Bir zamanlar, bir köyde çok çalışkan bir dul kadın yaşardı. Kadınsabahları süt satar, öğleden sonraları zengin bir evde hizmetçi olarak çalışır, akşamları da kadınlar hamamında kadınların sırtını keselerdi.
Aynı köyde bir de çok tembel bir adam yaşardı. Bütün gün caminin bahçesinde yan gelip yatmaktan başka bir iş yapmazdı. Bir gün, komşularından birisi adama:
-“Neden evlenip bu tembel hayattan vazgeçmiyorsun?” diye sordu.
.
-“Tanıdığım dul bir kadın var. Kadın öyle çalışkan ki, evlenirsen evinizi tek başına rahat rahat geçin.
Tembel adam dul kadınla evlenmeye razı oldu ve kadına haber yollandı. Kadın da bu teklifi kabul edince sade bir dügünle evlendiler.
Adam şimdi tembelliğni evin içinde yaşıyor, bütün gün odalardan birisinde sırtüstü yatıp duruyordu. Kadın kendi evinin işlerini yaptığı gibi, hem sabah, hem öğleden sonra, hem de akşamları çalışıp yoruluyordu.
Durumdan rahatsız olan akıllı kadın bir sabah kocasına şöyle dedi:
-“Kocacığım, sen çok güçlü kuvvetli bir adamsın. Bütün gün bu evde oturmak mutlaka canını sıkıyordur. Neden benim süt kovalanndan birkaçını alıp civardaki evlere götürüp satmıyorsun. Böylece, benden başka birkaç insanın yüzünü de görmüş olursun.”
Adamın sadece bedeni değil, aklı da tembelleştiğinden bu teklif üzerine kafasını fazla yormadı. Ama yine de denemeye karar verdi. Süt güğümlerini alıp en yakındaki evlere gitti, oradaki arkadaşlarıyla sohbet etti. Sütleri de sattıktan sonra eve dönüp her zamanki gibi yatağına uzandı. Ertesi gün, karısı adama şöyle dedi:
-“Bak bugün daha neşeli görünüyorsun ve dün çok iyi bir iş başardın. Bugün sütü yolun üzerindeki fazladan iki eve daha götürür müsün?”
Adam sadece bu kadarını yapabileceğini söyleyerek razı oldu. Elbette, süt dağıtırken sohbet için de zaman geçirdi ve tembellik yatağına biraz daha geç girdi. Böylece, her sabah bir iki ev daha fazladan gezmeye başladı. Nihayet, bütün evlere sütü o dağıtır hale geldi!
Sabahları yatağına artık giremez olmuştu; Karısı da, artık bu süt dağıtma işinden kurtulmuştı. Birkaç gün sonra, karısı kocasına bütün sevimliliğiyle şöyle dedi:
-“Kocacığım, süt dağıtma işini o kadar iyi yapıyor ve hayatından o kadar memnun görünüyorsun ki, belki öğleden sonraları caminin bahçesini süpürme işinden de hoşlanabilirsin. İbriğini taşıyıp abdest almasına yardım edersen, hoca bu hizmetin karşılığında sana birkaç kuruş bile verebilir.”
Tembelliğinden hala tam vazgeçmemiş olan koca bu fikri duyunca biraz homurdandı, ama bu işi birkaç defa denedi. Tamamen alışınca artık caminin bahçesini süpürmek ve hocanın ibriğini taşımak ona ağır gelmemeye başladı.Birkaç gün sonra karısı bu defa ona şu teklifte bulundu:
-“Bak, görüyorsun ki çalışmak hiç de o kadar kötü değil. Yaptığın işleri çok iyi beceriyorsun ve para kazanıyorsun. Biliyorsun ki, ben akşamları hamama gidip kadınların sırtını keseliyorum. Belki de sen de erkek hamamına gidip erkeklerin sırtını keseleyebilirsin.”
Bu fikri ilginç bulan adam, önce bu işi denemek için bir-iki defa hamama gitti. Ama işten hoşlanınca her akşam hamama gidip çalışır oldu. Bu hizmetine karşılık insanlar da ona bahşiş veriyorlardı. Bütün bunlar yaşanırken, diğer köylüler adamdaki müthiş değişime hayret ediyorlardı.
Adam öyle çalışkan birisi olup çıkmıştı ki, gece gündüz çalışıyordu. Üstelik, bir zamanlar herkesten daha çalışkan olan karısı şimdi çoğu yaktini evinde geçiriyordu!
Birkaç köylü yolda ona rastlayıp duyduklarının doğru olup olmadığını sorunca adam:
-“Evet, doğru. Artık çok çalışıyorum” diye cevap verdi.
Bunun üzerine köylülerden birisi:
-“Bu kadını boşasan bence iyi yaparsın. Seni gece gündüz çalıştırıyor. 0 olmasa daha rahat bir hayatın olurdu” diye atıldı.
-“Haklısın” dedi adam. “Belki onu boşamalıyım. Ama o kadar yoğunum ki, mahkemede harcayacak hiç zamanım yok!”
