İkinci evliliklerin ikinci hayatları Başakşehir'de sürdürülüyor


"Hakikatli dindarlığı yerle bir eden, sadece zaaflarını muhafaza eden muhafazakâr erkekler yaptı bunu. Nefsin alçaklığını takvanın üstünlüğüne tercih ettiniz, geçmiş olsun..."

28 Şubat sürecinden sonra muhafazakâr kadraja sığabilecek egosu ve zaafları arasında pres kıvamına gelmiş adamların ilkeleri detone olmuştur. Bu aromatik adamların seküler mavallara fazla konsantre olmaları oldukça gülünç. Sadakatleri modifıyedir, davaları tadilattadır çünkü modernizm çığırtkanlığı, onların değerlerini de tasfiye etmiştir. Ve kadın!

Elinde tespihiyle gıcır gıcır besmele çeken mütedeyyin kadın, lolipopuyla cami turuna çıkan genç sarışın kadınların altında ezilmiştir. Hakikatli dindarlığı yerle bir eden sadece zaaflarını muhafaza eden muhafazakâr görünümlü erkek yapmıştır bunu.

Kimsenin nefsine radar takıp hangi hızla bir aldatmaca yaşadığını deşifre edecek değiliz. Lakin bu aldatmaca içimizdeki sosyal çöküntüyü, boşanma hızını, ayrışmayı tetikliyorsa kimse kusura bakmasın gediğine oturacak eleştiriyi de çekinmeden yaparız, tmam nikâhını sömürerek birinci eşlerinin emeğini kemirenlere diyecek sözümüz de var elbet!

Ha çok mu evlenmek istiyorsunuz, buyurun yetimlerine bakmaya çalışan bir sürü yoksul dul kadın var ortada! Sevapsa sevap olan budur. Ama olmaz, neden? Çünkü nefsin alçaklığını takvanın üstünlüğüne tercih ettiniz, geçmiş olsun.

'Türbanlı-türbansız fark etmiyor, kentli kadınların hayata bakışı aynılaştı'

Bahceşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr NİLÜFER NARLI:

KENTLİ, orta sınıf türbanlı veya türbansız genç kadınlara baktığımız zaman hayata bakışları, yaşam tarzları açısından hepsi benzerlik gösteriyor. 40 yaş üstündeki muhafazakâr kesimdeki bir kadın çevrenin olumsuz etkileri altındaydı, eğitim düzeyi daha düşüktü, mesleği yoktu, beyaz yakalı çalışanlar arasındaki temsil oranı çok düşüktü ve tüm hayatı aile netvvork'ü etrafında dönüyordu.

Fakat yeni nesil, kentli, orta sınıfa eklemlenen kadınlar arasında türbanlı ya da türbansız çok büyük farklar yok. Boşanmaların bir sebebi de, eğitim düzeyi yüksek, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın, evlilik yürümüyorsa, geleneklerin ona gösterdiği "Gelinlikle girdin ancak kefenle çıkarsın" anlayışından uzak oluyor.

Bu anlayıştan uzaklaşmada dindar-muhafazakar kadınla, başörtüsüz-muhafazakâr olmayan kadın arasında fazla bir fark yok. Ayrıca dindar muhafazakâr evli olmayan, kendini tamamen kariyerine adamış kadın örnekleri de görüyoruz.

Belki dindar muhafazakâr erkek evliliğini bozmuyor, geleneksel aile yapısında kalarak ikinci bir kadınla da gayrimeşru ilişki de yaşayabiliyor. Türkiye'de özellikle Doğu bölgelerinde birden fazla eşli evliliği görüyoruz fakat kentli kişiler çok eşliliği gizli yaşıyorlar.

"Para kazanan kadın erKegın sorumıuıuyunu almak istemiyor. Modernleşmeyle kadın iş hayatına girdi, bağımlılık azaldı. Ama dindar kesimle muhafazakâr kesimi ayırmak lazım"

Haber Kaynağım :
Star Gazetesi Yazan ESRA ELÖNÜ Makalesidir.
Zaman Gazetesi Yazarı Sosyolog MJ BULAC
http://www.emlakkulisi.com/