Safiye Soyman'a Allah yardım etsin.
Ne umarken, ne buldu...
Oysa nasıl da sevinçliydi iki hafta öncesine kadar...
"Umrede ettiğim dualar kabul oldu, oğluma bir hanım buldum sonunda" derken ağzı kulaklarına varıyordu.
Ama olmadı, mutluluğu yarım kaldı.
O da oğlu Harun da büyük şok yaşadı.
Hele Harun...
Zavallı hasta çocuk...
Hayatının en büyük sevincini yaşarken, kendisine bir eş, hayat arkadaşı bulduğu sanırken, bir anda tek başına kalıverdi...
Psikolojisi yıkıldı, hastalığıyla mücadele gücünü kaybetti.
11 yıl süren tedaviler sonunda, yamacına çıktığı uçurumlara tekrar yuvarlandı...
XXXXXXXX
Safiye Soyman'ı da Faik Öztürk'ü de yıllardır tanırım...
İkisinin de karakteri birbirine çok benzer...
İçleri dışları birdir...
Ne düşünüyorlarsa, insanın yüzüne anında söylerler.
Yalanları, dümenleri yoktur.
Ekranda nasıl görüyorsanız, öyle insanlardır...
Hele bir garibanın hakkını yemeyi düşüneceklerini asla sanmıyorum.
Aksine, yardımı, iyilik yapmayı seven, Allah korkusu olan insanlardır.
Bir yanda Safiye-Faik, diğer yanda MS hastası Harun...
Öbür yanda eşinden boşanmış, yeni bir umut kapısı arayan vatandaş Gönül Hanım...
Tüm amacı, kızının ve kendisinin geleceğini garanti altına almak...
Dul kalan her kadının arzu ettiği gibi hayata sağlam tutunabilmek...
Kaderin karşısına çıkardığı Harun'a iyi bir eş olup, onu da mutlu ederek aile olmak...
Zonguldaklı Gönül Akaröz'ün iyi niyetinden hiç şüphem yok...
Ancak, kanımca genç kadın bazı konularda çok tez canlı davranmış...
O evin önce gelini, zamanla da kızı olacağı gerçeğini aklından çıkarmadan, daha görgülü ve olgun davranabilir, arzu ettiği maddi imkânlara sahip olmayı bekleyebilirdi.
İlk günden altınların, evin, arabanın peşine düşmesi hiç kimsenin arzu etmediği sonucu doğurdu.
XXXXXXXX
Kıssadan hisse:
Bu olayda ne Safiye, ne Faik ne de bahtsız Gönül hatalıdır...
Safiye, yavrusunun mürüvvetini görmek istemesinden daha doğal bir şey olamaz...
Gönül'ün de karşısına çıkan fırsatı kaçırmak istememesi çok normal...
Ama ne demiş atalarımız:
Davul bile dengi dengine çalar...
Öyle değil mi değerli okurlar?
Ne umarken, ne buldu...
Oysa nasıl da sevinçliydi iki hafta öncesine kadar...
"Umrede ettiğim dualar kabul oldu, oğluma bir hanım buldum sonunda" derken ağzı kulaklarına varıyordu.
Ama olmadı, mutluluğu yarım kaldı.
O da oğlu Harun da büyük şok yaşadı.
Hele Harun...
Zavallı hasta çocuk...
Hayatının en büyük sevincini yaşarken, kendisine bir eş, hayat arkadaşı bulduğu sanırken, bir anda tek başına kalıverdi...
Psikolojisi yıkıldı, hastalığıyla mücadele gücünü kaybetti.
11 yıl süren tedaviler sonunda, yamacına çıktığı uçurumlara tekrar yuvarlandı...
XXXXXXXX
Safiye Soyman'ı da Faik Öztürk'ü de yıllardır tanırım...
İkisinin de karakteri birbirine çok benzer...
İçleri dışları birdir...
Ne düşünüyorlarsa, insanın yüzüne anında söylerler.
Yalanları, dümenleri yoktur.
Ekranda nasıl görüyorsanız, öyle insanlardır...
Hele bir garibanın hakkını yemeyi düşüneceklerini asla sanmıyorum.
Aksine, yardımı, iyilik yapmayı seven, Allah korkusu olan insanlardır.
Bir yanda Safiye-Faik, diğer yanda MS hastası Harun...
Öbür yanda eşinden boşanmış, yeni bir umut kapısı arayan vatandaş Gönül Hanım...
Tüm amacı, kızının ve kendisinin geleceğini garanti altına almak...
Dul kalan her kadının arzu ettiği gibi hayata sağlam tutunabilmek...
Kaderin karşısına çıkardığı Harun'a iyi bir eş olup, onu da mutlu ederek aile olmak...
Zonguldaklı Gönül Akaröz'ün iyi niyetinden hiç şüphem yok...
Ancak, kanımca genç kadın bazı konularda çok tez canlı davranmış...
O evin önce gelini, zamanla da kızı olacağı gerçeğini aklından çıkarmadan, daha görgülü ve olgun davranabilir, arzu ettiği maddi imkânlara sahip olmayı bekleyebilirdi.
İlk günden altınların, evin, arabanın peşine düşmesi hiç kimsenin arzu etmediği sonucu doğurdu.
XXXXXXXX
Kıssadan hisse:
Bu olayda ne Safiye, ne Faik ne de bahtsız Gönül hatalıdır...
Safiye, yavrusunun mürüvvetini görmek istemesinden daha doğal bir şey olamaz...
Gönül'ün de karşısına çıkan fırsatı kaçırmak istememesi çok normal...
Ama ne demiş atalarımız:
Davul bile dengi dengine çalar...
Öyle değil mi değerli okurlar?
Haber Kaynağım :
Bilal ÖZCAN Makalesidir.
http://www.bugun.com.tr/