Erkek Acı Çeker, Kadının Ruhu Duymaz


İşte Prof. Mineke Schipper 150’nin üzerinde ülkeden ve yüzlerce dilden derlediği atasözleriyle, tarih boyunca ve tüm dünyada kadınların durumunu gözler önüne seriyor.

NTV Yayınlarından çıkan kitapta kadının bedeni ve evreleriyle toplumdaki yerini görmek de mümkün: çocuk, gelin, zevce, kuma, anne, kaynana, dul veya nine olarak, aşk ve cinsellik hayatları, çocuk yetiştirmeleri, yaptıkları işler, yetenekleri ve iktidarları…

Ancak, söylenmiş sözler söyleyeni de anlatır; o nedenle bu kitaptaki atasözleri en az kadınlar kadar erkekleri de anlatıyor. Atasözlerindeki erkek egemen söylemi vurgulayan Schipper, bunun böyle sürüp gitmesini önlemek istiyorsak, yüzyıllar boyunca uydurulmuş, değer verilmiş ve bütün dünyaya yayılmış sayısız engelin farkında olmamız gerektiğini söylüyor.
Aşığınız tarafından dövülmek üzüm yemek gibidir. (Arapça)

Kız evlatlarla dolu bir ev, ekşimiş birayla dolu ambar gibidir. (Hollandaca/Almanca)
Güzel kadın göz için ziyafettir, ruh için yalnızlık. (Filipince)
Kadının, felaketin ve hıyar turşusunun küçüğü makbuldür. (Macarca)
Kadının şekli melek, kalbi yılan, beyni eşek gibidir. (Almanca)

Kadınlar kurbağa gibidir, her suya dalana karşılık dört tanesi su yüzüne çıkar. (İspanyolca, Peru)

Sıska kadın yarış atı gibidir: hızlı ve eğlencelidir ama işe koşulunca, dayanıksızdır. (İngilizce, ABD)

Her kadın karanlıkta, uzakta ve şemsiye altında güzeldir. (Japonca)

Bir kız çocuk, iyi kız olur; iki kız çocuk, yeter artık dedirtir; üç kız olursa fazla gelir; dört kız çocuk, bir de anne olunca, bir babaya karşı beş şeytan demektir. (Katalanca: aynı zamanda, ‹spanyolca, Arjantin)

Evleneyim diye ağlayıp durdu, evlenince yine ağladı. (Oromo dili)

- Kızı olmayan aile, ısınmayan bir fırın gibidir. (Kore)

- Kadınların dilleri eteklerinden uzundur. (Hollanda)

- En zehirli şey, bir kadın kalbidir. (Tayland)

- Aşk çiçek bozuğunu gamzeye dönüştürür. (Japonya)

- Yedi yıl geçmeden karınızı övmeyin. (Rusya)

- Modayı takip eden kadın hiçbir zaman çorbayı iyi pişiremez. (Jamaika)

- Karanlıkta kraliçenin değeri, siyah aşçı kadınınki kadardır. (Brezilya)

- Her anne, güneşin yalnızca kendi çocuğunun üzerine doğduğunu sanır. (İrlanda)

- Aşığınız tarafından dövülmek üzüm yemek gibidir. (Arapça)

- Âşık bir kadını yakalamak için Tanrı bile yeterince zeki değildir. (Yoruba dili)

- Ayağı seninkinden büyük olan kadınla sakın evlenme. (Malavi – Mozambik)

- Kadın dudakları çok kişiyi iyileştirmiştir (Fransa)

- Aşk ipek gibidir: onunla ölü de sarılabilir diri de giydirebilir.(Malgaşça)

- Evlilik bir kafes gibidir: dışarıdaki kuşlar içeri girmeye, içerdekiler dışarı çıkmaya can atar.(İbranice)

- Ancak, söylenmiş sözler söyleyeni de anlatır; o nedenle bu kitaptaki atasözleri en az kadınlar kadar erkekleri de anlatıyor.

- Aslında bu derlemeyle kültürler arası bir insanlık tarihi sunan Mineke Schipper, halklar arasında farklılıktan çok benzerlik buluyor: Yaklaşık 4000 yıl önce Sümer tabletleri üzerine yazılmış bazı gözlemlerin (yerel kültürel farklara ve tarihsel değişimlere karşın) daha sonra Grekçe, Latince, Sanskritçe ya da Çince ifade edilmiş düşüncelerle örtüştüğünü, hatta bugün bile Afrika, Asya ve Güney Amerika’da dolaşımda olan sözlü kültürlerde karşımıza çıktığını görüyoruz.

Atasözlerindeki erkek egemen söylemi de gözler önüne seren Schipper, bunun böyle sürüp gitmesini önlemek istiyorsak, yüzyıllar boyunca uydurulmuş, değer verilmiş ve bütün dünyaya yayılmış sayısız engelin farkında olmamız gerektiğini söylüyor.

Emre Ergüven’in yayına hazırladığı kitabın çevirisi Ulaş Belge ve Nurkalp Devrim’e ait.

Haber Kaynağım :
http://www.esesli.com/