Üç noktaların en kırmızılı üç noktalısı …


Sanki, Binbirgece Masallarında anlatılan düş ülkelerinin prensesleri gibi. Aynanın karşısına geçmiş, bilmem kaç bininci kez taradığı saçlarını yeniden tarıyor. Onları okşuyor ve narin elleriyle yeniden yeniden güzelleştiriyor olmalı.

Dul kaldığında daha güzelliğinin baharında, yani 25 yaşında. Bir daha da evliliğin yanına uğramaz zaten, ta ki 70 yaşında mezarlıkla evlenene kadar. Adı Esma, soyadı Sultan. Kardeşide Osmanlının gelmiş geçmiş en yenilikçi padişahı 2.Mahmut’tur.


Esma Sultan’ın bu güzelliğine bakıp bu kadın romantizimden başka birşeyden anlamaz demeyin sakın. Siyasetin tam göbeğinde çünkü. Tarih bu güzel kadını, nerdeyse Osmanlıya padişah olacak tek kadın olarak yazmış.

Yeniçeriler 2.Mahmut’u öldürmek için saraya saldırdıklarında, saray muhafızları “durun“ der yeniçerilere “ne yapıyorsunuz“. “Padişahımız 2.Mahmut’un erkek kardeşi yok ki, yerine kimi padişh yapacaksınız.” Yeniçeriler hep bir ağızdan bağırırlar“ Bizde Esma Sultanu padişah yaparuk.”

Hatta 2. Mahmut birara ablası Esma Sultan’a derki: “Abla ya sen erkek olsaydın ben senle ne yapardım.”
.
Cevabı basit aslında, öldürtürdü, çünkü 2.Mahmut kardeşi 4. Mustafa’yı öldürtmüştü. onun için tek kalmıştı zaten,ortada kardeş bırakmamıştı.

Esma Sultan özel hayatıylada epeyce konuşulan bir sultan. Malumunuz 45 yıl bekar hayatı yaşayan bir sultan. Bu 45 yılı tek başına geçirecek değil ya. Koca bir üç nokta. Hem de üç noktaların en kırmızılı üç noktalarından.

Bir muhafazakar yazar Esma Sultan’ı anlatırken,şu cümleyi kullanır. “Ahlak bakımından bazı zaafları olan…” Siz o “bazı” yı rahatlıkla “çok” olarak okuyabilirsiniz.

Esma sultanın bir de sarayı vardır,Çemberlitaş’ta. Esma Sultan sarayı derler. Haliyle sarayın bir de bahçesi vardır. Esma Sultan’ın ve cariyelerin sıklıkla dolandığı güzel bir bahçesi.

Bahçenin sahibi Esma Sultan gibi bekar bir sultan olunca, kimbilir o bahçenin o güzelim toprakları ne tür eğlencelere tanıklık etmiştir, epeyce düşünmek gerekir.

1839′da 2. Mahmut ölünce, Esma Sultan kardeşini sarayının işte bu bahçesine gömdürür. Daha sonrada padişahın eşi,kızkardeşleri,kızları ve kendisi gömülür. Zamanla da padişah Abdülaziz, 2.Abdülhamit o zamanın sonraki zamanlarında da kaptanı deryalar, gazeteciler, sadrazamlar, paşalar, daha sayayım mı şehzadeler, yazarlar, çizerler, bakanlar, katipler, hattatlar, doktorlar, belediye başkanları…

Haliyle bahçe bahçe olmaktan çıkar bir mezarlığa dönüşür. Bir nevi Osmanlının en kudretli devlet adamlarının, okuyanlarının, entellektüellerinin mezarlığına.

Tarih işte, ne zaman ne yazacağı belli olmuyor, Esma Sultan gibi bir bekar sultanla , böyle bir mezarlığı yanyana yazabiliyor.

Haber Kaynağım :
http://www.hayalleme.com/