.
"Küçük kızıl kitap Fransa'yı sildi süpürdü" başlıklı haber, İkinci Dünya Savaşında Nazi karşıtı direnişe katılmış 93 yaşındaki Stéphane Hessel'in yazdığı 13 sayfalık, çok satan kitap hakkında.
Fransız gençlerini paranın gücüne ve piyasalara karşı direnişe geçmeye çağıran ve 3 euroya satılan kitap, Fransa en çok satanlar listesinde, en yakın rakibine 8 kat fark atarak birinci duruma geldi.
Independent'in haberine göre 600.000'lik bir satış yapan kitapta, Hessel, gençlerden şiddet içermeyen yöntemlerle direnişe geçmelerini ve modern demokrasiyi yeniden tanımlamalarını istiyor. Hessel'e göre, bunun için ilk yapılması gereken ise Sarkozy'e oy vermemek.
Haber Kaynağım :
http://www.bbc.co.uk/