İlknur Bektaş, 'Bilge Karınca Yayınevi'nden 'Saçları Süpürge, Bedeni Sömürge' adında bir kitap çıkardı. Kadınlara karşı uygulanan baskıları dile getirmek istediğinin altını çizen Bektaş, 'Kadınsanız canınız acıtılır' diyor.
Senaryo yazarlığı da yapan İlknur Bektaş gerçek yaşamdan hikayeleri öyküleştirmiş kitabında. Okurken içinizi acıtacak her bir hikaye kadınların değişmeyen kaderini, her daim baskıya ve şiddete maruz kalışını anlatıyor.
Erkeklerin kadının gücünü fark ettiğinde şiddete yöneldiğini anlatan Bektaş, 'Kadınlar daha akıllı, kolay kolay kanmıyor. Oysa zayıf ve güçsüz olan erkektir' diyor.
- 'Parayı bulan adam önce arabayı sonra karısını değiştirir' derler. İlk öykünüzde de parayı bulan koca eşini terk ediyor ve bir başka kadına gidiyor. Sizce bir kadın ne zaman terk etme noktasına gelir?
Kadın kendisini bağlayan zincirlerin olmadığını fark ettiğinde terk edebiliyor. Aslında bir kadın aşık olduğunda çekip gider. Sevildiğine kanaat ettiyse hele de sevilmediği, eziyet, şiddet gördüğü bir ortamdaysa, küçük bir umut bile olsa bu, peşinden dağları devirir, terk eder gider.
SADAKATLE BEKLEYEN ÇOK KADIN GÖRDÜM
- Neden erkekler kadına baskı ve şiddet uygular?
Erkekler kadınların akıllı olduğunu ve kolay kanmayacağını anladığında hemen şiddete yöneliyor. Aslında güçsüz taraf onlar. Erkekler kadınların şiddetten başka hiçbir şeyle bastırılamayacağını keşfettiklerinden beri binlerce yöntem geliştirdi.
Şiddetin yolu ve çeşitleri ne yazık ki 10 binlere varıyor, dayak ve tecavüz sadece bilinenleri...
- Erkekler, ilişkileri çıkmaza girince, umduğunu bulamayınca terk edip bir başka kadına daha kolay gidebiliyor. Öykü karakteriniz Florina gibi aşkını yıllarca bekleyen kadınlar da var. Neden böyle?
Erkekler bir şekilde yaşamlarını sürdürürken, aşkından kavrulan kadın kendisini yalnızlığa kilitliyor. Kendisini işine, doğaya, ailesine adıyor yani kendisinden vazgeçiyor... Ölesiye bir sadakatle bekleyen çok kadın gördüm.
Genç yaşta dul kalan bir tanıdığım var ve eşinin ölümünden beri evinden hiç çıkmıyor. Çünkü evinden çıkarsa ona kavuşamayacağını düşünüyor tıpkı Florina gibi sadece onu bekliyor, dönmeyeceğini bile bile...
- Her türlü baskıya maruz kalan ve hep bir adım geride durması istenen kadının kaderi nasıl değişir sizce?
Eğer aileler gerçekten kızlarına sahip çıkabilse... Evlendiğinde çocuklarının akıbetini sıkı sıkıya takip edebilse ve evlenmeleriyle onlara karşı sorumluluklarının bitmediğini anlasa, sanırım durum daha farklı olacaktır.
Eğitim konusunda da eşit şanslar verilmesi, iş yaşamında insanca çalışma koşulları sunulması ve hiçbir şekilde baskı görmemesi kadınların topyekun kaderini değişir.
YÜZLERCE KADIN DİNLEDİM
'AÇEV'de yüzden fazla kadınla çalıştım ve bir sürü hikaye dinledim. Bir dönem güzellik salonu işlettim, bu dönemde de yüzlerce kadını birebir dinleme şansım oldu.
Zorla evlendirilen, okula, komşuya, anneme gidiyorum diye işe veya sevgilisiyle buluşmaya giden, boncuk dikip üniversite kursuna gidenleri de gördüm, sarhoş kocasını uyutup çocuğunu ayağında sallarken dantel örüp para kazanan kadınları da dinledim.
Takılarını ve servetini göstermek için kendini paralayanları, kendini bir şey sananları, içinde fırtınalar koparken dünyaları ben yarattım havasıyla salınanları da gördüm. Yaşadığım bu deneyimler istikametimi belirlemede etken oldu.'
Haber Kaynağım :
Akşam Gazetesi yazarlarından SİBEL ATEŞ YENGİN makalesidir.
http://www.aksam.com.tr/