Ben 32 yaşındayım. Çok titiz, zor beğenen, önem verdiğim şeyleri görmezlikten gelemeyen birisiyim. Üniversite mezunuyum. Evlenmek istediğim bayanda aradığım özellikler imani değerler, ahlak, sohbetlere ve hizmetime zorluk çıkarmaması, güzellik, zeka ve sosyallik...
Bunların tamamını bulmak çok zor, zaten böyle birine ben layık değilim ama yine de bu konuları aşamıyorum. Bu kriterlerin birini bile bulamasam tam olarak içime sinmiyor. Şu anda nişanlıyım, bu ikinci nişanlılığım. Nişanlımın pek zeki olmadığını fark ettim. Espri yapıyorum, karşılığını alamıyorum. Görmezden gelip evliliğe adım atmalı mıyım?
Karakteri düzgün, uyumlu birisine benziyor, hizmetim konusunda da problem çıkarmıyor, ilk nişanlımdan daha güzel ve sosyal sayılabilir. Fakat "gerekli sevgi ve saygıyı duyamazsam" diye kendimden endişe ediyorum. Allah korusun, gözüm dışarıda kalır mı?
Şu an manevi hayatım iyi değil günaha açığım ve evlenmek istiyorum. Ne yapmam gerektiğini tam olarak bilemiyorum. Yardımınızı rica ederim.
(Rumuz: Sinan)
----------------------------------------------------------------------
Cevaben : İnanç ve ahlak konusunda titiz olmanız önemli. Hizmetinize karşı çıkmasını istememeniz de güzel. Bu konularda titiz olmanız zaten gerekli. Ama aynı adayda güzellik, zekâ ve sosyal yön gibi özellikler beklemeniz her zaman mümkün olmaz. Bu hususu siz de dile getiriyorsunuz. Fakat bunlardan biri olmayınca içiniz rahat olmuyor.
Asıl problem burada yatıyor. Bu konuyu aşmanız gerekli. Titizlik haliniz takıntıya dönüşmüş, dini ifadesiyle "vesvese" olmuş. Vesvesenin bir dış müdahale, bir "şeytan dürtüsü" olduğunu biliyorsunuz. Sizi tereddüt içine atan, sağlıklı karar vermenize engel olan, geleceğinizi karartan bu durumdan kurtulmanız lazım.
Nişanlınız düzgün karakterli, uyumlu, hizmetiniz konusunda problem çıkarmıyor, güzelliği yerinde ve sosyal yönü de tatminkâr ise bir insandan daha ne beklenebilir?
Zekâ durumunu, espri kavrayışını yeterli görmüyorsanız, bunlar evliliğin kendi seyri içinde aşılır. Bu tür şeyler biraz da insanın aile yapısı, sosyal çevresi ve yaşantısıyla ilgilidir. Bu noktaları aile bütünlüğü içinde geliştirirsiniz, birbirinizi daha yakından tanıdıkça mesafe alırsınız.
Yaşınız 30'u aşmış, "günahlara açık" bir konumdasınız, manevi yönden de yetersiz bir durumda olduğunuzu belirtiyorsunuz. "Gerekli sevgiyi, saygıyı duyamazsam" şeklindeki endişelerinizi üzerinizden atın, nişanlınıza ilgi, alaka ve yakınlığınızı arttırın, tevekkül ederek yolunuza devam edin. Bir an önce düğün hazırlıklarına girin, İnşallah hayırlı olur.
---------------------------------------------------------------------------
Birbirimize seviyoruz ama ailesi istemiyor. Lütfen bana yol gösterin.
26 yaşındayım. Aile zoruyla evlendim. 8 yıl sürdü. Çocuğumuz olmadı. Problem benden kaynaklanmıyordu. 9 ay önce boşandım. 3 ay önce de eşini kaybetmiş olan biriyle tanıştım. Niyetimiz evlenmek ama ailesi dul olduğum için kabul etmiyor. Ayrılamıyoruz da. İçim çok yanıyor.
Şu anda benim dul olmam, çocuğumun olmaması, onun ailesinin reddetmesi için bir sebep. Ben ne yapayım?
(Rumuz: Kübra)
----------------------------------------------------------------------
Cevaben : O kişiyle kararınızı birlikte verirsiniz. O sizi kabul ediyorsa, ayrılmak istemiyorsa, ailesini bir şekilde ikna eder, düğününüzü yaparsınız. Ailesi, çocuğunuzun olmamasını bahane göstererek karşı çıkıyorsa durumu açıklarsınız. İtirazlarını ortadan kaldırırsınız.
Fakat aile kabul etmemekte direniyor, sorunlar çıkarıyor, hiçbir şekilde yanaşmıyorsa bir süre bekleyin, aceleye getirmeyin. Sizi tanımalarına fırsat verin. Gelişmelere göre hareket edin. Çünkü evlilikler sorunlu başlarsa o şekilde devam ediyor, ileride başınız ağrır, huzursuzluklar çıkar, rahat edemezsiniz. Düzelmeye kalksanız da, arzu edilen beraberlik gerçekleşmiyor.
Çünkü sadece ikinizin anlaşması kâfi gelmiyor, birbirinize bağlılığınız yetmiyor, o kişinin ve kendi çevrenizin desteğini de almanız önem taşıyor. Zaten sorunlu bir evlilik yaşamışsınız, bari bu ikinci evliliğe sorunsuz başlayın.
