FENERBAHÇELİ OLMAK

FENERBAHÇELİ olmak demek sarı arabanı kırmızı arabanın yanına park etmeyip ceza yemektir. :)

FENERBAHÇELİ olmak demek arabanın deposunda bir damla benzin kalmasa bile yakınındaki shell'den değil en uzağında ki bir opet istasyonundan almaktır. :)

FENERBAHÇELİ olmak sevdiğnin doğum gününü unutupta FENERİN maç saatini ve gününü unutmamaktır. :)

FENERBAHÇELİ olmak demek saatler 19:07 yi gösterdiğinde yüekten gelen bir sesle lacivert sarı diyebilmektir. :)

FENERBAHÇELİ olmak demek takımını ölümüne bir tutkuyla sevmektir. :)

Takımına gönül vermiş arkadaşlarınla stada gittiğinizde her maçta, görebildiğiniz ve stada ayak bastığınıza için şükretmektir. :)

Hafta sonlarınızı FENERBAHÇEYE göre yaşam temponuzu programlamaktır. :)

FENERBAHÇELİ olmak sevgilin ile aran açılıp onun seni terk ettiği gün maça gidip hıçkıra hıçkıra FENERBAHÇEM benim biricik sevgilim söyle senden başka kimim var benim diye bağırmaktır. :)

Odanın perdelerinin bir parçasını sarıya. :) diğer parçasını da lacivert rengine boyamaktır. :)

Ev ararken bile İstanbul boğazın da çok uzaklardan bile olsa Şükrü Şaraçoğlunu görsün diğe umut etmektir. :)

FENERBAHÇELİ olmak her sezonun daha ilk başında Galatasaraylı ve Beşiktaşlı arkadaşlarınla 2 maç için 6 puanına gönül rahatlığıyla iddaaya girmektir. :)

Evlenme teklifini bile sevdiğinin senin için stada pankart açarak yapabilmesidir. :)
FENERBAHÇELİ olmak maç günü sen formanı giymemişsen takımın kötü bir sonuç alındığında kendini de suçlu hissetmektir. :)

Sevgililer gününde ruh eşine kısa mesaj atarken sevgisini ifade edebilmek için ' Ben seni bir ömür boyu FENERBAHÇEM kadar çok seviyorum' yazabilmektir. :)

FENERBAHÇELİ olmak evindeki okey taşlarının kırmızı rengini bir bir tinerle soldurup yeniden özenle onları sarı lacivertle boyamaktır. :)
FENERBAHÇELİ olmak sence nedir?

FENERBAHÇELİ olmayı tarif etmeye çalışmak, bu dünya da ölümsüz bir aşkı tarif etmeye benzer. :)


Nasıl aşık olmayı daha önc hiç aşık olmamış birine tarif etmek imkansızsa, FENERBAHÇELİ olmayana olmayana da bunu açıklaması imkansız olacaktır ama FENERBAHÇELİLERİN daima yüreğinde hissettiği bir sevgidir.

Her gün doğumunda merhum eşinin resmini önüne alıp annenin hayata anlam katan kız evladını FENERBAHÇELİ taraftar ruhuyla yetiştireceğine dair söz vermesidir. :)

FENERBAHÇELİ olmak ölümsüz yüce bir aşktır. :)

Hayatı boyunca tutkuyla severek aşık olmak ve ona göre bu hayatı dolu dolu yaşamaktır. :)

Benim hayat hikayem :)

Merhaba gönül dostum sana yaşam hikâyemden bir kesit sunmaya çalışacağım. Kısa ve öz dile getireceğim yaşama dair benim varoluşumu inşallah sen de büyük bir keyif olarak okumanı arzu ediyorum. Eskişehir de 10 Nisan 1976 da dünya ya merhaba dedim. Babam devlet memuruydu annem ise ev kadınıydı babamın memuriyetinin 5 yılda bir tayinleri sayesinde görmediğim ve gezmediğim il kalmadı desem yalan olur.

Bir bayan için lise yılları unutulamayacak kadar güzel ve mutlu anlarla doludur. Çektirdiğimiz fotoğraflar sadece albümleri dolan bizim yaşadığımıza dair belgelerdir.
Evliliğimin ilk yıllarında eşimin kalite kontrol denetleyicisi görevi olduğundan hep beni de yanında gezdirirdi. Türkiye nin doğusundan batısına hayat arkadaşıma iş konusunda daima asistanlık yapardım. Günlük ve haftalık iş planları hazırlamayı eşim bana öğretti.
Hamile kaldığımda eşim evimizde bana bir arkadaş olsun ve her hamile kadın gibi dışarı çıkıp dolaşmam için Fındık adında bir köpeğim var. O bizim ailenin neşe kaynağıdır.
3 Sene önce eşimi kaybettim. İstanbul gibi büyük bir şehirde bir yıl bocaladıktan sonra bir tanıdığım aile dostumun vasıtasıyla babam gibi devletime ve de milletime hizmet etme aşkıyla işime başladım. Çocuğumun nafakasını kendi alın terimin emeğiyle kazanıp kızım İrem in bütün maddi ve manevi ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Halk diliyle ensesi kalın devlet adamlarının saatlik, günlük, haftalık, aylık ve yıllık iş planları hazırlıyor ve işlerindeki zamanlamalarına sadık kalmaları için onları yönlendiriyor. Kayıp olan zamanı ve ekstra mesafeleri kısaltacak yollar belirliyorum. Şu an için yedi koca adama ben rehberlik ediyorum.

Türk toplumunda kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan dul bir kadın olmak ne kadar zor olsa da beni bu hayata kızım İrem in varlığı bağlıyor.

İşte yaşamımdan küçük bir kesit sunmaya çalıştım. İnşallah başarılı olabilmişimdir.