Bizler yetimin hakkını yedirmeyeceğiz.

HA! HA! HA! HA!
Kerim Korkut sadece suçlamaya dayanan bu tür yazılar yazılmasına karşı. Mecbur kalarak yazdığım için milletimden özür diliyorum. Sevgili halkım! Şu anda iktidardaki partinin yedi yılda ülkemizdeki adalet sorunlarının onda birini olsun çözdüğünü kabul ediyorsan, ben alçağın biriyim ve sen bu yazıyı okuma, tükür, yırt ve çöpe at.

Sen haklıysan yani AKP adalet konusunda (bazı suçlarda cezaların ağırlaştırılması konusu hariç) bir ciddi çalışma içinde olduysaböyle. Peki ya ben haklıysam… Bu insanlar “Adalet” misyonuyla karşınıza çıkıyorlar.%47 oyunuzu alıyorlar. Hâkimin altındaki eski koltuğu bile değiştiremiyorlar.

Sizleri, bizleri kandırıp salak yerine koyuyorlar. Bu yazıyı yazmadan hemen önce bir olay cereyan etti. Baldızım konfeksiyonda çalıştı. Sonra çıktı. Hakettiği paranın bir kısmını aldı. Kalan 210 lirayı adam vermemiş. Yarın gel vereyim, öbür gün gel diye atlatıyormuş. Baldızım 20 günde belki 10 kere dükkânına gitti.

Adam “vermiyorum işte kim alacaksa gelsin alsın” diyormuş. Karakola bildirdik.”Biz bakmıyoruz; adliyeye gideceksiniz” dediler. Kadın yetim. Üstelik dul. Adliye anasının dininde. Şu kadar yol parası.25 lira dilekçe parası. Üstelik ruhsal durumu da bozuk.

Belki karşılaştığı bu olay yüzünden kendine bir şey yapacak. Türkiye’de insanların yarısı kayıtsız çalışıyor. Belki bu şerefsiz adam “Ben onu tanımıyorum. Yanımda öyle biri çalışmadı” diyecek. Baldızım 210 lirasını icra yoluyla alsa bile mahkemelerde rezil olacak, parasının yarısı masrafa gidecek ve bunu düşünen kadıncağız büyük ihtimalle hakkını almaktan vazgeçecek.

O insanlıktan nasibi olmayan adam, bunu çok iyi biliyor. Karşısında korkup cekineceği bir güç yok. Kendisine hesap soran, yaptığı adiliğe onu pişman edecek bir kanun, bir devlet yok. Kitapta yazsa nolur? İşime yaramayan kanunu ben ne yapayım?

Baldızım gibi yüz binlerce insanımız tıpkı bu şekilde alacaklarını alamıyorlar. Bu alçak düzenden ülkeyi kurtarmak için kendimi parçalıyorum.”Yetimin hakkını yedirtmeyeceğiz” diyerek partinizin adını “Adalet koyarak tam yedi yıldır adalet adına hiçbir şey yapmadan iktidarınızı sürdürüyorsunuz.

Herhangi bir partinin taraftarı değilim. Oy kullanmıyorum. Ne siz ne de diğer partiler beni ilgilendirmiyorsunuz. İktidarda olduğunuz için size söylüyorum. İsteyen bana kızsın. Hiç lafımı çekmem. Halkımız saf. Çok kolay kanıyor. Yaklaşan seçimde halkı yine aldatacaksınız. Ama Allah’ı kandıramazsınız.

Adaleti düzelteceğim diye gelip partinin adını da adalet koyarak ve de insanları kandırıp (AKP’nin %47 oy almasında türban ve patlıcanın pazarda 5 yıldır değişmeyen fiyatı etkili olmakla beraber başlangıçta “adalet” ismi çok etkili olmuştur)adalet konusunda bazı suçlarda cezaların ağırlaştırılması dışında hiçbir şey yapmayarak büyük vebal altına girdiniz.

Biz baldızımın alın teri olan parayı istesek o adamdan alırız. Hem de beynini betona çakarak alırız. Ama biz Türkiye’de hukuk var diyoruz.

210 lira senin için hiç bir şey değildir. Ama yetim üstelik dul, bakanı edeni olmayan bir kadıncağız için çok paradır. Senin adliyelerin, icra dairelerin milyonluk alacak verecek davaları için uygundur. Kazanırsan çektiğin sıkıntıya değer.
Ama ülkemizde insanların zaten çoğu fakirdir. Alacakları verecekleri de böyle küçük paralardır. Türkiye’nin alçakları kanunsuz bir ülkede yaşadıkları için, yüz binlercesi böyle köşeleri tutmuşlar fakir halkı sömürüyorlar. Benim insanlarım 100 lira, 500 lira hatta 1000 lira alacakları için icra dairelerine, adliyelere gidip dava açamazlar.

Bunu bilen çiyanlar çalışan işçinin alacağını vermiyorlar. Sen hangi yetimin hakkından bahsediyorsun? Bir tek kanun mu çıkardın bu konuda? Yedi senedir ne
yaptın? Kaldırım taşı döşedin. Sana gerek yok ki ben de yaparım onu.

Sevgili halkım! İstersen beni ciddiye alma. Yine Tayyip’ine, Baykal’ına koş. Ama lütfen şu yazdığım konuyla ilgili ülkeye getirmek istediğimiz düzeni bir oku lütfen!

Yeniçağda güvenlik sistemi fonksiyonel bir yapıya sahip olup insanların karşılaştıkları olayları takip etmekle de görevlidir.

Güvenlik sistemi olayın miktarı ve hacmi çok yüksekse (1000 lira üzeri) ve de ciddi bir araştırma gerekiyorsa mali konuları yargıya intikal ettirir. Basit mali olayları ve küçük anlaşmazlıkları “gezer yargı” birimiyle birlikte bulunduğu yerde çözer.

Komşu duvarını yıkmış. Ağacını kesmiş. Bir aletini alıp vermemiş. Devlet buna benzer tüm anlaşmazlıkları, insanlara hiçbir külfet çıkarmadan, güvenlik sistemi destekli gezer yargı vasıtasıyla yerinde yani olayın geçtiği yerde vatandaşın evinde çözer.

Ülkenin 5 yıl süreyle çok yönlü yetiştirilmiş üstün özelliklere ve donanıma sahip güvenlik sistemi devlet otoritesini sağlayıp kişilerin kötü hareketlere yönelmeden insan gibi yaşamaları için onlar üzerinde baskı kurar.

Bugün ülkemizde işlenen suçların yarıdan fazlası ciddi bir devlet düzeni olmadığı için meydana gelmektedir. Yeniçağ düzeninde daha hiçbir şey yapmadan sırf etkili güvenlik sisteminin varlığı nedeniyle suç işleme oranı yarı yarıya düşecektir.

Utanarak söylüyorum: Bugün devleti takan yoktur. Vatandaş suç sayılmayacak küçük rahatsız edici olaylara muhatap olduğunda kişi şikâyet etmeyip saklasa bile güvenlik ve yargı olayı ortaya çıkararak yapanı kanun gücüyle sorumlu tutup kişilerin mağduriyetini giderecek.
.
Haber Kaynağım :