Haber Kaynağım :
http://dinkulturum.blogspot.com
Aynı köyde bir de çok tembel bir adam yaşardı. Bütün gün caminin bahçesinde yan gelip yatmaktan başka bir iş yapmazdı. Bir gün, komşularından birisi adama:
-“Neden evlenip bu tembel hayattan vazgeçmiyorsun?” diye sordu.
.
-“Tanıdığım dul bir kadın var. Kadın öyle çalışkan ki, evlenirsen evinizi tek başına rahat rahat geçin.
Tembel adam dul kadınla evlenmeye razı oldu ve kadına haber yollandı. Kadın da bu teklifi kabul edince sade bir dügünle evlendiler.
Adam şimdi tembelliğni evin içinde yaşıyor, bütün gün odalardan birisinde sırtüstü yatıp duruyordu. Kadın kendi evinin işlerini yaptığı gibi, hem sabah, hem öğleden sonra, hem de akşamları çalışıp yoruluyordu.
Durumdan rahatsız olan akıllı kadın bir sabah kocasına şöyle dedi:
-“Kocacığım, sen çok güçlü kuvvetli bir adamsın. Bütün gün bu evde oturmak mutlaka canını sıkıyordur. Neden benim süt kovalanndan birkaçını alıp civardaki evlere götürüp satmıyorsun. Böylece, benden başka birkaç insanın yüzünü de görmüş olursun.”
Adamın sadece bedeni değil, aklı da tembelleştiğinden bu teklif üzerine kafasını fazla yormadı. Ama yine de denemeye karar verdi. Süt güğümlerini alıp en yakındaki evlere gitti, oradaki arkadaşlarıyla sohbet etti. Sütleri de sattıktan sonra eve dönüp her zamanki gibi yatağına uzandı. Ertesi gün, karısı adama şöyle dedi:
-“Bak bugün daha neşeli görünüyorsun ve dün çok iyi bir iş başardın. Bugün sütü yolun üzerindeki fazladan iki eve daha götürür müsün?”
Adam sadece bu kadarını yapabileceğini söyleyerek razı oldu. Elbette, süt dağıtırken sohbet için de zaman geçirdi ve tembellik yatağına biraz daha geç girdi. Böylece, her sabah bir iki ev daha fazladan gezmeye başladı. Nihayet, bütün evlere sütü o dağıtır hale geldi!
Sabahları yatağına artık giremez olmuştu; Karısı da, artık bu süt dağıtma işinden kurtulmuştı. Birkaç gün sonra, karısı kocasına bütün sevimliliğiyle şöyle dedi:
-“Kocacığım, süt dağıtma işini o kadar iyi yapıyor ve hayatından o kadar memnun görünüyorsun ki, belki öğleden sonraları caminin bahçesini süpürme işinden de hoşlanabilirsin. İbriğini taşıyıp abdest almasına yardım edersen, hoca bu hizmetin karşılığında sana birkaç kuruş bile verebilir.”
Tembelliğinden hala tam vazgeçmemiş olan koca bu fikri duyunca biraz homurdandı, ama bu işi birkaç defa denedi. Tamamen alışınca artık caminin bahçesini süpürmek ve hocanın ibriğini taşımak ona ağır gelmemeye başladı.Birkaç gün sonra karısı bu defa ona şu teklifte bulundu:
-“Bak, görüyorsun ki çalışmak hiç de o kadar kötü değil. Yaptığın işleri çok iyi beceriyorsun ve para kazanıyorsun. Biliyorsun ki, ben akşamları hamama gidip kadınların sırtını keseliyorum. Belki de sen de erkek hamamına gidip erkeklerin sırtını keseleyebilirsin.”
Bu fikri ilginç bulan adam, önce bu işi denemek için bir-iki defa hamama gitti. Ama işten hoşlanınca her akşam hamama gidip çalışır oldu. Bu hizmetine karşılık insanlar da ona bahşiş veriyorlardı. Bütün bunlar yaşanırken, diğer köylüler adamdaki müthiş değişime hayret ediyorlardı.
Adam öyle çalışkan birisi olup çıkmıştı ki, gece gündüz çalışıyordu. Üstelik, bir zamanlar herkesten daha çalışkan olan karısı şimdi çoğu yaktini evinde geçiriyordu!
Birkaç köylü yolda ona rastlayıp duyduklarının doğru olup olmadığını sorunca adam:
-“Evet, doğru. Artık çok çalışıyorum” diye cevap verdi.
Bunun üzerine köylülerden birisi:
-“Bu kadını boşasan bence iyi yaparsın. Seni gece gündüz çalıştırıyor. 0 olmasa daha rahat bir hayatın olurdu” diye atıldı.
-“Haklısın” dedi adam. “Belki onu boşamalıyım. Ama o kadar yoğunum ki, mahkemede harcayacak hiç zamanım yok!”
Haber Kaynağım :
http://dinkulturum.blogspot.com