"TERÖR bitecek, analar ağlamayacak" derken yeniden başa döndük!
.
Ülke gündeminin birinci sırasına yine "terör" oturdu. Türkiye her gün şehit ve gazilerine ağlıyor. Anne ve babaların ferytları ise yürek dağlıyor.
Eşlerinin bayrağa sarılı tabutlarına son kez dokunmaya çalışan dul kadınların ve ne olup bittiğini anlayamayan küçücük çocukların babalarının ardından döktüğü göz yaşlarları beyinlerimize mıh gibi çakılıyor. Ve artık hemen her gün bu manzarayı izleyen millet adeta burnundan soluyor.
*
İÇİ bir türlü doldurulamayan açılım safsatasının ülkemizi terörle mücadelede getirdiği nokta ortada.
PKK taşeronları, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve milletimize karşı her türlü tehdit ve hakareti alenen seslendirirken, sanki görünmez bir dokunulmazlık zırhı onları koruyor.
Tek görevleri, PKK'nın taşeronluğunu yapmak olan sivil toplum örgütleri hâlâ itibar gören, desteklenen örgütler olarak faaliyetlerini milletimizin gözlerinin içine bakarak, pervasızca sürdürüyor.
Yaşananlar karşısında milli hassasiyet gösterenlere "kandan beslenenler" yaftası yapıştırılırken, milli tepki ve direnç bitirilme noktasına taşınıyor.
TERÖRLE mücadele bilgi gerektirir...
Vizyon ve basiret gerektirir...
Cesaret ve ülkenin iç dinamiklerine güven gerektirir...
Hepsinden öte, tarih bilgisi gerektirir...
Terör azıyor; çünkü, terörü müttefiklerimiz destekliyor, besliyor ve bize karşı koz olarak kullanıyor.
Terör örgütü sadece lojistik destek değil, aynı zamanda strateji konusunda da müttefiklerimizden yardım görüyor. Görülmektedir ki, emperyalizm ile kol kola girdiğimiz sürece ülkemiz hep felakete sürüklenir!
*
HANİ dilimde tüy bitti derler ya,
Yıllardır ben de yazıyor ve söylüyorum.
Dedim ki:
Bu ülkede kan dökmeye devam eden bütün terör örgütleri ve yasa dışı güçler yabancı servislerin taşeronlarıdır.
Dedim ki:
Başta PKK olmak üzere silah ve şiddeti seçen örgütler emperyalizmin ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştirmek amacına hizmet etmektedir.
Ve dedim ki:
Terörün başı ve komuta merkezi Kandil Dağı'nda değil, emperyalist senaryoların çizildiği kanlı saraydadır. Bu böyle anlaşılmadıkça ve buna göre önlemler alınmadıkça terörün kökü kazınmaz.
Kanlı örgüt PKK'nın bölücülük eylemleri durdurulup, terörün beli kırılmadan yapılan sözde açılımlar şiddetin gölgesinde kalmaya ve terör ile yapılan pazarlığın parçası olmaya devam edecektir...
Türk milletinin birliğine ve huzuruna yönelmiş olan ‘terörle mücadele, siyasal hesapların üstünde tutulması gereken milli bir görevdir. Bu konuda iktidar mutlaka muhalefetle iş birliği yapmalıdır...'
Kimse ciddiye alınmadı.
Ama bugün gelinen noktada, acı gerçek herkes tarafından anlaşılmaya başlandı.
*
GÖRÜLMEKTEDİR ki, emperyalizm ile kol kola girdiğimiz sürece ülkemiz hep felakete sürüklenecek!
Şehirlere kadar inip askerimizi ve polislerimizi şehit eden, karakol baskınları ile Mehmetçiklere kurşun yağdıran hainlerin böylesine cesaretlenmesinin altında yatan gerçekleri iyi görmek ve iyi okumak gerekir.
PKK'nın iki gün önce Osmaniye'de yaptığı kanlı saldırıda yaşamını yitiren teğmen eşi Pınar Akdağ'ın ölümünün ardından TSK'nın yaptığı "Terör örgütü eski kirli günlerine yeniden dönmüştür" sözünün altını iyi çizmek, anlamını iyi algılamak gerekmektedir.
Ve iktidar edenler de oturup "Nerede yanlış yaptık?" sorusunun cevabını bulmalıdır.
