Bebek bekleyen çiftler, teknolojik gelişmelerle bebeklerinin cinsiyetini erken öğrenseler de özellikle internette ve halk arasında cinsiyet belirlemede çok sayıda batıl inanış da varlığını sürdürüyor.
Çiftlerin büyük bir kısmının önceden çocuğunun cinsiyetini belirleme isteği, uzun yıllardır devam ediyor.
Geçmiş yıllardan bu yana kulaktan kulağa halk arasında anlatılan ve inanılan bazı teoriler ve görüşler de bebek bekleyen çiftlerin dikkatini çekiyor.
Çoğu çift, hiç biri ispatlanmamış veya tıbbi geçerliliği olmayan ''BabyChoice–Materna'', ''Microsort–Ericcson'', ''Shettles'', ''Diyet-Beslenme'', ''MSHCG hormonunun tespiti'' ve ''Çin Takvimi'' gibi metotlara başvururken, halk inanışlarından derlenen yüzlerce yöntemlerin bulunduğu internet sitelerinin de bebek bekleyen çiftlerin en önemli uğrak yerlerinden olduğu belirtiliyor.
Tamamen ''batıl inanış'' olduğu belirtilen ve birbirinden ilginç yöntemlerin anlatıldığı internet ile forum sitelerinde, en dikkat çeken söylem ise ''Ye acıyı doğur Hacıyı'' ve ''Ye tatlıyı doğur atlıyı, ye ekşiyi doğur Ayşe'yi'' olarak göze çarpıyor.
Tamamen bir eğlence aracı olarak kullanılması gerektiği ve hiçbir bilimsel temelinin olmadığı belirtilen, bazı inanışlar sitelerde şöyle sıralanıyor:
''Anne adayının karnı yumurta gibi büyürse bu bebeğin erkek olacağı, eğer yana doğru yayılırsa kız olacağı...
Baba adayı gebelik boyunca anne adayıyla birlikte kilo alırsa, bu bebeğin erkek olacağı anlamına gelir.
Anne adayı gebelikte 'güzelleşirse' bebek erkek olacaktır, çünkü kız çocukları annelerinin güzelliklerini alırlar.
Gebelikte anne adayının canı daha çok tatlı şeyler çekerse kız bebek, Tuzlu şeyler çekerse erkek bebek olacağına delalet eder.
Erkek olacak bebek karında daha aşağıda, kız olacak bebek ise daha yukarıda durur.
Kız bebek olduğunda anne adayının kiloları daha çok kalça ve basende birikir, erkek bebekte ise bu birikme göbek kısmındadır.
Gebelikte anne adayının göğüs bölgesi iyi gelişirse bu bebeğin kız olacağı anlamına gelir.
Erkek olduğunda anne adayının canı daha çok et ve peynir gibi besinler isterken, kız olduğunda meyveyi daha çok ister...''
Sitelerdeki diğer ilginç inanışlardan bazıları da şöyle:
''Anne adayının gebelik boyunca ayakları üşüyorsa bu bebeğin erkek olacağı anlamına gelir.
Anne adayının bacak kılları gebelikte daha hızlı büyümeye başladıysa bu bebeğin erkek olacağı anlamına gelir.
Erken gebelik döneminde aşırı bulantı kusma olduğunda bu bebeğin saçlı yani kız olduğu anlamına gelir.
Anne adayının gebelikte burnu büyüdüyse bu doğacak bebeğin erkek olacağı anlamına gelir...''
Halk arasında yaygın olan ve internet siteleri yoluyla da ulaşılabilen bu tür yargıların tamamen ''hurafeden'' ibaret olduğunu belirten Ecemiş, bazı durumlarda bu inanışların hem bebeğe hem de anneye zararlar verebildiğini anlattı.
Cinsiyet tahmininde zaten yüzde 50 bir ihtimalin her zaman olduğuna dikkati çeken Ecemiş, ''Bazı zamanlar bu tahminini doğru tutturan kişi sanki yöntem de doğruymuş gibi bunu çevresine yayıyor. Böylece bilimle uzaktan yakından alakası olmayan inanışlar yayılıyor.
Çoğu zaman çiftler hüsran yaşadığı için psikolojik sorunlar da doğuyor. Mesela yaygın olan Çin takvimini uygulayan bir çift, 4. Ay içerisinde istediği cinsiyetin olmadığını gördüğü zaman, sonuç çiftin talebiyle kürtaja kadar gidebiliyor'' dedi.
Çiftlerin büyük bir kısmının önceden çocuğunun cinsiyetini belirleme isteği, uzun yıllardır devam ediyor.
