Her ikisi de annemin komsulariydilar. Bir kac gun arayla kocalarini kaybetmislerdi. Komsu teyzelerden birine, firsat bulup bassagligi ziyaretine gidebilmistim.
Daha kirki cikmamisti ölümlerin. Caresizlik, aci, üzüntü iciceydi. 'Allaha cok sukur' ekonomik sorunlari yoktu gittigim evin. Rahmetli herseyi dusunmustu, mal-mulk olarak. Fakat kadin, 'elbiselerimi bile o alirdi, simdi ben ne yapacagim, nerden basliyacagim' diye dovunuyordu.
Biri kiz biri erkek evli iki cocogu vardi. Anne cogu malin erkek evladina verilmesini istiyordu. Acik acik soylemese bile gonlunden gecen buydu. Tum hayatini erkegine hizmet ederek ve karsiliginda odulunu alarak gecirmisti. Eger bu durum zaman zaman aksadiysa da sebebi iyi hizmet edememesindendi. Ve simdi oglunu esirgerse, kendisinin de onun tarafindan esirgenecegini dusunuyordu. Kocasi yerine tercih edecegi erkek tabiki damadi degil oglu olacakti.
Kadin kendi mantigi icinde hakliydi da. Bu sistem icinde yetistirilmis kiz evladi annesi kadar caresiz ve tavirsizdi. Guven vermiyordu. O gune kadar ona duyulmayan guveni o da simdi gosteremiyordu ne annesine ne de kendine. Hakkinin onemli bir kismini ucuz bedellere devretmeye hazirdi kardesine. Belki de kocasina karsi erkek kardesiyle iyi gecinmesi ona guven duygusu verecekti. Babanin yerine gececek en uygun aday elbette oydu.
Bu ziyarette esini kaybeden diger komsu da konusuldu. 'O galiba pek uzulmemisti' dendi kocasinin olumune. Cok perisan gorunmuyordu. Hatta dun pazarda da gorulmustu. O her zaman evin alis verisini yapardi ama simdi yakismiyordu. 'Sekerim herkesin acisi, sevgisi bir olmuyordu dogrusu.' Hem o bir memur esiydi. Miras sorunlari bile yoktu!
Seneler, seneler gecti. Miras kavgalari hala bitmedi rahmetlinin cok sevildigi ailede. Kimse birbiriyle gorusmez oldu. Torunlar birbirine arkadaslarindan daha uzak.
Kiz evlat ne anneye, ne kardesine ne de kocaya yarandi. Hakkina sahip olmayi degil, mucadeleden kacmayi secti. Simdilerde kendisine aciyor. Allahin bu mutsuzluklarla onu sinadigini dusunuyor. Sabir diyor ama emeksiz sabrin sonu ruhsal bozukluklar oluyor genelde. Alisilan hapisane kendi elleriyle tekrar oruluyor. Toplum, din, hastalik, nazar ust uste konarak duvarlar yukseliyor.
Erkek evlat da hic beklenilen sekilde davranmadi ailesine. Babanin olumunden sonra zincirden bosanmis gibi yasadi hayatini. Cevresini sasirtmak, hava atmak da yetmemeye basladi artik. Yaslar ilerlerken, hastalik supheleri de sarmaliyordu yasamini.
Diger komsumuz daha huzurlu geciriyor gunlerini. Ailenin herbireyi birbiriyle barisik. Galiba o kocasini az sevdi! Hersey daha az calkantili atlatiliyor. Belki de vaktiyle kari-koca dümeni beraber tuttuklari icin simdi bu kadar hasar yok gemide.
Sevgiler perisanliklarda sergilenmiyor, kalplerde saklaniyor desek?
Daha kirki cikmamisti ölümlerin. Caresizlik, aci, üzüntü iciceydi. 'Allaha cok sukur' ekonomik sorunlari yoktu gittigim evin. Rahmetli herseyi dusunmustu, mal-mulk olarak. Fakat kadin, 'elbiselerimi bile o alirdi, simdi ben ne yapacagim, nerden basliyacagim' diye dovunuyordu.
Biri kiz biri erkek evli iki cocogu vardi. Anne cogu malin erkek evladina verilmesini istiyordu. Acik acik soylemese bile gonlunden gecen buydu. Tum hayatini erkegine hizmet ederek ve karsiliginda odulunu alarak gecirmisti. Eger bu durum zaman zaman aksadiysa da sebebi iyi hizmet edememesindendi. Ve simdi oglunu esirgerse, kendisinin de onun tarafindan esirgenecegini dusunuyordu. Kocasi yerine tercih edecegi erkek tabiki damadi degil oglu olacakti.
Kadin kendi mantigi icinde hakliydi da. Bu sistem icinde yetistirilmis kiz evladi annesi kadar caresiz ve tavirsizdi. Guven vermiyordu. O gune kadar ona duyulmayan guveni o da simdi gosteremiyordu ne annesine ne de kendine. Hakkinin onemli bir kismini ucuz bedellere devretmeye hazirdi kardesine. Belki de kocasina karsi erkek kardesiyle iyi gecinmesi ona guven duygusu verecekti. Babanin yerine gececek en uygun aday elbette oydu.
Bu ziyarette esini kaybeden diger komsu da konusuldu. 'O galiba pek uzulmemisti' dendi kocasinin olumune. Cok perisan gorunmuyordu. Hatta dun pazarda da gorulmustu. O her zaman evin alis verisini yapardi ama simdi yakismiyordu. 'Sekerim herkesin acisi, sevgisi bir olmuyordu dogrusu.' Hem o bir memur esiydi. Miras sorunlari bile yoktu!
Seneler, seneler gecti. Miras kavgalari hala bitmedi rahmetlinin cok sevildigi ailede. Kimse birbiriyle gorusmez oldu. Torunlar birbirine arkadaslarindan daha uzak.
Kiz evlat ne anneye, ne kardesine ne de kocaya yarandi. Hakkina sahip olmayi degil, mucadeleden kacmayi secti. Simdilerde kendisine aciyor. Allahin bu mutsuzluklarla onu sinadigini dusunuyor. Sabir diyor ama emeksiz sabrin sonu ruhsal bozukluklar oluyor genelde. Alisilan hapisane kendi elleriyle tekrar oruluyor. Toplum, din, hastalik, nazar ust uste konarak duvarlar yukseliyor.
Erkek evlat da hic beklenilen sekilde davranmadi ailesine. Babanin olumunden sonra zincirden bosanmis gibi yasadi hayatini. Cevresini sasirtmak, hava atmak da yetmemeye basladi artik. Yaslar ilerlerken, hastalik supheleri de sarmaliyordu yasamini.
Diger komsumuz daha huzurlu geciriyor gunlerini. Ailenin herbireyi birbiriyle barisik. Galiba o kocasini az sevdi! Hersey daha az calkantili atlatiliyor. Belki de vaktiyle kari-koca dümeni beraber tuttuklari icin simdi bu kadar hasar yok gemide.
Sevgiler perisanliklarda sergilenmiyor, kalplerde saklaniyor desek?
Aydan / Mayis 97/Biga
Haber Kaynagım : http://www.turkiye.net/aydan/ikidul.htm