Haber Kaynağım :
Gazeteci ve Yazar METİN ÖZKAN-TERCÜMAN Gazetesi Makalesidir.
http://www.etikhaber.comÜlke gündeminin birinci sırasına yine "terör" oturdu. Türkiye her gün şehit ve gazilerine ağlıyor. Anne ve babaların ferytları ise yürek dağlıyor.
Eşlerinin bayrağa sarılı tabutlarına son kez dokunmaya çalışan dul kadınların ve ne olup bittiğini anlayamayan küçücük çocukların babalarının ardından döktüğü göz yaşlarları beyinlerimize mıh gibi çakılıyor. Ve artık hemen her gün bu manzarayı izleyen millet adeta burnundan soluyor.
*
İÇİ bir türlü doldurulamayan açılım safsatasının ülkemizi terörle mücadelede getirdiği nokta ortada.
PKK taşeronları, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve milletimize karşı her türlü tehdit ve hakareti alenen seslendirirken, sanki görünmez bir dokunulmazlık zırhı onları koruyor.
Tek görevleri, PKK'nın taşeronluğunu yapmak olan sivil toplum örgütleri hâlâ itibar gören, desteklenen örgütler olarak faaliyetlerini milletimizin gözlerinin içine bakarak, pervasızca sürdürüyor.
Yaşananlar karşısında milli hassasiyet gösterenlere "kandan beslenenler" yaftası yapıştırılırken, milli tepki ve direnç bitirilme noktasına taşınıyor.
TERÖRLE mücadele bilgi gerektirir...
Vizyon ve basiret gerektirir...
Cesaret ve ülkenin iç dinamiklerine güven gerektirir...
Hepsinden öte, tarih bilgisi gerektirir...
Terör azıyor; çünkü, terörü müttefiklerimiz destekliyor, besliyor ve bize karşı koz olarak kullanıyor.
Terör örgütü sadece lojistik destek değil, aynı zamanda strateji konusunda da müttefiklerimizden yardım görüyor. Görülmektedir ki, emperyalizm ile kol kola girdiğimiz sürece ülkemiz hep felakete sürüklenir!
*
HANİ dilimde tüy bitti derler ya,
Yıllardır ben de yazıyor ve söylüyorum.
Dedim ki:
Bu ülkede kan dökmeye devam eden bütün terör örgütleri ve yasa dışı güçler yabancı servislerin taşeronlarıdır.
Dedim ki:
Başta PKK olmak üzere silah ve şiddeti seçen örgütler emperyalizmin ülkemiz üzerindeki emellerini gerçekleştirmek amacına hizmet etmektedir.
Ve dedim ki:
Terörün başı ve komuta merkezi Kandil Dağı'nda değil, emperyalist senaryoların çizildiği kanlı saraydadır. Bu böyle anlaşılmadıkça ve buna göre önlemler alınmadıkça terörün kökü kazınmaz.
Kanlı örgüt PKK'nın bölücülük eylemleri durdurulup, terörün beli kırılmadan yapılan sözde açılımlar şiddetin gölgesinde kalmaya ve terör ile yapılan pazarlığın parçası olmaya devam edecektir...
Türk milletinin birliğine ve huzuruna yönelmiş olan ‘terörle mücadele, siyasal hesapların üstünde tutulması gereken milli bir görevdir. Bu konuda iktidar mutlaka muhalefetle iş birliği yapmalıdır...'
Kimse ciddiye alınmadı.
Ama bugün gelinen noktada, acı gerçek herkes tarafından anlaşılmaya başlandı.
*
GÖRÜLMEKTEDİR ki, emperyalizm ile kol kola girdiğimiz sürece ülkemiz hep felakete sürüklenecek!
Şehirlere kadar inip askerimizi ve polislerimizi şehit eden, karakol baskınları ile Mehmetçiklere kurşun yağdıran hainlerin böylesine cesaretlenmesinin altında yatan gerçekleri iyi görmek ve iyi okumak gerekir.
PKK'nın iki gün önce Osmaniye'de yaptığı kanlı saldırıda yaşamını yitiren teğmen eşi Pınar Akdağ'ın ölümünün ardından TSK'nın yaptığı "Terör örgütü eski kirli günlerine yeniden dönmüştür" sözünün altını iyi çizmek, anlamını iyi algılamak gerekmektedir.
Ve iktidar edenler de oturup "Nerede yanlış yaptık?" sorusunun cevabını bulmalıdır.
Haber Kaynağım :
Gazeteci ve Yazar METİN ÖZKAN-TERCÜMAN Gazetesi Makalesidir.