Haber Kaynağım :
Mehmet PAKSU un Bugün gazetesindeki makalesidir.
mpaksu@bugun.com.tr
http://www.bugun.com.tr/
Bunların tamamını bulmak çok zor, zaten böyle birine ben layık değilim ama yine de bu konuları aşamıyorum. Bu kriterlerin birini bile bulamasam tam olarak içime sinmiyor. Şu anda nişanlıyım, bu ikinci nişanlılığım. Nişanlımın pek zeki olmadığını fark ettim. Espri yapıyorum, karşılığını alamıyorum. Görmezden gelip evliliğe adım atmalı mıyım?
Karakteri düzgün, uyumlu birisine benziyor, hizmetim konusunda da problem çıkarmıyor, ilk nişanlımdan daha güzel ve sosyal sayılabilir. Fakat "gerekli sevgi ve saygıyı duyamazsam" diye kendimden endişe ediyorum. Allah korusun, gözüm dışarıda kalır mı?
Şu an manevi hayatım iyi değil günaha açığım ve evlenmek istiyorum. Ne yapmam gerektiğini tam olarak bilemiyorum. Yardımınızı rica ederim.
(Rumuz: Sinan)
----------------------------------------------------------------------
Cevaben : İnanç ve ahlak konusunda titiz olmanız önemli. Hizmetinize karşı çıkmasını istememeniz de güzel. Bu konularda titiz olmanız zaten gerekli. Ama aynı adayda güzellik, zekâ ve sosyal yön gibi özellikler beklemeniz her zaman mümkün olmaz. Bu hususu siz de dile getiriyorsunuz. Fakat bunlardan biri olmayınca içiniz rahat olmuyor.
Asıl problem burada yatıyor. Bu konuyu aşmanız gerekli. Titizlik haliniz takıntıya dönüşmüş, dini ifadesiyle "vesvese" olmuş. Vesvesenin bir dış müdahale, bir "şeytan dürtüsü" olduğunu biliyorsunuz. Sizi tereddüt içine atan, sağlıklı karar vermenize engel olan, geleceğinizi karartan bu durumdan kurtulmanız lazım.
Nişanlınız düzgün karakterli, uyumlu, hizmetiniz konusunda problem çıkarmıyor, güzelliği yerinde ve sosyal yönü de tatminkâr ise bir insandan daha ne beklenebilir?
Zekâ durumunu, espri kavrayışını yeterli görmüyorsanız, bunlar evliliğin kendi seyri içinde aşılır. Bu tür şeyler biraz da insanın aile yapısı, sosyal çevresi ve yaşantısıyla ilgilidir. Bu noktaları aile bütünlüğü içinde geliştirirsiniz, birbirinizi daha yakından tanıdıkça mesafe alırsınız.
Yaşınız 30'u aşmış, "günahlara açık" bir konumdasınız, manevi yönden de yetersiz bir durumda olduğunuzu belirtiyorsunuz. "Gerekli sevgiyi, saygıyı duyamazsam" şeklindeki endişelerinizi üzerinizden atın, nişanlınıza ilgi, alaka ve yakınlığınızı arttırın, tevekkül ederek yolunuza devam edin. Bir an önce düğün hazırlıklarına girin, İnşallah hayırlı olur.
---------------------------------------------------------------------------
Birbirimize seviyoruz ama ailesi istemiyor. Lütfen bana yol gösterin.
26 yaşındayım. Aile zoruyla evlendim. 8 yıl sürdü. Çocuğumuz olmadı. Problem benden kaynaklanmıyordu. 9 ay önce boşandım. 3 ay önce de eşini kaybetmiş olan biriyle tanıştım. Niyetimiz evlenmek ama ailesi dul olduğum için kabul etmiyor. Ayrılamıyoruz da. İçim çok yanıyor.
Şu anda benim dul olmam, çocuğumun olmaması, onun ailesinin reddetmesi için bir sebep. Ben ne yapayım?
(Rumuz: Kübra)
----------------------------------------------------------------------
Cevaben : O kişiyle kararınızı birlikte verirsiniz. O sizi kabul ediyorsa, ayrılmak istemiyorsa, ailesini bir şekilde ikna eder, düğününüzü yaparsınız. Ailesi, çocuğunuzun olmamasını bahane göstererek karşı çıkıyorsa durumu açıklarsınız. İtirazlarını ortadan kaldırırsınız.
Fakat aile kabul etmemekte direniyor, sorunlar çıkarıyor, hiçbir şekilde yanaşmıyorsa bir süre bekleyin, aceleye getirmeyin. Sizi tanımalarına fırsat verin. Gelişmelere göre hareket edin. Çünkü evlilikler sorunlu başlarsa o şekilde devam ediyor, ileride başınız ağrır, huzursuzluklar çıkar, rahat edemezsiniz. Düzelmeye kalksanız da, arzu edilen beraberlik gerçekleşmiyor.
Çünkü sadece ikinizin anlaşması kâfi gelmiyor, birbirinize bağlılığınız yetmiyor, o kişinin ve kendi çevrenizin desteğini de almanız önem taşıyor. Zaten sorunlu bir evlilik yaşamışsınız, bari bu ikinci evliliğe sorunsuz başlayın.
Haber Kaynağım :
Mehmet PAKSU un Bugün gazetesindeki makalesidir.
mpaksu@bugun.com.tr
http://www.bugun.com.tr/