Geçmiş yıllardan bu yana kulaktan kulağa halk arasında anlatılan ve inanılan bazı teoriler ve görüşler de bebek bekleyen çiftlerin dikkatini çekiyor.
Çoğu çift, hiç biri ispatlanmamış veya tıbbi geçerliliği olmayan ''BabyChoice–Materna'', ''Microsort–Ericcson'', ''Shettles'', ''Diyet-Beslenme'', ''MSHCG hormonunun tespiti'' ve ''Çin Takvimi'' gibi metotlara başvururken, halk inanışlarından derlenen yüzlerce yöntemlerin bulunduğu internet sitelerinin de bebek bekleyen çiftlerin en önemli uğrak yerlerinden olduğu belirtiliyor.
Tamamen ''batıl inanış'' olduğu belirtilen ve birbirinden ilginç yöntemlerin anlatıldığı internet ile forum sitelerinde, en dikkat çeken söylem ise ''Ye acıyı doğur Hacıyı'' ve ''Ye tatlıyı doğur atlıyı, ye ekşiyi doğur Ayşe'yi'' olarak göze çarpıyor.
Tamamen bir eğlence aracı olarak kullanılması gerektiği ve hiçbir bilimsel temelinin olmadığı belirtilen, bazı inanışlar sitelerde şöyle sıralanıyor:
''Anne adayının karnı yumurta gibi büyürse bu bebeğin erkek olacağı, eğer yana doğru yayılırsa kız olacağı...
Baba adayı gebelik boyunca anne adayıyla birlikte kilo alırsa, bu bebeğin erkek olacağı anlamına gelir.
Anne adayı gebelikte 'güzelleşirse' bebek erkek olacaktır, çünkü kız çocukları annelerinin güzelliklerini alırlar.
Gebelikte anne adayının canı daha çok tatlı şeyler çekerse kız bebek, Tuzlu şeyler çekerse erkek bebek olacağına delalet eder.
Erkek olacak bebek karında daha aşağıda, kız olacak bebek ise daha yukarıda durur.
Kız bebek olduğunda anne adayının kiloları daha çok kalça ve basende birikir, erkek bebekte ise bu birikme göbek kısmındadır.
Gebelikte anne adayının göğüs bölgesi iyi gelişirse bu bebeğin kız olacağı anlamına gelir.
Erkek olduğunda anne adayının canı daha çok et ve peynir gibi besinler isterken, kız olduğunda meyveyi daha çok ister...''
Sitelerdeki diğer ilginç inanışlardan bazıları da şöyle:
''Anne adayının gebelik boyunca ayakları üşüyorsa bu bebeğin erkek olacağı anlamına gelir.
Anne adayının bacak kılları gebelikte daha hızlı büyümeye başladıysa bu bebeğin erkek olacağı anlamına gelir.
Erken gebelik döneminde aşırı bulantı kusma olduğunda bu bebeğin saçlı yani kız olduğu anlamına gelir.
Anne adayının gebelikte burnu büyüdüyse bu doğacak bebeğin erkek olacağı anlamına gelir...''
TOPLUMSAL HURAFELERİN BİLİMDE BİLE YERİ YOOK
Ankara'da faaliyet gösteren Özel Akay Hastanesi kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Opr. Dr. Tolga Ecemiş de ''hamilelikten önce cinsiyet belirleme'' yönündeki inanışların bilimsel gerçeklikten uzak olduğunu söyledi.Halk arasında yaygın olan ve internet siteleri yoluyla da ulaşılabilen bu tür yargıların tamamen ''hurafeden'' ibaret olduğunu belirten Ecemiş, bazı durumlarda bu inanışların hem bebeğe hem de anneye zararlar verebildiğini anlattı.
Cinsiyet tahmininde zaten yüzde 50 bir ihtimalin her zaman olduğuna dikkati çeken Ecemiş, ''Bazı zamanlar bu tahminini doğru tutturan kişi sanki yöntem de doğruymuş gibi bunu çevresine yayıyor. Böylece bilimle uzaktan yakından alakası olmayan inanışlar yayılıyor.
Çoğu zaman çiftler hüsran yaşadığı için psikolojik sorunlar da doğuyor. Mesela yaygın olan Çin takvimini uygulayan bir çift, 4. Ay içerisinde istediği cinsiyetin olmadığını gördüğü zaman, sonuç çiftin talebiyle kürtaja kadar gidebiliyor'' dedi.
Haber Kaynağım :
diyadinnet.com
http://www.haber365.com/