Ben Bir Karaağaç Gölgesi Buldum


Facebook'da gelen arkadaşlık taleplerini kabul ediyorum kim olursa olsun. Hani ben onları kabul edip arkadaş sayısı arttıkça da insanlar bunu bir popülarite göstergesi gibi algılıyorlar ama öyle değil. Facebook kolay bir iletişim yolu.

Orada da blog adıyla bulunma nedenim de Facebook'un bu mailden daha kolay olan iletişim yolunu kullanmak. Mesajlara da cevap veririm bu yüzden mutlaka.

İnsanlar hiç tanımadıkları bir insana daha çabul açılıyorlar, daha dürüst, daha rahat oluyorlar. Bir beklentileri, kaygıları olmadığı için de sizden fikir almakta bir mahsur görmüyorlar. Ben de elimden geldiğince naçizane fikirlerimi paylaşıyorum onlarla.

Bundan bir kaç ay evvel de arkadaş listemdeki bir öğretmen adayı bana "Sence nereyi tercih etsem?" diye bir mesaj attı.

Ne yalan söyleyim sonrasında unuttum ben kendisini ne yaptı ne etti aklımdan çıkmış, kendi hayatımın kargaşası içinde.

Derken geçtiğimiz günlerde bir mesaj aldım bu öğretmen adayından. Artık adaylıktan çıkıp öğretmenlik yapmaya hak kazanmış. Hem de gerçek anlamda bir öğretmen olmuş ki "Nasıl?" derseniz attığı şu mesajı göstereyim size :

Merhaba HBBA. Sana gülümseten bir haber vermek istedim.
Ben 8 Aralıkta görevine başlayan bir İngilizce Öğretmeniyim. Hatırlamazsın ama tercih döneminde ,her bi boku bildiğini düşünüp kafa karışıklığıyla "Bozcaada yazsam mı ki listemin başına" demiştim.

O günün üstünden günler geçti, kopya çekildiğine kanaat getirildi, sınavı iptal ettiler.Günler geçti, tekrar sınava girdim, Tekirdağ - Çerkezköy - Karaağaç İÖO'na İngilizce Öğretmeni olarak atandım.

Evet, çok batı. Evet çok yakın. Ama hayır, hiç kolay değil. Okulun çok ihtiyacı var. Aslında keşke pedagog tanıdıkların var mı, diye sorabilsem ama önce okulun donanım eksikliklerini gidermeliyiz.

24 Aralık Cuma "yaşasın sosyal medya" dedim ve bir facebook event'i açtım. Benden çıktı, bizim oldu bu kampanya. Öğretmenlerim de sahiplendi.

Yarın okul günü ve herkesin yüzündeki gülümseme göreceğim. Daha 2 gün olmasına rağmen 5 bilgisayar, kütüphanemize bir sürü kitap, giysi yardımı sözü geldi. Perdelerimiz, kütüphanemiz, spor salonumuz...

Eksiklerimiz çok. Eğer sen de en azından sayfanda paylaşırsan duyarlı güzel insanlara duyurup bize yardım edersin diye düşündüm. Ne dersin?

Hayalim bir yabancı dil sınıfı açmak ve çocukların oradan ve benden maksimum seviyede faydalanmasını sağlamak. Yolum uzun biliyorum ama bu kendime sözüm aslında, yapacağım!

Okul gazetesi çıkarmaya başladığımızda söz veriyorum yardımını unutmayacağım, sana da bir yazı ayarlayacağım:)

Selamlar, sevgiler.

Gerçek anlamda bir öğretmen derken kastımı şimdi anlamışsınızdır sanırım. "Oh nasıl olsa atandım, maaşımı alır gider dersimi verir takılırım öyle" demektense çocuklar için gerçekten bir şeyler yapma peşinde biri kendisi.

Ha tanıyor muyum kendisini, tanımıyorum evet; muhtemelen hayatım boyunca da görmeyeceğim (tıpkı bu blogu okuyan insanların da neredeyse hiç birini görmediğim ve görmeyeceğim gibi) ama bana çok samimi geldi kendisi.

Zaten mevzu ben de değilim burda.

Uzun lafın kısası sadece "İyi iyi devam et böyle" demektense hem bloga hem de diğer mecralara taşımak istedim bu samimi bulduğum hareketi. Hani yarışma programına çıkan ünlüler gibi "Aldığım ödülü Eşek Tepmişler Derneği'ne bağışlayacağım" gibi samimiyetsiz gelebilir size ama samimiyetsiz bile olsak, şu durumdan prim yapıyor, duyarlı insan ayağı yapıyor gibi de görünsek en azından belki iki çocuğa faydamız dokunur.

Bizim bu samimiyetsiz samimiyetimizden bile belki birileri çıkar bir kitap bağışlar, o kitap gider bir çocuğun hayatındaki milat olur. Olamaz mı ?

Olur bence.

Olmasa bile bir deneyelim derim.

Ayrıca bi el atın cidden, ben o okul gazetesine çıkmak istiyorum.

Haber Kaynağım :
http://herbokubilenadam.blogspot.com/